Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında yaptığı açıklamada, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını savunduklarını ve Suriye’nin bölünmesine izin vermeyeceklerini belirtti...
Erzurum
Ajans-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında yaptığı
açıklamada, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını savunduklarını
ve Suriye’nin bölünmesine izin vermeyeceklerini belirterek, “Türkiye'nin
güvenliğine tehdit teşkil edecek girişimlere biz asla müsamaha
göstermeyiz. Suriye'nin kuzeyinde, Esad rejiminin katliamları acımasızca
devam ederken, burada bir takım oldu bittilere girişilmesi, üzerinde
dikkatle durulması, düşünülmesi gereken bir manzaradır. Türkiye, bu oldu
bittilere asla göz yummaz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
Ulusa Sesleniş konuşmasında Ramazan ayında İslam dünyasından acı
haberlerin geldiğini ve yürekleri parçalayan hadiselere şahit olduğunu
söyledi. Suriye'de, Ramazan ayının ruhuna ve manevi iklimine tamamen
ters bir biçimde, adeta oluk oluk kan akıtıldığını kaydeden Başbakan
Erdoğan, ocakların söndürüldüğünü, sivil ve masum insanların evlerinde,
sokaklarda hunharca katledildiğinin altını çizdi.
Suriye'de rejimin,
halkın en meşru talep ve arzularına, en ağır silahlarla, toplu kıyım ve
katliamlarla cevap verdiğini belirten Başbakan Erdoğan, Hama, Humus ve
Dera gibi kentlerin ardından, bugünlerde Halep şehrinin de, havadan ve
karadan acımasızca hedef alındığını kaydetti.
“HALEP TARİHİNİN EN AĞIR SALDIRILARINDAN BİRİNE MARUZ KALIYOR”
“Tarihiyle,kültürüyle, medeniyet iklimiyle bizim Gaziantep şehrimizden,
Şanlıurfa’mızdan, Hatay, Kilis’imizden hiçbir farkı olmayan; sakinleri
bizim kardeşimiz olan Halep, tarihinin en ağır saldırılarından birine
maruz kalıyor” diye konuşan Başbakan Erdoğan konuşmasında şunları
kaydetti:
“Şam ve Halep şehirleri, tarihleri boyunca defalarca
kuşatıldılar, işgal edildiler, yağmalandılar, toplu cinayetlere,
katliamlara maruz kaldılar. Bu iki şehir, tarih boyunca, çok büyük
kahramanlara ev sahipliği yaptılar; büyük kahramanlar çıkardılar,
zalimlere, canilere, despotlara gereken cevabı en güçlü şekilde
verdiler.
Şam'da, Halep'te, yıkılışlarının hemen ardından doğrulmayı,uyanmayı başardılar; İslam coğrafyasının merkez şehirleri olarak
yeniden inşa edildiler, imar edildiler. İnşallah, bu iki şehir, bugün
de, Suriye'nin diğer tüm şehirleriyle birlikte zalimlere kendi öz
evlatlarıyla gereken cevabı verecek; bir kez daha cesaretin, adaletin ve
hakkın üzerinde yeniden inşa edilecektir.
Suriye'de, Esad
rejiminin, gözü dönmüş şekilde kendi halkına, kendi insanına ateş
püskürmesi, esasında bir paniğin, çaresizliğin, akıl tutulmasının
göstergesidir.”
“ESAD, AKIBETİNİN ÖNCEKİ DİKTATÖRLERDEN FARKLI OLMAYACAĞINI ARTIK İYİCE ANLADI”
Suriye
Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın ve yoldaşlarının, sorlarının geldiğini ve
akıbetlerinin kendilerinden önceki diktatörlerden farklı olmayacağını
artık iyice anladıklarını söyleyen Erdoğan, son günlerde artan zulümün
ve gaddarlığın, kaçınılmaz sonun yaklaştığının bariz sinyalleri olduğunu
kaydeden Erdoğan, “Kardeş Suriye halkı da, Ortadoğu'da, artık bu eli
kanlı diktatörden; onun, kan üzerine bina edilmiş rejiminden inşallah
kurtuluyor. Bugün bir kez daha kardeş Suriye halkına sabır, metanet ve
dirayet temenni ediyoruz.
