Aşağıda gördüğünüz fotoğraf Erzurum Barları konusunda en etkilendiğim fotoğraflardan biridir. Cumhurbaşkanımız sayın Cemal Gürsel bir Erzurum seyahatinde, Dadaşların ısrarına dayanamayıp, mendili eline alarak Bar tutmuş. Hemde dönemin en meşhur Barcılarına barbaşılık yaparak. İhsan Ertugay, Nimet Gezmiş, Bahattin Merdal ve Şeref Uludağ gibi bu işin duayeni barcılara. Barcıların ona bakışı, onu takdir edişleri gözlerinden okunuyor.. Bu iş öyle kolaydır diyorsanız yanılıyorsunuz. Hiçte kolay değildir. Güven veren duruşu, tebessümü, barcılara bakışı, onun ne kadar iyi bir Barcı olduğunun kanıtıdır. Hele İhsan Ertugayın gülümsemesi ''paşam siz bu işi bizden iyi biliyorsunuz'' der gibidir. Büyük bir ihtimalle oynadıkları Bar, ''Hoşbilezik''tir.'
Hoş bilezik, hoş bilezik kollar nazik, Ben yarimden ayrı düştüm vay bana yazık.
Dağlarda Maralsın, çöllerde Ceylan Olmuşam nahcivan, boyuna hayran Salında bana gel, ben sana kurban.
Bu: seven gönüllerin kavuşmasıdır, kucaklaşmasıdır. Aradaki kıdem farkı kalkmış, bir Cumhurbaşkanı ile Dadaşlar aynı safta, aynı dizide yer almıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Erzurum Barlarını ne kadar sevdiğini, barlarımızın gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki çabaları bilinmektedir.1985 yılında Erzurumun meşhur Barbaşı Dadaşlarından İdris Kenger ile yaptığım sohbette Paşa ile ilgili bir anısını şöyle anlatmıştı
Ben askerliğimi Kars Kapıda yaptım. Alay komutanım Cemal Gürsel Paşa idi Birgün Cemal Gürsel Paşa Erzuruma geliyor. O zamanki Belediye Reisi Edip Somunoğlu beye diyorki ''İkinci alaydan İdris diye bir askerim vardı, onu çağırın Bar oynasın.' Somunoğlu Belediye çavuşlarıyla apar-topar beni köşke götürdü. Köşkün yıkık dökük zamanı. O ara Kavutların Mevlüt gözüme ilişti. Ne oluyor diye işaret ettim, omuz silkti. Fakat anladımki Bar oynayacağız, biraz rahatladım. Kunduracı Efendiyi de arıyorlar. Etraf bir sira asker, bir sıra sivil dizili. O ara Cemal Gürsel Paşayı gördüm. Askerken beni çok severdi ,eline gittim, hatırımı sordu.
Beni, Kavutların Mevlüt'ü, Dursun Tokgöz'ü orta yere çıkardılar,'' Bar oynayacaksınız ''dediler. Üç kişi Bar tuttuk. Baba ile Sedat çavuş çalıyorlar .Biraz oynadık yarıda kestirdi, yanındakilere döndü ''Bar bu mu o mu'' dedi. Tekrar yeni bara başlattı, yine yarıda kestirdi. Aynı soruyu sordu. Tekrar yeni Bara başlattı. Bizlerde şaşırmıştık .Nihayet Bar oynama bitti. Merakımı gidermek için yanına yaklaşıp ''paşam ne oluyor'' dedim. Bahis tuttuklarını söyledi. Daha önce bir ekip gelmiş Bar oynamış onları beğenmemiş. Onun için bizi çağırtmış.
Bu olay Cemal Agamızın Erzuruma ne ilk ,ne de son gelişidir. Yaşadığı müddetce Erzurumla illişkisini hiç kesmemiştir. Her Erzuruma gelişinde de Dadaşlar onu hürmetle karşılamışlar, bağırlarına basmışlar, saygıda kusur etmemişlerdir.
İşte tarihi bir resim daha. Cemal aganın bir tarafında Lütfü Aladağ, bir tarafında Muammer Özkavcı. Küçük kardeşlerine sarılır gibi sarılmış onlara. . Doğduğu kentin çocularına içten bir sarılış, içten bir kucaklama. İşte Cemal aganın Dadaş sevgisi. Erzurumda Kazım Karabekir adına ilkokul, otaokul, lise, fakülte, cadde, mahalle hatta belediye ismi bile var. Birde stat'a ismi verildi. Ne etmişti Cemal aga size ki ,'' Cemal Gürsel Stadyumu'' ismini değiştirip ''Kazım Karabekir Stadayumu'' yaptınız .Bazı sevgileri gönüllerden silmek zordur.