İçişleri Bakanı Efkan Ala, ''Anayasayı tanımıyorum'' ifadesine açıklık getirerek, ''Sözlerimin altına imzamı atıyorum'' dedi.
Erzurumajans-İçişleri
Bakanı Efkan Ala, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin
açıklamalardan bulundu. Bakan Ala, "Anayasayı tanımıyorum" ifadesiyle
ilgili soru üzerine şunları söyledi:
"Tutanaklar incelendiğinde
son derece doğru bir değerlendirme. Anayasanın ruhunu irdeleyen,
anayasanın oturduğu zemini sorgulayan ve yapanların meşruiyetine dair
tereddütleri anlatan bir konuşma. Tutanaklardan bunu izah için
okumuyorum; Anayasaya evet yemin ediyoruz, uyuyoruz ama bu anayasanın
kötü bir anayasa olduğunu söylemememize engel bir durum yok. Olsa da
tanımıyoruz. Millet bu egemenliğini devletin anayasal kurumları eliyle
kullanır diyor anayasa. Hiçbir anayasal kurum, Millet Meclisi hariç,
millet egemenliğini kullanamaz. Bunların altında imzam eksik onu da
atıyorum.
Hala bu çağda muhalefet partileri nasıl oluyor da millet
egemenliğini, satır aralarına gasp etmiş bir darbe anayasasını
savunabiliyorlar. 20'ye yakın anayasal kurum var. TBMM'yi milletin
seçtiği milletvekillerini o 20 anayasal kurumdan bir kurum olarak
tanımlamış. Öyle bir şey olabilir mi? Neden bu statüko muhalefet
partileri için bu kadar ehemmiyetli? Çünkü bu anayasal kurumlardan bir
kaçıyla ittifak yaptıklarında vesayete ortak oluyorlar. Böyle bir
anayasal düzen düzen değildir. YÖK'ten TRT'ye Uyuşmazlık Mahkemesi'nden
HSYK'ya, Sayıştay'dan Askeri Yargı'ya birçok şey var burada. Bu anlayışı
tanıyor mu muhalefet partileri? Bu doğru bir şey değil. Yaptığım
konuşmanın altında isterlerse o imzayı da atayım. Milletin önüne engel
çıkarak bir anayasal düzeni değiştirmek bizim boynumuzun borcudur."
"TANIMIYORUZ DİYORUM VE ALTINA DA İMZAMI ATIYORUM"
"Meclis
tutanaklarında yazıyor. Anayasaya yemin ediyoruz uyuyoruz ama bu
anayasanın kötü bir anayasa olduğunu söylememize engel bir durum yok,
olsa da tanımıyoruz diyorum ve altına da imzamı atıyorum" diyen Ala,
şunları kaydetti:"367 var mı anayasada? Verdiler mi verdiler. Anayasanın
içeriğine ilişkin değişiklikte Anayasa Mahkemesi içeriğe girip iptal
edemez usulüne bakar sadece demiyor mu? Ama referandumda iptal etti.
Anayasada yürütmeyi durdurma kararı verme yetkisi Anayasa Mahkemesi'nin
yok ama veriyor. Şimdi benim dediklerimden ziyade muhalefet partilerinin
bunu eleştirmek için söyledikleri bir facia. Milletin iradesini gasp
etmiş bir anayasayı savunur hale geldiler. Bu anayasada cumhurbaşkanlığı
seçimleri Meclis yapar diyordu, biz onu değiştirdik halk seçer dedik.
