Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havalimanı'nın açılışını yaptı.Konuşmasında Başbakan ' şimdi en büyük meydana, sandık meydanına gidiyoruz'dedi.
Erzurumajans-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havalimanı'nın açılışını yaptı. Erdoğan,"Artık meydan boş değil, şimdi en büyük meydana, sandık meydanına
gidiyoruz. 7 ay sonra o meydanda bir araya geleceğiz. Halkın iradesine
saygı duymayanları hep beraber orada sorgulayacağız" dedi.Başbakan
Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Avrupa Birliği Bakanı Egemen
Bağış, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
ile birlikte saat 17.00 sıralarında Bingöl Havalimanı'na geldi. Burada
yapılan karşılamanın ardından tören alanına geçen Başbakan Erdoğan,
kendisini bekleyen kalabalığı selamladı. İstiklal Marşı'nın okunmasının
ardından kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, "Bingöl'ün güzel insanları
sevgili kardeşlerim, sizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Açılışını
yaptığımız havalimanın Bingöl ve bölge halkı için hayırlara vesile
olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Emeği geçenlere teşekkür ederim. Bu
güzel açılış vesilesiyle tüm Bingöl halkının Ramazan-ı Şeriflerini
tebrik ediyor, ibadetlerinin kabulünü rabbimden niyaz ediyorum"
dedi.Ramazanın rahmetli günlerinde olduğumuzu ve bu rahmet günlerinde
insanlık için hayırlar dilediğini ifade eden Erdoğan, "12'lerin
dizildiği bir günde Bingöl'e çok büyük bir eser kazandırıyoruz. Bingöl
Havalimanı'nın alt yapı çalışmalarına 2010 yılında başladık. 2 milyon
metrekarelik bir alanda bu görkemli havalimanını bitirmenin azmi
içerisindeydik, sonunda bitti. Ve bugün uçağımızla indik, yarın resmi
olarak seferler başlanacak. 39 milyona mal oldu. Ankara'ya, İstanbul'a
ve diğer yerlere çok rahat seyahat edecek. Bingöl bu havalimanı
sayesinde Solhan'daki Yüzen Adayı görmek için gelen çok sayıda turisti
ağırlayacak. Karlıova'da gün doğuşunu izlemek için çok sayıda kişi
gelecek. Bu havalimanın etkisiyle çok daha fazla yatırımcı gelecek,
ticareti ve sanayisi daha da canlanacak. Çözüm süreci dediğimiz süreç,
sizin dualarınızla çok iyi ilerliyor. Aylardır bu bölgeden acı değil
güzel haberler alıyoruz. Umutların çoğaldığı bir süreçten geçiyoruz.
Kardeşlik ikliminin yüreklerimizi kuşattığı bir süreçten geçiyoruz.
Anaların gözyaşı dökmediği, herkesin umutla geleceğe baktığı güzel bir
süreçten geçiyoruz. Buradan Bingöl halkına teşekkür ederim. Bingöl demek
dik duruş demektir. Bingöl demek onurlu duruş demektir. Bingöl demek
demokrasiye sahip çıkmak, kardeşliğe sahip çıkmak demektir. Bingöl'ün 12
Eylül askeri darbesinin ardından yapılan referandumda en büyük 'hayır'
oyunu verdiğini unutmayacağız. Son yaptığımız referandumda en büyük oyu
verdiğini unutmadık, unutmayacağız. Bingöl terör karşısında da dik
durdu. Bingöl darbeler noktasında, darbelere karşı gelme noktasında da
her zaman dik durdu. Bingöl'ün kalbimizde ayrı bir yeri var. Sizin hayır
dualarınızı çok ama çok önemsiyoruz" dedi.
"Çözüm sürecinde
Bingöl ile birlikte yürümeyi çok çok önemsedik" diyen Erdoğan, "Sevgili
Bingöllü kardeşlerim, Türkiye; 81 iliyle ve 76 milyon ferdiyle geleceğe
emin adımlarla ilerliyor. Dünyanın zor bir süreçte geçtiği şu günlerde
Türkiye bölgesel, küresel meselelerde dik duruyor. Onurlu, ilkeli bir
duruş sergiliyor. Türkiye kardeşliğini pekiştirerek daha emin ilerliyor.
