“Madem beni çok
seviyorsun, o zaman takla at da göreyim” sözü ile günlerdir Türkiye
gündemini meşgul eden İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, muhalefetin ve
basının ağzına sakız oldu.
Buna mukabil…
Takla atmadıysa bile çiftetelli oynayan Hasankaleli Mustafa Boğaçayır ise, şimdilik medya meşhuru olmanın keyfini çıkarıyor!
Hala işsiz, hala çok yoksul; ama en az bir dizi oyuncusu ya da elinde deniz feneri ile dolaşan Kamer Genç kadar bilinen biri…
Bugün
yarın yapımcılardan teklif alırsa kimse şaşırmasın; zira bu aziz
hemşerimiz, yurdun dört bir yanında “Taklacı Mustafa” namıyla, maruf bir
kahraman!
Zahir şöhret denilen o ağır yük böyle bir şey olsa
gerek. Baksanıza medyanın en acar gazeteleri dahi bu aziz hemşerimize
ulaşamıyor. Şayet Palandöken’den Levent Akpınar ve Sabah’tan Sinan Aydın
önceki gün Hasankale’ye gidip Mustafa Boğaçayır’ı bulup konuşmamış
olsalardı, tek kare fotoğrafı kim bilir kaç bin dolara gidecekti.
Öyle
ya bir yandan medya, diğer yanda muhalefet işin peşini bırakmıyor.
Zaten kırdığı “pot”larla ünlü bir siyasetçi olan Bakan Şahin, bu son
icraatıyla, siyaset ve medya çarşısına bulunmaz bir malzeme vermiş oldu.
CHP’li
vekiller dün Meclis’te, Bakan Bey’e doğru giderek, “Bir takla da sen
at, bütün dünya izlesin” türünden çeşitleme yapıyorlardı. İdris Bey
kasmayan bir politikacı; o görüntüleri dikkatle izlediğimde gördüm ki
muhalefetin eleştirisi de, latifesi de umurunda bile değildi.
Mütemadiyen gülüyordu.
Çünkü Bakan Bey, aslında yanlış bir şey yapmamıştı.
Evet aynen böyle…
Şimdi sıkı durun niçin Bakan’ın yanlış yapmadığını söyleyelim.
O meşum olay şöyle cereyan etmiş:
Bakan
Şahin, Hasankale’de yerel erkanın sevgi ve saygı seli içinde coştukça
coşmuştu ki, bir adamın (Mustafa Boğaçayır) kendisine yaklaşmak
istediğini fark etti.
Adam, öylesine istekli ve heyecanlıydı ki, dikkat çekmemesi mümkün değildi. Nitekim Bakan Bey de sordu, “kim bu gelen” diye…
Henüz kim olduğu saptanamadı ama Bakan Bey’in çok yakınında duran bir zevat, “Efendim” dedi. “O gelen şahıs canbazdır, canbaz.”
Malumunuz
Bakan Şahin Ordulu’dur. Mümkün ki, hayvan alıp satıcılarına oralarda
“canbaz” denildiğini bilmiyordur. Zira ip üzerinde sırıkla denge kurarak
yürüyene “cambaz”, canlı hayvan alıp satana da Doğu’da “canbaz” denir.
Umumiyetle bu böyledir. Fakat biz Erzurumlular telaffuz sırasında çoğu kere cambazla canbazı karıştırırız.
Kimbilir
belki de Bakan Bey, en son çocukluğunda gördüğü bir cambazı, karşısında
bulunca heyecanlanmış olabilir ve “hele biraz cambazlık yap da görelim”
demiştir!
Olamaz mı?
Levent Akpınar’ın bugün Palandöken’de çıkacak haberinde işin perde arkası aynen böyle anlatılıyor.
Bakan Şahin, işsiz Mustafa’yı, ip üstünde yürüyen cambaz zannettiği için, “takla at da görelim” dedi.
Rivayetler muhtelif, lakin en muhkem bilgi bu…
Fakat küçük bir sorun var:
Malumunuz
cambazlar incecik ve minyon tiplerden olur. Mustafa Boğaçayır ise, daha
çok Sumo güreşçilerine benziyor. Bırakın adamın ipte yürüyebilecek
olmasını, Hasankale’nin yeni döşenmiş paket taşlı yollarında bile zor
geziniyor.
Tamam adam canbaz, ama ip cambazı değil, at canbazı…
İşte Bakan Bey, bu önemli nüansı göremedi.
Ne demiş büyükler:
“Sen sen ol, her canbazı cambaz zannetme..”
Asında
bir bakıma iyi ki de Mustafa Boğaçayır ip cambazı değilmiş. Şu sebeple,
biliyorsunuz usta yazar Rauf Tamer’in edebiyat lügatına kazandırdığı
çok meşhur bir deyim vardır. Hani ahalinin bir mesele karşısında
uyanmasını istemiyorsan, şöyle diyeceksin:
“Efendi sen boş ver onu bunu, cambaza bak cambaza”
Düşünün
ki, O aziz hemşerimiz at canbazı değil de ip cambazı olsaydı ve Bakan
Bey’in talebi üzerine küçük bir gösteri sunsaydı, tam o sırada da
lunaparklarda olduğu gibi ağızları bir karış açık insanlar cambazı
izlerken cepleri boşaltılsaydı daha mı iyi olurdu?
Boşverin böylesi daha güzel.
Bakın cepçiler kimsenin cüzdanını çarpamadı.
Fena mı kaç günden beri de yurdum insanı gülüp duruyor!
Hem Bakan Bey’e, hem de canbaz Mustafa’ya çok şey borçluyuz.
Keşke bir de takla atabilseydi…
Takla iyidir, takla!
-
Prof. Dr. Nesrin YILDIZ
01 Ocak 1970 02:00
Çok ama çok iyimser yaklaşımla yapılan bir yorum... Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı hemde gelecek treni görür. [J.Harris]
Kesinlikle yanlış bir tutumdu canbaza ( cambaza) yada pala ( taklacı ) mustafa efendiye :) karşı :)
-
murat
01 Ocak 1970 02:00
ya sacmalamayin adamin tipinde cambaz tipimi var.....