Eski belediye SGK binasının yıkımıyla önü açılan mütevazi evimizin balkonundan hâlâ karlarla örtülü Palandöken dağ silsilesinin en yüksek noktasında televizyon kulesinin yer aldığı "Ejder Tepe"si ile görüntüsü at eğerini çağrıştıran "Eğerli Tepe"yi seyrediyorum. Evliya Çelebi Palandöken Dağı'nın isminin Eğerli Dağ olduğunu ifade eder.
Caddede yer alan tarihi Eski Vilayet Binası ve Eski Adliye Binaları Cumhuriyet caddesine ve şehrin ana merkezine başka bir anlâm ve bir bambaşka güzellik katmakta. Yıkılan eski belediye binasının yerine daha öncelerde var olan Belediye binasının aslına uygun inşa edilmesi halinde; çevresi açılan ve çok muhteşem bir görünüm kazanan Kale ile bütünleşen Lalapaşa Camii, Caferiye Camii, Ulu camii, Çifte Minareli Medrese, Cımcime Hatun kümbeti, Yakutiye Medresesi ve çevresinin açılarak restore edilmesi durumunda Atatürk'ün Erzurum'a ilk gelişlerinde 9 gün ikamet ettiği, kongre hazırlıklarını yaptığı ve 7- 8Temmuz gecesi askerlikten istifa ederek bir ferd-i millet olarak halkla bütünleşme kararını aldığı tarihi konağın oluşturduğu otantik mekânların görünümleriyle zaten bir açık hava müzesi olan bu kadim şehir, seyrine doyum olmayan yepyeni ve benzersiz bir çehre kazanacak.
Evliya Çelebi'nin "Berf Diyarı" dediği ve ilkbahar mevsiminde dahi dört bir yanını çevreleyen dağları hâlâ karlarla örtülü Erzurum'da şehrin rakımının ölçümünde Eski Vilayet Binası esas alınmış ve rakım 1950 metre olarak tespit edilmiş. Şimdiler de ise şehrin kuzeyinde ve alt kesiminde yer alan İstasyon binası esas alınarak rakım 1850 metreye indirgenmış ve şehrin giriş tabelalarına rakım bu haliyle işlenmiş. Doğrusu şehrin ana merkezinde yapılan ölçümdür. Biz rakımı hep öyle okuduk ve hep öyle bildik. Sanırım rakımın 1950 olması biraz ürkütücü gelmiş olacak ki yetkililer böyle bir yola başvurmuş olacaklar. Çünkü bu rakımda ve bu yoğunlukta bir nüfusün mukim olduğu bu şehir bırakın ülkemizi dünyada bile istisna oluşturmakta...
Söz Palandökenler'den açılmışken şairin duygu yüklü, şu dokunaklı lirik mısralarla Palandökenlere şiirsel bir anlâtımla seslenişinden elbette söz etmeden geçemeyiz.
"Ben bu dağlarda doğmuşum, dağ çocuğuyum/ Türkülerimle yankılanır hâlâ Palandökenler'deki her uçurum/ Bulutların içinde gezinip dururdum/ Kar çiçekleri toplardım Tendürek'te/ Yarpız kokardı dağları Dumlu'nun/ Kop Dağı'na tırmanırken yorulurdum/ Bingöl'ümü içerdim yudum yudum/ En yüksek tepelerden seyrettim/ muhteşem güzellığıni yurdumun/ Tüller giyinen bir gelin gibiydi kar yağarken Erzurum"