SiyasetHaber Girişi : 16 Mart 2013 21:13

''Başımız her yerde dik''

''Başımız her yerde dik''
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son 10 yıl içinde çok sayıda seçimden, referandumdan güçlenmiş bir şekilde milletten emaneti aldıklarını belirterek, "Onun için başımız her yerde dik" dedi.
Erzurumajans-Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı tarafından Erdemli ilçesindeki Lamos Otel'de düzenlenen Mersin Teşkilat İçi Eğitim Toplantısı'na katıldılar. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, öğle saatlerinde geldiği Mersin'den Erdemli'ye geçerken, Ekonomi Bakanı Çağlayan da saat 15.00 sıralarında salona geldi.

Mersin'de ilk kez gerçekleştirilen eğitim toplantısında konuşan Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünde Mersin'in 3-4 ayrı sürecin harmanlandığı, sentez edildiği bir ayna şehir, bir sentez şehir olduğunu belirterek, "Böyle bir aynada AK Parti, 13 ilçe belediyesinden sadece 2'siyle yetinemez. En azından Türkiye'nin büyük oranının buraya yansıması hatta hepsinin alınması lazım da en azından o büyük başarının buraya yansıması lazım. Bunun mazereti olamaz. Biz bu anlamda Mersin'i Türkiye'nin yükselen gücünün de bir yansıması olarak değerlendiriyoruz. Mersin'in 2023 hedefinde kendine biçmesi gereken rolün sınırlı ve mütevazı olmaması lazım. Türkiye ilk 10 ülke arasına gireceği süreçte Mersin'in, en fazla katkı yapacak 3-5 şehrimizden biri olduğuna inanıyorum. Mersin'in bu süreçte yükselecek şehirler arasında ilk 5 şehirden biri olacağından hiçbir şüphemiz yok. Mersin, Anadolu'nun Akdeniz'e açılan kapısı. Dünyanın en büyük limanı olmayı gerçekleştirdiğinde bütün Akdeniz Mersin'de kendini bulacak. Buna hazır olmamız lazım. Bu yeni süreçte küresel bir şehir olma yolunda Mersin'in ayak izlerini duymamız lazım" dedi.

Hem Akdeniz Oyunları'nın Haziran ayında Mersin'de yapılacağını hem de Büyükelçiler Konferansı'nın bu seneki ayağını Mersin'de yapacaklarını bildiren Davutoğlu, böylece Mersin'i dünyaya tanıtarak, uluslararası gündemin bir parçası haline getireceklerini kaydetti.

"Üç ayaklı kapsamlı bir restorasyon sürecine geçiyoruz" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin çok yıllar kaybettiğini, son 10 yıldır kaybedilen onlarca yılı telafi edebilmek için başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere yoğun bir tempoyla gece gündüz çalıştıklarını dile getirdi. Davutoğlu, "Şimdi biz dünyanın ilk 10 ülkesi arasına gireceğiz diyoruz. Bunu sağlayabilmek için önce içeride demokrasimizin sağlam bir temel üzerinde güçlenmesi lazım. Demokrasisi oturmamış, iç siyasi yapısı tahkim edilmemiş bir milletin uluslararası alanda hareket kabiliyeti kazanması çok zor" şeklinde konuştu.

"BAŞIMIZ HER YERDE DİK"

Son dönem yükselişlerinin üç ayağından birinin, içeride demokratikleşme süreciyle birlikte güçlenen millet-devlet kaynaşması, diğerinin Mersin gibi motor illerin sürükleyip götürdüğü ekonomik restorasyon ve kalkınma, üçüncüsünün de bunlarla birlikte gelişen dış politika ve uluslararası alandaki güç restorasyonu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Eğer bir ülkede demokrasi yerleşmemişse, devlet milleti potansiyel bir tehdit gibi görüyorsa, millet devlete güvenini yitirmişse aslında o milletin hareket etme kabiliyeti sınırlanmış demektir.

Aksine eğer bir ülkede devlet gücünü milletten alıyorsa, devleti idare edenlerin nihai hesap verme makamı milletse ve o makama sık sık başvurarak o emaneti tekrar tekrar alıyorsa işte o zaman o devlet adamlarının başı bütün dünyada dik olur. Biz son 10 yıl içinde çok sayıda seçimden, referandumdan hep bu emaneti daha güçlenmiş bir şekilde aldık. Onun için başımız her yerde dik. Eğer arkamızda millet desteği olmasa bizim de ne ekonomide ne de dış politikada aktif faaliyet yürütme gücümüz olmaz. Herkesin bir güç kaynağı var. Bizim güç kaynağımız sizlersiniz. Bizi bu güç kaynağından mahrum bırakmayın. Milletle devlet arasındaki bu bütünleşmenin en görünürlülüğü özgürlük ile güvenlik arasındaki dengedir. Bizim yaptığımız atılımların arkasında şu ilke var; biz milletimizin hiçbir kesimini, hiçbir grubunu, hiçbir etnik ya da mezhebi topluluğunu tehdit olarak görmüyoruz. Millet tehdit kaynağı değil, enerji ve meşruiyet kaynağıdır" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin dış temsilcilikleri ile dünyaya açıldığının altını çizen Davutoğlu, son 3-4 yılda Afrika'da 23 yeni büyükelçilik açtıklarını ve sayıyı 35'e çıkardıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:

