Yaşımızdan dolayımıdır, nedir? Son zamanlarda gün geçmiyor ki bir cenazede bulunmayalım.
İlâhi kanun gereği, bir bir sevdiklerimiz aramızdan ayrılıyorlar.
Ömer Hayyam'ın dediği gibi "Birini götürürken, diğerini getiriyorlar, bu işin sırrını da kimseye söylemiyorlar".
Ölenle ilgili acıyı yakınları ve tanıyanları çekiyor. yani ateş düştüğü yeri yakıyor.
Topluma mal olmuş, arkasında güzel hatıralar ve intibalar bırakmış insanların ölümü ise düştüğü yeri değil daha geniş bir alanı yakıyor..
68 kuşağının şehirdeki son temsilcilerinden,fikir ve kültür adamı,aydın insan,Cumhuriyet sevdalısı,Erzurum kültürünün aşığı ,Baki Akçay'ın ölümü yüreğimizi derinden yaraladı.
Baki abi,1980 öncesi yaşadıkları sıkıntılara rağmen şehirden kopmayan,düşüncelerini özgürce ifade eden,okuduğunu çok iyi analiz eden ve sohbetine doyulmayan bir büyüğümüzdü .
Beyefendi kimliği ve ince ruhuyla şehrin aranılan simalarından biriydi.
Onun kaybı ile Erzurum gerçek bir aydınını kaybetti diyebilirim.
Baki abi,güçlü hafızası ve entelektüel birikimi ile sohbetlerinden bir hayli faydalandığımız dostumuz arkadaşımız ve ağabeyimizdi.
Baki abi, eşinin ve arkasından kardeşinin ölümüyle birlikte epeyce sıkıntılı günler geçirmişti.
"Yol arkadaşım" isimli Erzurum'u tanıtan TRT yapımı belgeselde, Erzurum'un kültürel değerlerini o kadar güzel anlatmıştı ki yüreklerimize su serpmişti.
Devamlı okumak ve öğrenmek gayreti içerisinde olan Baki ağabeyinin çok güzel bir kütüphanesi mevcuttu.
Mütevazi kişiliği ile tanıdığımız Baki abi, ince düşünen ,kibar bir kişiliğe sahipti.
Yeni dünyaya gelmiş torununu dahi görmeye gittiğinde, bayram görmesine gider gibi şık giyinir, ona karşı saygısını ifade ederdi.
Baki abi ile Mumcu Caddesinde komşuluk etmiştik
O zamanlar ,Erzurum da ilk süpermarketi ,Baki abi açmıştı.
"Dilak süpermarket" isimli bu işletme, Mumcu Caddesindeydi ve o günün şartlarında güzel bir konumu vardı.
Baki abi , Karadeniz kökenli bir ailenin çocuğuydu ama yürekten Erzurumluydu .
Bir ay önce hastalandığını duyup, ziyaretine gittiğimde, durumunun pek iç açıcı olmadığını görmüş, oldukça üzülmüştüm.
İkinci ziyaretimde çok zor konuşmasına ve bitkin haline rağmen yine o nezaketinden bir şey kaybetmemişti.
Er-Vak yönetim kurulu ile birlikte Cumartesi günü İstanbul da yapılacak olan bir toplantıya katılmak üzere havaalanına giderken, Baki abi'nin vefat ettiği haberi geldi.
Bir hafta içerisinde Aytekin Bozhalil,Vedat Aydın gibi iki güzide insanını toprağa veren Erzurum ,bu gün yine bir değerli evladını yolcu ediyordu diye aramızda konuştuk.
Erzurum'un kültür duvarından üç sağlam tuğlanın düşmesi hepimizi sarsmıştı.
Aytekin ağabeyi ,İstanbul da bir kültür elçisi gibi çalışıyordu, dost bir insandı.
Vedat Aydın, ağırbaşlılığı ve soy ismi gibi aydın kişiliği ile şehrin güvenilir isimlerinden biriydi.
Bu üç kıymetli Erzurum evladından sadece Vedat Aydın'ın cenazesine gitmek nasip olmuştu .
Vedat bey'in tabutunun altına girdiğimde gerçekten "elinden ve dilinden emin olunan bir şahsiyeti " taşımanın gönül rahatlığındaydım.
Hayat kalanlarla birlikte yoluna devam edecek, arkasından güzel sözlerle anılanlar gönüllerde yaşayacaklar.
Bu üç güzel insan, Erzurumluların hafızalarında güzel duygularla hep yad edileceklerdir
Baki aleme göç eden, Baki abiye,Aytekin abiye ve Vedat Aydın kardeşime Allahtan rahmet,ailelerine ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Makamları cennet,ruhları şad olsun...