SiyasetHaber Girişi : 06 Kasım 2012 12:00

Başbakan seçim tarihini açıkladı

Başbakan seçim tarihini açıkladı
Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.
Erzurum Ajans-Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının notumuzu artırması, yabancı yatırımı olumlu yönde etkileyecektir. Fitch'in notumuzu artırması yeterli olmasa da olumludur. Yapılan artışı yeterli görmüyoruz. Derecelendirme yapılırken ideolojik bir yaklaşım istemiyoruz. Rakamlara göre not verilmeli.

Son 10 yılda kişi başına düşen milli gelir 3 kat arttı. Bu kriz bizi teğet geçecek demiştim nitekim öyle oldu. Dünyadan en fazla büyüyen ülkelerden biri olduk. Bizim hedefimiz sürdürülebilir büyüme ortamını daimi kılmak. 2009 yılındaki ekonomik krizi, doğru politikalarla atlattık. Şu an cari açık, ciddi manada düşme eğiliminde.

Kılıçdaroğlu, dün ekonomiyle ilgili çok sorunlu tablo çizdi. Hükümetin ekonomik performansını yerden yere vurdu. Birkaç saat sonra da Fitch gibi çok önemli bir kuruluş 18 yıl sonra Türkiye'nin notunu yükseltti. Fitch bu açıklamayı yaptıktan sonra ne yaptın çok merak ediyorum. Kılıçdaroğlu, ne zaman Türkiye'yi yerse dışarıdan Türkiye'ye övgü geliyor. Tam bahtsız bedevi misali. Bizim için Türk Lirası çok değerli diye göbek atacak diyor, ulusal onurumuz için gerekirse can veririz. Sizin gibi çakma ulusalcılar gibi değiliz. 2023 hedeflerini benimsemiş gibi görünüyor, bu güzel bir gelişme. Patentinin kendisinde olduğunu söylediği 2023 hedeflerine sahip çıktığı görülüyor.

Bahçeli'nin kurultay konuşmasında somut tek bir öneri yoktu. Sadece kuru başlıklar ortaya kondu. Lafla peynir gemisi yürümez. Muhalefetin bu tavrından AK Parti iktidarının 2023'e kadar devam edeceğini zimni olarak kabul edildiği anlaşılıyor. Bu söylem bunları en fazla anamuhalefet yapar, bu da bir hedeftir, hiç yoktan hedeftir. Muhalefet partileri artık AK Parti ile değil birbirleriyle yarışır. Demokrasi olmadan ekonomik gelişme olmaz diyor, Kılıçdaroğlu. Bunu öğrenmiş, bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Günde olmasa da kırk yılda bir doğruyu söylüyor.

Özgürlükleri korku olarak görürseniz, ekonomi de Türkiye de büyümez. Bizim elimizde sihirli değnek yok. Onlar gibi abra kadabra işlerini bilmeyiz. Bir gecede genel başkanlığa bir CD ile oturmak gibi siyasi mühendislikleri bilmeyiz. Dürüst siyasetçi olarak sunuyor o medya. Bizim dayanağımız o medya değil milletimiz.

Terör örgütü alçakça yüzünü bir kez daha gösterdi. 11 yaşında bir evladımız şehit oldu, 18 vatandaşımız yaralandı. KCK operasyonları konusunda hükümeti yerden yere vuran çevreler bu caniliğe karşı üç maymunu oynadı. Terör örgütüne karşı operasyonlarda ortalığı ayağa kaldıranlar sus pus oluyor. Başbakan çok sert konuşuyor diyorlar, elma şekeri mi dağıtacaktık? İnsanlıklarını nasıl muhafaza edebiliyorlar? Bu saldırıları kınamayanlar bu tezgahın bir parçası oluyorlar. Kınıyormuş gibi göründüğünüz eylemi yapan PKK'yı kınamamak vizdansızlıktır. Zaten bedel ödeyenleri açlık grevine sevk etmek vicdansızlıktır. Bunları zorlayan BDP ve PKK'dır. BDP, çıksın ortaya açlık grevini istemiyoruz desin. Dışarıda siyasi faaliyet olarak sürdürülmesi gerekenler cezaevindeki çocukların bedenlerine yükleniyor. Bunlar sizi ve çocuklarınızı ücreti mukabili taşeronluk yapıyorlar.

Kafa kafaya verdiğimizde çözemeyeceğimiz sorun yoktur. Şemdinli'de çocuklarının ölümünden sorumlu oldukları halde taziyeye gelen istismarcılara haddini bildiren aileyi kutluyorum. Bölgede kardeşlerimiz sağlam durursa, terör örgütü bir yere varamaz. Benim Kürt kardeşim imanıyla, inancıyla bunların karşısında dursun. Terörü bitirirsek, demokrasi ve ekonomide vites yükselteceğiz. Tasarının görüşülmesine bu hafta Meclis Genel Kurulu'nda başlanacak.

27 Ekim olayını geride bıraktık. Yerel seçim zamanında yapılacak, 14 Mart 2014'te yerel seçimi yapacağız. Yapılacak düzenleme ile 559 belediyenin tüzel kişiliği sona erecek. Bizim endişemiz yok. Ana muhalefetin genel başkanı bir şeyler söylüyor. Bunlar belediyecilikten anlamaz. İl Özel İdareleri’ni de kaldırıyoruz.

İtalya'da şehirlerin sayısını azaltıyor. Biz ise geçmişte siyasi nedenlerle kurulmuş olan bu yerleri şimdi kapatmak suretiyle oralara daha fazla hizmet vermenin erdemine ulaşacağız. Büyükşehir olmayan 52 ilimizde, nüfusu 2 binin altında olan belediyeleri de kapatıyoruz. Toplam 559 belediyenin tüzel kişiliği sona eriyor. Bu belediyeler arasında memuru işçisi bulunmayanı da var, 527 nüfusa karşılık 26 memuru bulunanı da var.

Belediyede aslında bütçe noktasında temel ilke, personel bütçesinin yüzde 30’u aşmamasıdır. Ama öyle belediyelerimiz var ki personelinin maaşını bile ödeyemiyor. Bu belediyeleri ayakta tutmanın en anlamı var? Peki bu hizmeti nasıl verecek? Sözünü ettiğim son iki belediyenin bir tek işçisi, bir tek sözleşmeli personeli yok. Ötekinin başkan dışında hiçbir personeli yok. Zaten buralarda herhangi bir hizmet verilmiyor. Başarılı bir devlet, başarılı bir finansman yönetimi ile olur. Ama ne CHP'nin ne de MHP'nin böyle bir derdi var.

Biz zaten fiili olarak Avrupa Birliği'ndeyiz ama Avrupa bunun farkında değil. Merkel ile görüşmemizde, vatandaşlarımıza vatandaşlık yolunu açın dedim. Eskiden biz Avrupa'yı gıpta ile izlerdik ama bugün artık Avrupa bizi gıpta ile izliyor. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • yavuz kavaz 01 Ocak 1970 02:00

    Yetkileri ve sınırları genişleyen yerel yönetimlerin başkanını ise hiç bir partiye mensup olmadan yani a veya b partisinden aday gösterilmeden önce,belediye başkanlığına aday olan kişi veya kişileri halk bir referandum ile seçsin ve seçilen kişi hangi partiden aday olmak istiyorsa olsun.