AK Parti, Türkiye'de her iki kişiden birinin oyunu alarak kesin bir zafer kazandı.
Erzurum Ajans-AK Parti, Türkiye'de her iki kişiden birinin oyunu alarak kesin bir zafer kazandı. 12 Haziran seçimlerini yıldönümünde iki husun altını çizmek istiyorum. Birincisi, sonuçların netleşmesiyle seçim atmosferini bir kenara bıraktık. Bu dönemde biraz dinlenelim demedik. 12 Haziran akşamı zafer sarhoşluğuna kapılmadık. Aynı aşkla ülkemiz için himet üretmeye devam ediyoruz.
Diğer hususta şudur, diğer seçim ve halk oylaması akşamında olduğu gibi partimizin balkonundan bazı sözler verdik. Yüzde 50'nin oyunu almış olsak da yüzde 100'ün iktidarı olacağımızı ifade ettik. Kesinlikle ayrımcılık yapmayacağımızı belirttik. Hükümet olrak sadece bize oy veren yüzde 50'nin değil yüzde 100'ün sorumluluğunu taşıdık. Çoğunluğun azınlığa tahakküme nasıl zulümse azınlığın çoğunluğa tahakkümü de aynı şekilde zulümdür. 75 milyon birdir, kardeştir. Herkes bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. 9.5 yıllık iktidarımız süresince ilkelerden asla taviz vermedik.
Onyıllar boyunca Türkiye, azınlığın, belli zümrelerin çoğunluğa hükmettiği, çoğunluk adına kararlar aldığı, bunları baskıyla uyguladığı dönemlere şahit oldu. Millete tepeden bakadan, millete dayatma içinde olmuştur. Millete tepeden bakanlar farklı yaşam tazrlarının görünür olmasından şikayet ediyorlar. Türkiye'de yaşanan sadece ve sadece normalleşme sürecidir.
CHP'liler demokrasiyi biz getidik diyor. Hayır, efendim. CHP, Gazi Mustafa Kemal'e rağmen demorkasiyi engellemiş ve geçişi engellemiştir. Fırsat buldukça Türk parasından Atatürk'ün resimlerini çıkarıp İnönü'nün resimlerini koyan bu zihniyettir. 12 Eylül huzursuzluğuna rağmen değişimi sadece ertelemiştir. 28 Şubat, Türkiye'yi rayından çıkarmış ama Türkiye yeniden rayına girmiştir. Unutmayın, dere yatağında akar. İstediğiniz kadar derenin yatağını değiştirmeye kalkın önünde sonunda önündeki engelleri aşar, yatağını bulur.
Bu millet tarih boyunca önüne çıkan engelleri yıkmıştır. Boşuna engele koymayın, bu millet onları yıkmaya muktedirdir. 12 Haziran seçimleri tıpkı 3 Kasım seçimleri gibi bu cevaplardan biridir. 12 Haziran milletin değişim iradesinin sandığa çok güçlü şekilde yansımasıdır. 12 Haziran'a kadar bir yandan hizmet üretirken bir yandan da ön yargılarla mücadele ettik. Bunlar bu milletin dilini anlayamadı. Bu kadro çetelere, mafyalara karşı amansız mücadele etmiş, cuntalara karşı göğsünü siper etmiş bir kadrodur. 12 Haziran'da AK Parti değil millet kazanmıştır.
Türkiye'de artık, çeteler, cuntalar, darbeler dönemi tarihe karışmıştır. Ne millet ne de bu gençlik demokrasinin rayında çıkarılmasına müsade etmeyecektir. 12 Haziran bizi değil Türkiye'yi değiştiren bir seçim olmuştur. Allah'tan başka zafer sahibi yoktur. Bizi son derece haksız şekilde tekebbürle ifade edenler değişimi anlayamayanlardır. Biz kimin karşısında kibirleneceğimizi, gururlanacağımızı çok iyi bilenleriz.
En son kademeli eğitimi yasalaştırarak tercih hakkı getirdik. Kimseye meslek liselerini ya da imam hatipleri dayatmıyoruz. Milletimizin önüne tercih özgürlüğünü koyuyoruz. Yeni CHP diyorlar neresi yeni? Olsa olsa Doğan görünümlü Şahin olur bunlardan. 1930'larda milletin umudu olan Serbest Cumhuriyet Fırkası'na nasıl baktılarsa bugün de milletin tercihlerine öyle bakıyorlar. Muhalefetin statükoya sıkı sıkıya tutunduğuu görüyoruz. Er ya da geç muhalefet de bu değişime ayak uyduracak.
'Bunun yanında, öğrencilerimiz, Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkında Kanun kapsamında, yaşayan diller ve lehçeler adı altında, yerel dil ve lehçeleri öğrenme imkanına kavuşuyorlar. Örneğin, yeterli sayıda öğrenci bir araya geldiğinde, Kürtçe bir seçmeli ders olarak alınabilecek, öğretilecek ve öğrenilecek. Bu, tarihi bir adımdır. AK Parti'nin tarihi adımlarına karşı kim ne diyecek dikkatli takip etsinler. Biz Kürt kökenli kardeşlerimizin haklarını geliştirmeye çalışıyoruz. Ret ve inkar politikası diye bir şey kaldı mı? Yok. Anneler ve kardeşler ana dilde konuşuyor.