Tuzaklara düşmüyor, kendi gündemini kendisi belirliyor ve kendi gündemi
peşinde koşuyor. Bizim gündemimizde millet var, hizmet var,
şehirlerimize havalimanı inşa etmek, hastane, okul ve yollar inşa etmek
var. Yapay, sanal gündemlerin peşine takılmıyoruz. Milletimizi daha
fazla huzura kavuşturmanın peşindeyiz. Elbette bundan rahatsız olanlar,
Türkiye'nin büyümesinden güçlenmesinden, içeride ve dışarıda rahatsız
olanlar var. Onların rahatsızlığı karşısında asla geri adım atmayacağız.
Tuzaklara asla eyvallah demeyeceğiz. Bütün oyunları bozacağız. Asla
ümitsiz olamayacaksınız, asla kötümser, karamsar olmayacaksınız,
inancınızı muhafaza ettiğiniz sürece; mazluma, mağdura sahip çıktığınız
sürece size de bu ülkeye de hiçbir şer odağa musallat olmayacaktır" diye
konuştu.
MISIR'DAKİ DARBE
Mısır'da yaşanan darbeye de
değinen Erdoğan, "Kardeş ülke Mısır'da, Mısırlı kardeşlerimiz dik
durarak darbeye karşı çıkıyor. Mübarek Ramazan ayında provokasyonlara
aldırmadan kendilerine yönelik darbeye itiraz ediyorlar. 'Benim oyum
nerede', 'benim oyuma ne oldu' diyorlar. Bu bölgenin, bu coğrafyanın
insanını özellikle koyun zannedenler şimdi büyük şaşkınlık yaşıyorlar,
büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. 'Mısır'da darbeyi yapar işimize
bakarız' dediler. Mısır halkı bu senaryoyu yırttı, attı. Benzer bir
senaryoyu Türkiye'de uyguladılar. Ağaç, çevre diyerek insanları sokağa
döktüler. Bingöl'de kaç kişi sokağa döküldü bilemiyorum, ama sadece bir
açılışta binler var, on binler var. 76 milyonun tamamını koyun olarak
gördüler, 'bidon kafalı' dediler, 'kömürcü, makarnacı' dediler, kutsal
değerlerimize hakaret ettiler, camilerimize, başörtülü kızlarımıza
hakaret ettiler. Ama millet demokrasiye sahip çıktı. Bu aziz millet
meydanlara koşarak milli iradeye sahip çıktılar. Artık meydan boş değil,şimdi en büyük meydana, sandık meydanına gidiyoruz. 7 ay sonra o
meydanda bir araya geleceğiz. Halkın iradesine saygı duymayanları hep
beraber orada sorgulayacağız. Halklar artık tercihlerine, seçim
sonuçlarına, darbelere karşı dik duruyorlar. Birileri ikiyüzlü
davranabilir, bizi ilgilendirmez. Biz irademizi ortaya koyup saygı
görmesini bekleyeceğiz, eğer onların bir tuzağı varsa Allah'ın da
milletin de bir tuzağı var. Bugüne kadar tüm tuzakları bozdunuz, bundan
sonra da bozacaksınız" ifadelerini kullandı.
"HALKIN ARASINDA AYRIMCILIK YAPMADIK"
Birlik
ve beraberliğe de değinen Erdoğan, "Halkın arasında ayrımcılık
yapmadık. Türk, Zaza, Kürt de bu milletin bir ferdidir. Romanı da gücüsü
de hepside bu ülkenin sahibidir, birinci sınıf vatandaşıdır. Biz 76
milyonu bir ve beraber gören, hepsine eşit mesafede duran bir iktidarız.
10 yıl önce Bingöl'e havalimanı yapılacak denilseydi inanır mıydınız
(hayır), ama şimdi oldu. Bugün açtık. Bu önümüzdeki hafta bugün
Kastamonu Havaalanı'nı açacağız. Ondan sonraki cuma Şırnak'tayız.
Şırnak'ta bu ülkenin eski siyasetçilerinden Şerafettin Elçi Havaalanı'nı
açacağız. Bizim kitabımızda ayrımcılık yok. Bu noktada halkımızın
tümünü kucaklıyoruz. 26 havaalanıyla geldik, şimdi 50'yi aşıyoruz.