"Latin Amerika'da 4, Doğu Asya'da 3 yeni büyükelçilik açtık. Toplam büyükelçilik sayısı 94'ten 134'e çıktı. Toplam dış temsilcilik sayısında da 161'den 221'e çıktık. Şu anda dünyada en fazla temsil edilen 9. büyük ülkeyiz. İnşallah bu sene ve gelecek yıl açılacaklarla birlikte bunu 6. sıraya yükselteceğiz. Tarihi güçlü olan, tarihte özne olan milletler bir daha nesneleştirilemezler. Son dönemde bize dönük içeriden ve dışarıdan gelen bazı kıskançlıkların arkasında da bu var. Çünkü bu aziz milletin bütün haşmetiyle tarihe tekrar döndüğüne şahit oluyoruz."

Türkiye'nin kaydettiği gelişmelerde özgüvenin önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Davutoğlu, Türkiye'nin son 10 yılda yeniden özgüvenini kazandığını, kendi onurunu tekrar bir bayrak gibi her yere taşıma iradesini gösterdiğini ve tarihdaşlarına sahip çıktığını dile getirdi.

Devlet olmanın kudretli olmak, şefkatli olmak anlamını taşıdığına dikkat çeken Davutoğlu, "Kudret ve şefkatten yoksun olan bir millet ya acizleşir ya zalimleşir. Aciz olmak büyük bir utançtır, zalim olmak bize yakışmaz" diyerek, 16 Mart Halepçe Katliamı'nın yıldönümüne de değindi. Davutoğlu,"Bundan 25 yıl önce zalim Saddam kardeşlerimize kimyasal silahla saldırdı. 6 bine yakın kardeşimiz orada şehit edilmiştir. Srebrenitza'daki Boşnak kardeşlerimizle Halepçe'deki katledilen Kürt kardeşlerimizle bugün Suriye'de katledilmekte olan Arap, Kürt, Nusayri, Sünni kardeşlerimizle dayanışma arasında hiç bir fark görmüyoruz. Nerede bir zalim varsa ona karşı dururuz. Hangi medeniyetten gelirse gelsin her mazlumun yanında oluruz" dedi.

Bakan Davutoğlu, hedeflerinin yeni bir anayasa ile köklü ve güçlü bir ekonomi olduğunu da sözlerine ekledi.

"ÜLKEMİZİ PRANGALARDAN KURTARDIK"

Ekonomi Bakanı Çağlayan ise Türkiye'nin yaşadığı gelişmelerin temelinde güven ve istikrarın yattığını söyledi. Türkiye'de artık mayanın tuttuğunu dile getiren Çağlayan, "Şimdi artık Türkiye'yi Galatasaray ve Fenerbahçe gibi şampiyonlar ligine taşımak zamanı. Türkiye geçmişte ne yazık ki bazı kesimlerden bağımsız davranamadı. Borç aldığı için talimat alıyordu. Türkiye'nin gündemini Türkiye değil, borç veren ülkeler belirlerdi" dedi.

"Ülkemizi prangalardan kurtardık" diyen Çağlayan, sadece ekonominin iyi olmasının yetmeyeceğini, demokrasinin de güçlü olması gerektiğini kaydetti. Çağlayan, "Eğer aksi olsa, Arap Baharı olmazdı. Bu yüzden Türkiye bir taraftan ekonomiyi geliştirirken, öte taraftan da demokrasiyi geliştirmeye çalışıyor. Bu anlamda Türkiye'nin zaman kaybetmeye vakti yok. Durmadan çalışmalıyız. Başbakanımızın önderliğinde dünyayı fellik fellik gezdik. Gezmeye de devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti gelmiş olduğu noktada, bir baskı altında olmaksızın, kurmuş olduğu sistem içerisinde yoluna emin adımlarla yürümeye devam edecek. Çünkü prangalardan kurtuldu" dedi.

Çözüm süreci üzerinde de duran Bakan Çağlayan, çözüm sürecinin Türkiye için çok önemli bir fırsat olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Alevi, Sünni, Türk veya Kürt olsun, kalbi şerefli Türk bayrağının bölünmez bütünlüğü için çarpan herkesin başımızın üstünde yeri var. Yıllarca analarımızın gözlerindeki yaşı kurutan terör belasından Türkiye kurtulacaktır. Bunu başardığımızda evvel Allah, değil ekonomide ilk 10, ilk 5'e gireriz. Benim sizden isteğim, bu sürece zarar verecek şeylerden ve insanlardan uzak durmaktır. Bu bazı kesimleri mutlak suretle rahatsız edecektir. Ama biz doğru olduğuna inanıyoruz ve görüyoruz. Bu çalışma ve gayret önce Allah'ın izni ve milletimizin takdiriyle sonuca ulaşacaktır. Bu ülke hepimizin. Birbirimizi kafatası milliyetçiliğiyle ayırt etmemeliyiz. Biz milliyetçilikten kafatasçılığını anlamıyoruz. Bizim milliyetçiliğimiz kişi başına düşen geliri artırmak, ihracatı artırmaktır."
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.