Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu...
Erzurumajans-Genel
kurulda çok yoğun hakaretlere sabırla hareket ederek Büyükşehir
tasarısını yasalaştırdığınız için teşekkür ederim. Son bir haftadır
milletim bir kez daha muhalefetin çapsız siyaset tarzını çok net olarak
görmüştür. Demokratik bir görüş sergilemek yerine her zaman olduğu gibi
şiddeti, hakareti ve oyalama taktiklerini yapmıştır. Sabırla, metanetle,cesaretle süreci takip ettiğiniz için tek tek şükranlarımı takdim
ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da onayıyla 13 ilimiz
Büyükşehir olacak. Bu illerimizle birlikte Türkiye genelinde yerel
hizmetleri çok daha kaliteli alacak olan vatandaşlarımıza da hayırlı
olsun diyorum. AK Parti belediyecilik konusunda iddia sahibi bir
partidir. Çok ciddi bir tecrübeye sahibiz. Bunun üzerine söz söylemeleri
için bir katkıları, bilgileri olması gerekir. CHP ve MHP
belediyelerinin hali ortada. Ak Parti ise örnek oluşturacak bir
performans ortaya koyduğu da ortadadır.
Büyükşehir Kanunu
şehirlerimiz için en iyi planlama yapılarak Meclis'e getirilen bir
kanundur. Söyleyecek sözleri olmayanlar sadece şiddet uygularlar, küfür
ederler. Muhalefet partilerinin idare ettiği belediyelerin çoğunda
beceriksizlik görürsünüz. Muhalefetin millete hizmet gibi bir derdi yok.
Kendileri sorunları çözmediler, çözene engel oldular. Biz milletimize
hizmet vermeye devam edeceğiz. Çünkü biz bu millete sevdalıyız.
Yaptığımı
dış ziyaretler nedeniyle 10 Kasım törenlerine katılamadık. Mustafa
Kemal Atatürk'ü şükranla rahmetle yad ediyorum. TİKA'nın girişimleriyle
Makedonya'nın bir köyünde Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin evi
olduğu tespit edildi. Bu iki ev restore çalışmalarına başlandı. Müze evi
olarak ziyaretçilere hizmet verecek. Ayrıca Atatürk'ün eğitim gördüğü
okulda için çalışmalarımız başladı. 20 Kasım'da tamamlayacağız.
17
kahramanımızı şehit verdik. Aziz milletimize sabır diliyorum. Kazayla
ilgili adli ve idari soruşturma başladı. Bir terörist saldırı söz konusu
değil. Helikopterlerin yorgun, bakımsız olduğunu ifade edenler var.
Ağzı olan konuşuyor. Terörle mücadele esnasında bu tür acı hadiseler
yaşanabiliyor. Soruşturmalar yapılacak, gereken tedbirler alınacaktır.
Pazar günü arkadaşlarımızla ilgili Diyarbakır’a gittik, onları hakka
uğurladık. Ellerini ovuşturan fırsatçıların bu olayı istismar
ettiklerini gördük. 30 yıldır süren bu davayı millet meselesi değil,
hükümet meselesi olarak görenler var. Sırf hükümet zarar görsün diye dua
ediyorlar.
Bunlar AK Parti zarar görsün diye Türkiye
düşmanlarının sırtını sıvazlayacak kadar ölçüyü kaçırdılar. O katilin
sırtını sıvazlayan bir partiye, bir CHP’ye, bir CHP genel başkanına
sahibiz.
CHP bu süreçte Türkiye’nin zarar görmesinden medet
umacak kadar zavallılık içerisinde. CHP Genel Başkanı’na sesleniyorum:
Türkiye küçük hesaplar yapmayacak kadar büyük bir devlettir.
Yapılan
saldırılara en sert karşılık veriliyor, en sert şekilde de karşılık
verilecektir. Sınırımıza saldırılara çok daha sert tepki vermekten
kaçınmayacağız. Kimse ateşle oynamasın, kimse Türkiye’nin sabrını test
etmeye çalışmasın.