İnanıyoruz ki havayolu halkın yoludur. Vatandaşım Türkiye'nin bir ucuna
saatlerce, günlerce yolculuk etmesin. Daha ucuz yolculuk günleri de
gelecek. 1,5 saatte İstanbul'a varacak, nerden nereye vardık. Bingöl
merkezden ücra bir ilçeye gitmek ancak bu kadar sürer. Siz en iyisine
layıksınız. Bingöl depreminin hemen ertesinde bu kardeşiniz hemen
Bingöl'e geldi. Bingöl'ü yeniden inşa edeceğiz dedik, yeniden inşa ettik
mi? (evet) Aynı şey Van'da da deprem oldu. Daha güzel inşa edeceğiz
dedik ve yaptık, çünkü biz bu milletin hizmetkarıyız. Bir olarak, iri
olarak, diri olarak, kardeş olarak birlikte Türkiye olarak geleceğe
yürüyeceğiz. Onun için tüm Türkiye'de oynanan oyunlara, tuzaklara karşı
duyarlı olmanızı rica ediyorum. Büyüyen, güçlenen Türkiye'yi yolundan
saptırmak için çalışanlara karşı herkesi sağduyuya çağırıyorum. Bugüne
her türlü tahrikleri aşarak geldik. Geleceğin büyük Türkiye'sini de
birlikte kuracağız" dedi.
"TÜRKİYE'NİN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN NE GEREKİYORSA KARARLILIKLA YAPACAĞIZ"
Çözüm
sürecine de değinen Erdoğan, "Akil insanlarla biliyorsunuz 81 ilde
çalışma yaptık. Biz sorumluluğumuzun idrakindeyiz. Bu süreçte
provokasyonların olacağını defaatle ifade etmiştik. Nitekim önce Paris,
artından AK Parti Genel Merkezi ve ardından Reyhanlı ve son olarak
İstanbul'daki olaylar, Türkiye'nin büyümesini engelleyen olaylardı.
Türkiye'nin geleceğe güçlü ilerlemesini istemeyenler var, bunlara
aldırış etmeyeceğiz. Türkiye'nin çehresini değiştirmek için ne
gerekiyorsa kararlılıkla yapacağız" diye konuştu.
Gezi Parkı
olaylarına destek amaçlı yapılan tencere tava eylemlerine de değinen
Erdoğan, "Tencere tava çalanlara aldırmayın. Halkını rahatsız eden bu
insanlar demokratik bir arayış içerisinde değiller, gürültü kirliliği
yapmakla çevreyi katlediyorlar ve bu da suçtur. Çözüm sürecinde geri
adım atmayacağız ve karalılıkla yolumuza devam edeceğiz. Süreci sabote
etmek isteyen her kim olursa olsun bunun vebalinden kurtulamazlar.
Bingöl'den tüm vatandaşlarımızdan bu sürece sahip çıkmalarını
bekliyoruz. Siz sahip çıkarsanız inanıyorum ki tüm tuzaklar bozulacak.
Siz sahip çıkarsanız muhakkak Türkiye hedefine ulaşacaktır. Türkiye'nin
ayağındaki bu prangaları çözerek hep birlikte aydınlık günlere
kavuşacağız. Bingöl'de tarihi bir gün yaşıyoruz. Bingöl'e büyük bir
yatırım, yılların özlemi olan bir havalimanı yaptık" şeklinde konuştu.
Cevdet
Yılmaz ve Binali Yıldırım'ın da birer konuşma yapmasının ardından
havalimanın açılış kurdelesi Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler
tarafından kesildi. Başbakan Erdoğan, buradaki törenin ardından
beraberindekilerle birlikte Bingöl Valiliği'ne geçti.
"ŞİDDETİN KARŞILIĞI ŞİDDETTİR"
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, her karşı düşünceye saygıları olduğunu ama
şiddete asla saygıları olmadığını belirterek, "Gençlik veya gençliğin
üstü, karşınızdakinin fikrine saygı duyacaksın, ancak olayı şiddete
taşımayacaksın, taşıdığın zaman şiddetle karşılaşacaksın. Şiddetin
karşılığı şiddettir" dedi.
Bingöl Havalimanı'nın açılışını yapan
Erdoğan, beraberindeki Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Avrupa Birliği
Bakanı Egemen Bağış, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek ile Bingöl Valiliği tarafından Bingöl Üniversitesi
kampüsünde açık havada verilen iftar yemeğine katıldı. Burada halkla
birlikte iftarını açtıktan sonra bir konuşma yapan Erdoğan, Ramazan
ayının önemine değindi. Erdoğan, "Dünyanın her tarafında orucunu açan
kardeşlerimizin dualarını Allah kabul etsin. Ramazan ayı ile birlikte
gündemimize sabır kavramı, sevgi yerleşiyor. Allah sabreder.