Bu mübarek Ramazan akşamlarında, millet
olarak Suriyeli kardeşlerimize en kalbi dualarımızı gönderiyoruz.
İnşallah, zafer Suriye halkının olacaktır. İnşallah, Suriye'de zalimler
kaybedecek, Hak galip gelecektir. Bizler de bu yönde dua etmeye,
Suriyeli kardeşlerimizle gönül birliği yapmaya, onlara destek vermeye
devam edeceğiz. Suriye halkının bağımsızlık, özgürlük, hak ve adalet
mücadelesini, bugün her zamankinden daha fazla destekliyor; tüm Suriye
halkına selam ve dayanışma mesajlarımızı iletiyoruz” diye konuştu.
“SURİYE’DEKİ OLAYLARA DUYARSIZ KALAMAYIZ”
Türkiye'nin
Suriye politikasını, içerde ve dışarıda belli çevreler, belli odaklar
tarafından son derece yersiz, haksız ve insafsız şekilde eleştirilere
maruz kaldığını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin büyük bir ülke,
güçlü bir devlet olmasından rahatsızlık duyan çevrelerin, bölgesel
meselelere olan ilgimizi farklı yerlere çekerek, Türkiye'yi hedef haline
getirmeye gayret gösterdiklerini ifade etti.
Suriye’nin,
Türkiye’nin en uzun sınırı paylaştığı bir ülke olduğunun altını çizen
Başbakan Erdoğan, “Biz Suriye ile ortak bir tarihi, ortak bir kültürü,
ortak inançları paylaşıyoruz. Sınırın her iki tarafından akrabalar,
dostlar, kardeşler bulunuyor. Suriye'de bir halka topluca zulmedilirken,biz susabilir miyiz? Suriye'de her gün şehirler bombalanırken, biz
tepkisiz kalabilir miyiz? Suriye'de her gün kan akarken, kan
akıtılırken, biz bunu seyredebilir miyiz? Eğer susarsak, eğer tepkisiz
kalırsak, eğer seyirci olursak, soruyorum, biz kendi tarihimize,
tarihimizin büyük şahsiyetlerine, onların da ötesinde kendi vicdanımıza
bunu nasıl izah edebiliriz?
Bin yıldır bölgede olan, bin yıldır
bölgenin başı sıkıştığında, tüm imkanlarıyla bölge insanının yanı
başında bulunan Türkiye'nin, bugün yaşananlara seyirci kalması,
kalabilmesi mümkün müdür? Krizler, sıkıntılar, sorunlar karşısında hemen
sırtını dönen, yüzünü dönen, umursamaz bir Türkiye, büyük bir ülke,
büyük bir devlet olabilir mi? Bunların yanında, Ortadoğu'daki her
gelişme, her kriz, her sorun, doğrudan doğruya bizi, ülkemizi,
milletimizi, ekonomimizi ilgilendiriyor.
Bölgedeki
istikrarsızlık, doğrudan ya da dolaylı olarak bizim istikrarımızı,
refahımızı, ticaretimizi, turizmimizi, yatırımlarımızı etkiliyor” dedi.
“SURİYE, ULUSLARARASI KAMUOYU İÇİN TURNUSOL KAĞIDI OLMUŞTUR”
Suriye'deki
olayların dikkatle ve hassasiyetle takip etmemiz gereken olaylar
olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, Suriye'nin içişlerine
karışmadan, ama Suriye'nin istikrar ve refahını da gözeterek, durması
gereken yerde durmuş; tutarlı, akılcı, hakkaniyet ölçüsünde bir politika
izlediğinin altını çizdi.