CHP, uzlaşı arayışında geç kalmıştır ama yine de memnuniyet duyuyoruz. BDP çözümün bir parçası değil, sorunun parçası olmayı tercih ediyor. Siyasi noktada yalnız bırakılmaya aldırış etmedik, azimle yolumuzda devam ettik. Böyle bir meselede kimden gelirse gelsin katkı almaya hazırız. Sıkılı yumruklarla tokalaşma olmaz. MHP ve BDP henüz ortaya politika koyamıyor. MHP'li yöneticilerin ortaya fikir koymak yerine sadece hakaret etmeyi tercih etmesini milletimin takdirine sunuyorum. Teröristbaşı İmralı'da yaşıyor mu diyor. Beyefendiyi İmralı'ya götürmek lazım herhalde. Görürse ne yapacak acaba? Bu sefer de BDP'lilere kötü örnek olacak. Fikri, söyleyecek sözü olan insan bu üslubu kullanmaz.. Biz onalara Türkçe'nin zarafetiyle cevap vermeye devam edeceğiz..
CHP, MHP, BDP bu sürece katkı verilerse bunu millet için yapacaklar. Bu sürecin dışında kalanlar çözümün değil sorunun parçası olacaktır.Anamuhalefet ile iktidar partisi bu konuda mutabık kaldıysa toplumsal mutabakat sağlanmıştır.
İktidar ile ana muhalefet anlaştığı zaman Allah'ın izniyle mutabakat sağlanmıştır. Diğerleri zaten kendilerini dışlıyorlar. CHP'liler şu anda MHP'yi ikna etmeye çalışıyorlarmış. İnşallah ikna ederler. Ben arkadaşlarıma talimatı verdim. Eğer sayın Kılıçdaroğlu arkadaşlarına talimatı versin ve iki heyet çalışmaya başlasınlar.
Kapılarımız açık, istişare ederiz ama hiçbir dayatmaya boyun eğmeyiz. Bu mesele milli bir meseledir. Bu mesele çelik gibi sinirleri, ilkeli, tutarlı, dirayetli bir duruşu zorunlu kılan bir meseledir. Bu mesele çarketmeyi kaldıramaz. Sözkonusu olan anaların umududur. CHP Genel Başkanı'ndan en azından bu meselede ilkeli, tutarlı ve sağlam bir duruş bekliyoruz.
Milletin bu meselede hayal kırıklığına tahammülü olmadığını burada hatırlatmak istiyoruz. Partilerin süreç içindeki rollerini önemseriz. Ancak süreci partilerin tutumuna endeksleyemeyiz. Doğru bildiğimiz yolda yalnız da kalsak aynı yolda yürümeye devam ederiz. Ne MHP'nin tahriklerini göz önüne alırız ne de terör örgütünün faaliyetlerini.
Geçen hafta Proton hızlandırıcı tesisin açılışını yaptık. Biz görevi devraldığımızda Çanakkale şehitliğinin durumu içler acısıydı. Hükümet olarak tarihi yarımadayı yeniden ele aldık ve orada şehitliğimizin azizliğine denk düşen işleri yaptık. Şehit kabirlerine ulaşımı kolaylaştırmak üzere yaklaşık 77 km. yol inşa ettik.
Şehitliğin ve abidenin çevre düzenlemesini büyük bir hassasiyetle gerçekleştirdik. İnşallah 2013 yıl sonunda tüm çalışmalarımızı bitireceğiz. Bütün bu çalışmalar sayesinde Çanakkale'deki şehitliklere 2002 yılında sadece 200 bin olan ziyaretçi sayısı bugün 2,5 milyona yaklaşıyor. Sizler de çocukları oraya götürmeyi ihmal etmeyin ha!
Bu arada il kongreerimiz hız kesmeden çok büyük heyecan, coşku ve demokrasi atmosferinde devam ediyor. En son Antalya ile 73. il kongremizi tamamladık. Şanlıurfa'da 38 sıcağa rağmen tüm tribünler tıklım tıklım olmak şekilde yaptık. Şimdi 8 ilimiz kaldı, inşallah onları da tamamlayıp ondan sonra da büyük kongremize hazırlığımızı yapacağız.
İnşallah bu hafta sonu Sakarya ve Mersin kongrelerimiz olacak. Bu kongrelerimizi gerçekleştirdikten sonra pazar günü Meksika'ya gidecek orada G20 toplantısına katılacağız. Oradan Brezilya'ya geçeceğiz. Bu resmi temaslarımız nedeniyle önümüzdeki hafta grup toplantımızı gerçekleştiremeyeceğiz. İnşallah sonraki hafta sizlerle yeniden bir arada olacağız. Sizlere, milletvekili arkadaşlarıma çalışmalarında başarılar diliyorum, misafirlerimize gösterdikleri ilgi vesilesiyle saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.