Büyük Birlik Partisi (BBP) Palandöken İlçe Başkanı Hüseyin Karaca, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünün suikast olduğunu düşündüklerini belirterek uyduruk raporlarla oyalama yapıldığını ileri sürdü.
Erzurum Ajans-Büyük Birlik Partisi (BBP) Palandöken İlçe Başkanı Hüseyin Karaca, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün suikast olduğunu düşündüklerini belirterek uyduruk raporlarla oyalama yapıldığını ileri sürdü.
Basın açıklaması yapan Karaca, son günlerde Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm olayının yeniden gündeme geldiğini belirterek, şu görüşlere yer veri:
“Son
günlerde ülke gündemine oturan Muhsin Yazıcıoğlu, suikastiyle ilgili
iki yıla yaklaşan bu süreçte halen daha somut bir adım atılmayışı
bizleri ve camiamızı derinden üzmüştür. Bugüne kadar devletin yetkili
makamları konuyla ilgili ciddi bir açıklama gereği duymayıp ve bununla
yetinmeyip uyduruk uyduruk raporlarla kamuoyunu ve camiamız mensuplarını
oyalayıcı taktiksel bir çaba içerisine girmişlerdir. Merhum Turgut
Özal, Eşref Bitlis gibi devlet
büyüklerinin gündeme gelip tartışma
konusu olması bizim liderimizden hiç bahsedilmemesi can sıkıcı bir durum
değimlidir ? Şimdi bu kurumların başındaki arkadaşlarımıza sormak
lazım. Madem genel başkanımızın ve bu helikopterdeki insanların kanında
karbon monoksit gazına rastlanmıştı da bugüne kadar neyi beklediniz.
Allah aşkına ortamın soğumasını mı? yoksa zaman her şeyin ilacıdır diye
düşünüp zamanla bunlar unutulur diye bir gafletemi daldınız ? Eğer o
tarz düşünce ve içerisindeyseniz yanıldınız. Biz Muhsin Yazıcıoğlu’nu
bugün kaybetmiş gibi yüreklerimiz yangın içerisinde ve ömrümüz vefa
ettiği süre içerisinde de hep böyle olacaktır.
Onu bize hiç kimse unutturamaz ve bu faili meçhul suikastın perde arkasını görmeden de sizlerin yakasını bırakmayacağız. Bugün bir kamuyu yoklaması yaptırın Türk toplumunun yüzde doksanındaki kanat şudur Muhsin Yazıcıoğlu, şehit edilmiştir diyeceklerdir. Bu gerçek toplumun bütün alanına bu şekilde sirayet etmişse oturup biraz düşünmek lazım diye düşünüyorum. Bizler devlete olan güven duygumuzu hiçbir zaman kaybetmedik ve etmemeceğizde ancak bu ülkede bir keferenin hücresi on santim daraldı diye ülkeyi cehenneme çevirenlerden bu davamızda kat kat haklıyız
Liderimizin kanının hesabını soruyoruz kim yada kimler ihmalmi, suikastmi bunu adı her neyse bu milletin vicdanını rahat ettirin artık. Biz bu sürecin başından beri hep ılımlı davrandık hiçbir zaman sağ duyuyu elden bırakmadık, kimsenin yakasına yapışmadık. Kamuya ait olan yerleri yakmadık yıkmadık. Biz bu ülkede otobüslerin içerisinde on sekiz yaşında kızları molotofla canlarına kıymadık. Biz bu ülkeye değer verdik, bu ülkenin kurumlarına saygısızlıkta bulunmadık gerektiğinde sağımıza solumuza bakmadan bu ülkenin bölünmez bütünlüğü için biz varız dedik ama geldiğimiz noktada baktı ki o sokakları insanlara dar edenler kamu malını yakıp yıkanlar devlete ve millete baş kaldıranlar devlet ve hükümet nezdinde bizden daha çok itibar gördüler. Bu iki tavrı mukayese edersek öz yurdumuzda öksüz kalmışız.
Bu nasıl iştir bu nasıl bir düzendir anlama güçlüğü çekiyoruz. Devletin ve hükümetin bu konudaki yetkili kurumlarını bu konuda görevlerini yapmalarını istiyoruz. Aksi taktirde devlete olan güven duygumuzu kaybetmek üzereyiz bizim sesimiz çıkmıyor diyemi bu vurdumduymazlık? Oysa ki biz başından beri bütün teşkilatlarımızı sağduyulu olmaya çağırdık aksi taktirde farklı şeylerde olabilirdi ama biz hiçbir zaman bir karışıklığa müsaade etmedik bu ülkede biz üzerimize düşen her şeyi yaptık. Bugüne kadar sizde üzerinize düşeni yapıp töhmet altında kalmayın artık saygıdeğer yetkiler. Türkiye genelindeki tüm il ve ilçe başkanı arkadaşlarımızın da bu konuda duyarlı olmalarını temenni ediyorum şehit liderin hesabını sormak için tamamen demokratik çerçeveler içerisinde hakkımızı arama zamanı gelmiştir.”