Türkiye’nin, kendisine yaraşanı
yapmış; büyük bir devlet olarak hakkın, hukukun, adaletin yanında yer
aldığını belirten Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Suriye'de
yeni bir dönem başladığında, Türkiye alnı ak, vicdanı ak şekilde
yolunda ilerleyecektir. Ancak, bazı ülkeler, bazı uluslararası
kuruluşlar, akan kana seyirci kalmanın, tepkisiz kalmanın, sessiz
kalmanın ağır bedelini muhakkak ki vicdanlarında kara bir leke olarak
taşıyacaktır. Suriye, bir kez daha uluslararası kamuoyu için turnusol
kağıdı olmuştur. Kendi çıkarları için akan kana seyirci kalanlarla,
insanlığın, insafın, vicdanın yanında saf tutanlar belirgin bir hale
gelmiş, ayrışmıştır.
Suriye konusunda yarım ağız konuşanlar,
rejimin yanında yer alanlar, en kanlı katliamları gerçekleştirirken bile
rejime destek verenler, bugün mahcup olmuş, millet nezdinde bir kez
daha itibar kaybetmiştir.
Biz, bu aziz millet bizden ne
bekliyorsa onu yaptık ve yapıyoruz. Bu aziz millet ve bu milletin
hükümeti, kendisine yakışanı yaptı ve yapıyor.
Hiç kimsenin
endişesi olmasın; Türkiye, akılcı, adaletli, hakkı ve hukuku gözeten
tavrıyla, tarihinden aldığı miras ve misyonla, en doğru politikaları
savunmaya ve uygulamaya devam edecektir.
Türkiye, vakur, ne
yaptığını bilen, kendi çıkarlarını da, kardeş halkların çıkarlarını da
gözeten bir anlayışla, kararlı, azimli şekilde yoluna devam edecektir.”
“SURİYE’NİN BÖLÜNMESİNE KARŞI ÇIKIYORUZ”
Türkiye’nin
en başından itibaren Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını
savunduğunu ve Suriye’nin bölünmesine, etnik ve mezhebi bir ayrışmaya
gitmesine karşı çıktıklarını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Suriye’de, her etnik grubun, her mezhebin, her inancın kendini özgürce
ifade edebileceğini, yönetimde kendisini temsil edebileceğini, eşit
vatandaşlar olarak ülke idaresinde görev ve yetki alacağı parlamenter
bir demokratik sistemi samimiyetle savunduklarını belirtti.
“Kanlı
Esad rejiminin, bölgenin istikrar, barış ve huzurunu hedef alacak
şekilde, giderayak bir takım provokasyonlara girişmesini asla ve asla
kabullenmeyiz” diyen konuşan Başbakan Erdoğan konuşması söyle devam
etti:
“Esad rejiminin on yıllar boyunca zulmettiği, kimliklerini bile
tanımadığı kesimleri bugün ateşe sürüklemesi karşısında herkes dikkatli
ve sağduyulu olmalıdır. Yangından mal kaçırma anlayışıyla ortaya konan
tavır ve eylemler, hiç kimseye fayda sağlamaz.
Özellikle, Türkiye'nin güvenliğine tehdit
teşkil edecek girişimlere biz asla müsamaha göstermeyiz. Suriye'nin
kuzeyinde, Esad rejiminin katliamları acımasızca devam ederken, burada
bir takım oldu bittilere girişilmesi, üzerinde dikkatle durulması,
düşünülmesi gereken bir manzaradır. Türkiye, bu oldu bittilere asla göz
yummaz.
Güvenliğimizi tehdit eden, iç barışımıza ve huzurumuza
yönelik her girişim, her eylem karşısında kararlı bir duruş sergilemeye,aktif tutum izlemeye devam edeceğiz.”
“ARAKAN’DA YAŞANAN İNSANLIK DRAMINA SESSİZ KALAMAYIZ”
Myanmar'da,Arakan Bölgesinde yaşanan insanlık dramı karşısında sessiz
kalmayacaklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, “Arakan’da, Müslümanların
kadın çoluk çocuk demeden katledilmelerine, tehcir edilmelerine
uluslararası toplum seyirci kalmamalıdır. Dışişleri bakanlığımız bu
hususta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri nezdinde girişimde
bulunmuştur. Myanmar siyasi yetkilileri nezdinde de girişimlerimizi
yapmış ayrıca bölgeye yardım çalışmalarımızı da başlatmış bulunuyoruz”
dedi.