Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.
Erzurum Ajans-Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının notumuzu
artırması, yabancı yatırımı olumlu yönde etkileyecektir. Fitch'in
notumuzu artırması yeterli olmasa da olumludur. Yapılan artışı yeterli
görmüyoruz. Derecelendirme yapılırken ideolojik bir yaklaşım
istemiyoruz. Rakamlara göre not verilmeli.
Son 10 yılda kişi
başına düşen milli gelir 3 kat arttı. Bu kriz bizi teğet geçecek
demiştim nitekim öyle oldu. Dünyadan en fazla büyüyen ülkelerden biri
olduk. Bizim hedefimiz sürdürülebilir büyüme ortamını daimi kılmak. 2009
yılındaki ekonomik krizi, doğru politikalarla atlattık. Şu an cari
açık, ciddi manada düşme eğiliminde.
Kılıçdaroğlu, dün ekonomiyle
ilgili çok sorunlu tablo çizdi. Hükümetin ekonomik performansını yerden
yere vurdu. Birkaç saat sonra da Fitch gibi çok önemli bir kuruluş 18
yıl sonra Türkiye'nin notunu yükseltti. Fitch bu açıklamayı yaptıktan
sonra ne yaptın çok merak ediyorum. Kılıçdaroğlu, ne zaman Türkiye'yi
yerse dışarıdan Türkiye'ye övgü geliyor. Tam bahtsız bedevi misali.
Bizim için Türk Lirası çok değerli diye göbek atacak diyor, ulusal
onurumuz için gerekirse can veririz. Sizin gibi çakma ulusalcılar gibi
değiliz. 2023 hedeflerini benimsemiş gibi görünüyor, bu güzel bir
gelişme. Patentinin kendisinde olduğunu söylediği 2023 hedeflerine sahip
çıktığı görülüyor.
Bahçeli'nin kurultay konuşmasında somut tek
bir öneri yoktu. Sadece kuru başlıklar ortaya kondu. Lafla peynir gemisi
yürümez. Muhalefetin bu tavrından AK Parti iktidarının 2023'e kadar
devam edeceğini zimni olarak kabul edildiği anlaşılıyor. Bu söylem
bunları en fazla anamuhalefet yapar, bu da bir hedeftir, hiç yoktan
hedeftir. Muhalefet partileri artık AK Parti ile değil birbirleriyle
yarışır. Demokrasi olmadan ekonomik gelişme olmaz diyor, Kılıçdaroğlu.
Bunu öğrenmiş, bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Günde
olmasa da kırk yılda bir doğruyu söylüyor.
Özgürlükleri korku
olarak görürseniz, ekonomi de Türkiye de büyümez. Bizim elimizde sihirli
değnek yok. Onlar gibi abra kadabra işlerini bilmeyiz. Bir gecede genel
başkanlığa bir CD ile oturmak gibi siyasi mühendislikleri bilmeyiz.
Dürüst siyasetçi olarak sunuyor o medya. Bizim dayanağımız o medya değil
milletimiz.
Terör örgütü alçakça yüzünü bir kez daha gösterdi.
11 yaşında bir evladımız şehit oldu, 18 vatandaşımız yaralandı. KCK
operasyonları konusunda hükümeti yerden yere vuran çevreler bu caniliğe
karşı üç maymunu oynadı. Terör örgütüne karşı operasyonlarda ortalığı
ayağa kaldıranlar sus pus oluyor. Başbakan çok sert konuşuyor diyorlar,
elma şekeri mi dağıtacaktık? İnsanlıklarını nasıl muhafaza
edebiliyorlar? Bu saldırıları kınamayanlar bu tezgahın bir parçası
oluyorlar. Kınıyormuş gibi göründüğünüz eylemi yapan PKK'yı kınamamak
vizdansızlıktır. Zaten bedel ödeyenleri açlık grevine sevk etmek
vicdansızlıktır. Bunları zorlayan BDP ve PKK'dır. BDP, çıksın ortaya
açlık grevini istemiyoruz desin. Dışarıda siyasi faaliyet olarak
sürdürülmesi gerekenler cezaevindeki çocukların bedenlerine yükleniyor.
Bunlar sizi ve çocuklarınızı ücreti mukabili taşeronluk yapıyorlar.
Kafa
kafaya verdiğimizde çözemeyeceğimiz sorun yoktur. Şemdinli'de
çocuklarının ölümünden sorumlu oldukları halde taziyeye gelen
istismarcılara haddini bildiren aileyi kutluyorum. Bölgede kardeşlerimiz
sağlam durursa, terör örgütü bir yere varamaz. Benim Kürt kardeşim
imanıyla, inancıyla bunların karşısında dursun. Terörü bitirirsek,
demokrasi ve ekonomide vites yükselteceğiz. Tasarının görüşülmesine bu
hafta Meclis Genel Kurulu'nda başlanacak.
27 Ekim olayını geride
bıraktık. Yerel seçim zamanında yapılacak, 14 Mart 2014'te yerel seçimi
yapacağız. Yapılacak düzenleme ile 559 belediyenin tüzel kişiliği sona
erecek. Bizim endişemiz yok. Ana muhalefetin genel başkanı bir şeyler
söylüyor. Bunlar belediyecilikten anlamaz. İl Özel İdareleri’ni de
kaldırıyoruz.
İtalya'da şehirlerin sayısını azaltıyor. Biz ise
geçmişte siyasi nedenlerle kurulmuş olan bu yerleri şimdi kapatmak
suretiyle oralara daha fazla hizmet vermenin erdemine ulaşacağız.
Büyükşehir olmayan 52 ilimizde, nüfusu 2 binin altında olan belediyeleri
de kapatıyoruz. Toplam 559 belediyenin tüzel kişiliği sona eriyor. Bu
belediyeler arasında memuru işçisi bulunmayanı da var, 527 nüfusa
karşılık 26 memuru bulunanı da var.
Belediyede aslında bütçe
noktasında temel ilke, personel bütçesinin yüzde 30’u aşmamasıdır. Ama
öyle belediyelerimiz var ki personelinin maaşını bile ödeyemiyor. Bu
belediyeleri ayakta tutmanın en anlamı var? Peki bu hizmeti nasıl
verecek? Sözünü ettiğim son iki belediyenin bir tek işçisi, bir tek
sözleşmeli personeli yok. Ötekinin başkan dışında hiçbir personeli yok.
Zaten buralarda herhangi bir hizmet verilmiyor. Başarılı bir devlet,
başarılı bir finansman yönetimi ile olur. Ama ne CHP'nin ne de MHP'nin
böyle bir derdi var.
Biz zaten fiili olarak Avrupa Birliği'ndeyiz
ama Avrupa bunun farkında değil. Merkel ile görüşmemizde,
vatandaşlarımıza vatandaşlık yolunu açın dedim. Eskiden biz Avrupa'yı
gıpta ile izlerdik ama bugün artık Avrupa bizi gıpta ile izliyor.