CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Erzurum İl Kongresi’ne katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Erzurum Ajans-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Erzurum İl Kongresi’ne katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.
CHP Lideri Deniz Baykal, saat 12.00 sıralarında geldiği Erzurum’da kalabalık bir grup partili tarafından kongrenin yapılacağı Tufan Düğün Salonu önünde çiçeklerle karşılandı. Kongre’ye hayırlı olsun dileklerini sunan Baykal, hükümetin tarım ve ekonomi politikalarını eleştirerek, bu iki önemli konudaki yanlışlıkların, Türkiye’de işsizliği artırdığını ve ekonominin çöküşünü tetiklediğini savundu. Baykal, “Anayasal sistemi ve hukuk sistemini kendi ihtiyacına göre şekillendirme çalışan AK Parti’ye biz deriz
ki, siyaset camiye, kışlaya, mahkemeye girmesin. Çünkü cami, tartışma yeri değil, inanç, ibadet ve iman yeridir. Siyaset nedir, birbirini sorgulamadır. Siyaseti camiye sokmayacaksınız” diye konuştu.
Siyasetin camiye sokulduğunda hem caminin hem de siyaset bozulacağını söyleyen Baykal, “Siyaseti kışlaya da sokmayacaksınız. Kışlada disiplin, itaat, görev esastır. Kışlaya siyaset sokarsak memleketin çıkarını kim koruyacak ve bunun sonunda ne olacak? Allah korusun, Balkan Savaşı’na döner. Allah bir daha o Balkan günlerini yaşatmasın. Kışlaya siyaseti soktuğunda kimseye hayır gelmez, memlekete hayır gelmez” görüşünü dile getirdi.
Siyasetin mahkemede de yeri olmadığını vurgulayan Baykal, ”Hakim kendi siyasi anlayışına göre karar versin, sanık kendi siyasetine göre destek arasın, böyle bir şey olur mu” diye sordu.
Anayasa Mahkemesi’nin AK Partiye ihtarda bulunduğunu ve ”Sen laikliğe karşı eylemlerin odağı oldun” dediğini hatırlatan Baykal, ”Son dönemde Türkiye’de, cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş, dünyanın hiçbir demokrasisinde tanık olunmayan olaylar yaşanmıyor mu? Kuvvet komutanları, ordu komutanları en yüksek rütbeyle bu millete hizmet vermiş insanlar bir suçlu konumuna çekilmiyor mu? Bunun altında sadece hukuk, yasalara saygı anlayışının yattığına inanmamız mümkün mü? Bunun altında bir başka
senaryonun yattığı açık bir gerçek değil mi. Bu memleketin şerefli evlatları birbiri ardından onur intiharları yapmak durumunda kalıyorlar. İddialar ortaya atılıyor, altından bir şey çıkmıyor. 3 yıldır bu suçlamalar sürüyor. Ortada iddiadan başka bir mahkeme kararı var mı? Tutuklama kararı var ama hüküm yok, yargı yok. Yıllarca içeride kalıyorsun, neyle suçlandığını bile bilmiyorsun. Bu hiçbir çağdaş yargılama sistemi içine yerleştirilecek bir uygulama değildir. Türkiye’de siyaseti orduya yerleştirme
konusunda bir çabanın yürütülmekte olduğunu hepimiz görüyoruz. Alırım, bırakırım. Neye göre alıyorsun, neye göre bırakıyorsun? Hukuka göre mi bırakıyorsun, siyasete göre mi? Siyasete göre mi alıyorsun hukuka göre mi bırakıyorsun? Hukuk, yargı darbe yemiştir. Hukuka olan güven sarsılmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, meydan boştur, dini siyasete alet etmişlerdir, para cezasıyla kurtulmuşlardır. Kışlaya siyaseti sokmaya teşebbüs etmişlerdir ve çok büyük ölçüde de bunu gerçekleştirmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Darbe vurma sırasının yargıya geldiğini söyleyen Baykal, hükümetin bu amacına ulaşmak için Anayasayı değiştirmeye çalıştığını iddia ederek, “Şimdi hükümet, ilk ikisini halletti, üçüncüsünü halledebilmesi için Anayasa’yı değiştirmesi lazım. Anayasa’yı değiştirmediği sürece bunu yapamayacak. Şimdi bu bizimki çıktı, diyor ki, ‘Anayasa Mahkemesi’ne, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na kimin üye olacağını biz siyasetçiler kararlaştıralım’. ‘Biz siyasetçiler’ dediği kendisi. O kararlaştıracak,
milletvekilleri o isimlere oy verecek ve böylece o isimler Anayasa Mahkemesi’ni, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu oluşturacak. Anayasa Mahkemesi 50 yıldır aynıydı. Gelmiş geçmiş bütün Başbakanlar bunu içlerine sindirdi” dedi.
Mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı hatırlatan Baykal, milletin gerçek iradesinin, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararın içinde gizli olduğunu vurgulayarak, “Şimdi diyor ki arkadaş, ‘ben Anayasa Mahkemesi’ni kendi yandaşlarımla doldurayım, çıkardığım hiçbir kanunu geri çevirmesin’. Sen cumhuriyetin temel değerlerini, hukuk devletini, demokrasiyi ve laiklik ilkesini istemiyorsun, sorun da oradan kaynaklanıyor. Farklı bir kültürü bizim devlet düzenimize,
cumhuriyetimize dayatmaya çalışıyorsun. Sen o kültürü Hikmet Yar’ın dizinin dibinde çöküp, ondan eğitim aldığın günlerden aldın. Seni Hikmet Yar yetiştirdi, Türkiye’de bizleri Mustafa Kemal Atatürk yetiştirdi” şeklide konuştu.
Baykal, konuşmasının ardından özel uçakla Erzurum’dan ayrılarak Ankara’ya döndü.