Bir arada bulunmaları bile düşünülemeyen en
uçların en sinsi şekilde yol arkadaşlıkları yaptıklarını gördük. Sinsi
hedefler çerçevesinde ortak kampanyalar yürütüldüğümü görüyoruz. Bazı
cezaevlerinde açlık eylemi başlattılar.
Kandil'den gelen
talimatla başlayan eylem BDP ile birlikte yaygınlaştırıldı. Can, kan
üzerinden hesap yapmaya alışmış olan terör baronlarının içinde yine
insanlar kaldı. Kandil'e laf söyleyemeyenler hükümeti zora sokmanın
gayreti içerisindeler. Bugüne kadar yaptığımız reformları küçümsemeye
çalıştılar.
Bugüne kadar halkımız, Kürt kardeşlerimiz için
bunların karşısına dikildiler. Ucuz hesapların içerisine girmeye
çalışıyorlar. Siyaset yapamayanlar başka yollara girerler. Siyasetçinin
görevi açlık grevi yapanlara arka çıkmak değildir.
Bunlar
bataklıkta gezinmeye alıştılar. Anadilde savunma diyorlar. 30 Eylül'de
kişinin kendisini istediği gibi ifade edebileceğini dünyaya duyurduk.
TSK silah bıraksın diyorlar. Onlar silah bırakmadıkça, silahlar sussun
demiyoruz dikkat edin. Onlar silah bırakmadıkça operasyonlar bitmez.
Bu
saldırılara gereken cevap verilecektir. Terör saldırıları oldukça,
millet olarak devlet olarak bu saldırılara gereken cevabı vereceğiz. AK
Parti ne şekilde olursa olsun yaşatmayı ilke edinmiştir. İnsanı yaşat ki
devlet yaşasın dedik. Ama bunların böyle bir derdi yok ki.
Benim
Mehmetçiğim dağda yakaladığı teröriste üşümesin diye parkasını verecek
kadar alicenaptır. Bir kişinin burnu kanamasın diye 10 yıldır
çalışıyoruz. BDP'ye bir kez daha yazıklar olsun. Arkadaşlarımla birkaç
görüşmeleri oldu. kendileri de söylüyor. Biz artık başa çıkamıyoruz
diyorlar. Dışarıda ise sanki bir şey yapacaklarmış gibi konuşuyorlar.
Bunların bir hüneri yok.
BDP’nin hiçbir zaman çözümün taraftarı
olmadı. Güçleri de yok. İradeleri var zannetmeyin. O yüzden de bir işe
yaramıyorlar. Dağdaki teröristin elini ölüp zavallılaşmış BDP’den
itaatten başka bir şey beklenemez. Yürekleri, cesaretleri varsa bu
emirleri verenlere karşı cesur bir duruş sergilensinler, cesaret
göstersinler. Bunların amacı kaos oluşturmak, gerilimi tırmandırmak.
Bazı
medya kuruluşları bu eylemlere destek veriyor, çanak tutuyor. Ya siz ne
zamandan beri bu terör örgütünün sevdalısı oldunuz, dadaşlara
göstermediğiniz şefkati nasıl teröre gösteriyorsunuz.
Siirt'te katledilen 4 kızımızı görmediniz. 11 yaşındaki yavrumuzu görmediniz. Yaşatmak ve yaşamayı o gün sorgulamadınız da bugün size ne oldu.
Bu
tuzağa biz düşmeyiz. Gerilimi arttırmak için yapılan oyunlara biz pabuç
bırakmayız. Türkiye eski Türkiye değil, bunlar bayat senaryolar. Bu
tezgahı bozmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu gerilimi tırmandırma
ameliyatına boyun eğmeyiz.
BDP’li milletvekilleri de açlık
grevlerine varsın devam etsinler. Arada kebaplar gelmesin tabii.
Bunların tabii bir nefis terbiyesine ihtiyaçları var. Bunların rejim
yapmaya ihtiyaçları da var.