Sabredenlerle birliktedir. Ancak sabır acziyet demek değildir. Bizim
için sabır dikilen bir fidanın boy vermesini beklemektir. Bugüne kadar
çok zulüm gördük. Çok provokasyon gördük, çok hakaret işittik, sabırla
hepsinin üzerinden geldik, gelmeye devam ediyoruz. Diklenmeden dik
durarak mücadelemizi sürdürdük, bir yandan da dua ettik" dedi.
Hiçbir
darbenin uzun süre halkın iradesi karşısında sürmediğini ifade eden
Erdoğan, kardeşlik ortamına kimsenin zarar veremediğini kaydetti.
Birilerinin dış politikanın iflas ettiğine de değinen Erdoğan, "Bunlar
tarihi de bilmiyor. Ecdadımız Osmanlının Hint adasına gidişinin bir
sebebi var. Adalet için ta oralara kadar gittiler. Biz öyle bir ecdadın
torunlarıysak, sınırımızdaki zulme sessiz kalamayız. Biz dilsiz
şeytanlar gibi olamayız. Bizim için kardeşlik, menfaat kardeşliği değil.
Birileri dolarları, euroları görerek kuyruğa girebilir, biz giremeyiz.
10 yıl önceki Türkiye'yi 3 katına çıkardık. Biz kardeşliği çıkarlığa
dayalı bir ortaklık olarak görmeyiz. Kendimiz için ne istiyorsak,
dünyanın her tarafındaki kardeşlerimiz için de en iyisini istiyoruz.
Garibanın hak hukukunu savunmak, bizim kardeşlik anlayışımızın
merkezidir. Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizi de bu anlayışla
ilerlettirdik. Bölge illerimizi kalkındırmak için çok mücadele ettik.
Gençlerin kanının, anne ve babalarının gözyaşlarının akmaması için
yüreğimizi, bedenimizi ortaya koyduk. İstediğimiz hızda olmasa da çözüm
sürecinin hassasiyetini biliyor ve üzerimize düşeni yerine getiriyoruz.
Süreç bölgede büyük bir umuda vesile oldu. Aylardır bu bölgelerde acı
haber almıyoruz. İnsanlar huzurla yola çıkıyor, dağlara pikniğe çıkıyor.
Ticaretin canlandığını, yatırıma dair umutlar arttı, sadece ilk aşaması
bölgenin çehresini değiştirdiyse önümüzdeki dönemde bölgenin nereye
gideceğini siz düşünün" diye konuştu.
2023 yılının Türkiye'nin
dünyaya mührünü farklı vuracağı bir yıl olacağını ifade eden Erdoğan,
"Türkiye ekonomisiyle, dış politikasıyla, kardeşliğiyle geleceğe emin
adımlarla ilerliyor. İçeriden ya da dışarıdan ülkemizi hedef alacak
provokasyonlara karşı durmalıyız. Her karşı düşünceye saygımız var, ama
şiddete asla saygımız yok. Gençlik veya gençliğin üstü, karşınızdakinin
fikrine saygı duyacaksın, ancak olayı şiddete taşımayacaksın, taşıdığın
zaman şiddetle karşılaşacaksın. Şiddetin karşılığı şiddettir. Onun için
de devlet üniversitelerinde çok kısa sürede artık biz özel güvenlik
değil devletin kendi güvenlik güçlerini yerleştireceğiz. Çünkü biz
hiçbir öğrencimizin hayatını tehdit altında görmek istemiyiz. Molotofla
palayla dolaşan gençlik istemiyoruz. Kimsenin kimseye şiddet uygulamaya
hakkı yok. Bizi tehdit eden her türlü oyunu gönül birliğiyle bozacağız.
Sen ben davasını bırakıp ülkemizde son günlerdeki olayları meydana
getirenler, acaba neleri eksikti. Eğer bunlar üniversite öğrencileriyse,karşımıza hep harçla çıkıyordu. Harç var mı? Yok. 480 lira her
öğrenciye destek veren bir iktidar var. Böyle bir yaklaşım içerisinde
olan bir iktidar, bakıyorsun cam, çerçeve döken bir anlayış var, bunları
aşmamız lazım. Kendimizi yenileyerek, sağlam adımlarla geleceğimizi
inşa ediyoruz" şeklinde konuştu.
Bingöl Valisi İbrahim
Taşyapan'ın da bir konuşma yaptığı yemeğin ardından Erdoğan kentten
ayrılmak üzere Bingöl Havaalanı'na geçti.