Halk bir seçim yaptı krizsiz, sözsüz. Eskiden cumhurbaşkanlığı seçimleri
böyle mi yapılırdı? Muhtıralar verilmedi mi en son seçimde? 90'lı
yıllarda açıklama üstüne açıklama yapılmadı mı? Bunların bedelini millet
ödemedi mi? Ödedi. Demek ki anayasayı değiştirdikçe az maliyet
ödüyoruz. Halk bir güzel seçim yaptı Türkiye değerine değer kattı. Bizim
söylediğimiz bu anayasa halkın egemenliğini öteleyen önüne engeller
koyan bir anayasadır. Peyderpey değiştirdik ama tamamı değişmelidir. Bu
seçimlerde de milletimiz inşallah gize 400'e yakın milletvekilini
verirse bizde onlara batı standardında demokratik, kendi iradesini
yansıtan bir anayasayı yapar ve takdim ederiz. Varsın muhalefet
partileri bu anayasayı savunsunlar, kendi kendilerine kurdukları düzeni
devam ettirmeye milletimiz evet derse devam ettirsinler. Anayasa
mahkemesi 1990'ların başında Telekom'un özelleştirilmesi ile ilgili bir
karar verdi. O zaman piyasalar Türkiye'nin dış borcuna yakın ederi var
diyorlardı. Onu engelledi. Sonra biz onun 5'te birine 10 sene sonra zor
sattık. Burada bizim milletin önüne milletin ihtiyaçlarını karşılayacak,temel hak ve özgürlüklerini karşılayacak, ekonomik yönden önünü açacak,Türkiye'nin zenginleşmesini kalkınmasını sağlayacak yeni, çağdaş,
demokrat, halkın egemenliğini esas alan bir anayasa yapmak zorundayız.
Fransız anayasasında diyor ki; egemenlik halkındır, halk egemenliğini
milletvekilleri aracılığıyla ve referandum yoluyla kullanır. Bizde halk
egemenliğini anayasal kurumlar eliyle kullanır diyor."
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm
süreciyle ilgili Dolmabahçe'de görüşmeye ilişkin soru üzerine Ala, "Biz
bu konuda kendi dilimizi oluşturuyoruz ve böyle piyasada oluşmuş
kavramlara ve dile mahkum olarak çözemeyeceğimizi bu sorunu biliyoruz.
Bu sorunu Türkiye'ye yakışır biçimde çözmek için 2002'den beri sürekli
adım atıyoruz. Bundan sonra da yine Türkiye'ye yakışan adımları atıp
bedel ödemeden insanlar şehit cenazeleri görmeden, insanların
çocuklarının dağa çıkıp terörist olmasını değil aşağıda mühendis
olmasını her anne istiyor. Anneler ağladıklarında aynı dilden ağlarlar.
Nasıl ki biz din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engelleri
kaldırdığımızda Türkiye'ye irtica değil bir ferahlık geldi şimdi de bu
sorun çözüldüğünde yeniden bir bütünlük duygusu ile katkı sağlayan bir
ortam oluşacaktır. Malazgirt'ten beraber girdik, dünyaya örnek olacak
Osmanlı'yı birlikte inşa ettik, şimdi de etnik kökeni dini inancı ne
olursa olsun 78 milyon vatandaş olarak birlikte yeniden inşa edeceğiz.
Biz bu meseleyi akılla, vicdanla silah hariç elimizde ne varsa onunla
çözmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
"Müzakere metnindeki 10 madde ön
koşul mu değil mi? HDP 'ön koşuldur' diyor silah bırakma için hükümet
'hayır' diyor" sorusu üzerine Bakan Ala, "Şimdi burada bizim yıllardır
söylediğimiz şeyler var. Bana sorsanız ben belki 15-20 madde
söyleyeceğim. Seçim beyannamelerinde bundan daha fazlası var. Bir
vatandaşımızın ister Kürt, ister Laz, ister Çerkez ister Roman olsun kim
varsa inançlarıyla etnik kimliği, kökeni ile değerleri ile uğraşan bir
sistem vardı, biz o sistemi değiştiriyoruz. Arzu ettiğimiz noktaya henüz
gelmiş değiliz. Biz gelişmiş ülke standartlarını benimsiyorsak o
standartlarda demokratik anlayışla çözeceğiz. Türkiye en önemli şeyi
yaptı, vatandaşını düşman gören bir devlet anlayışından 'vatandaşların
tamamı devlettir' diyen bir anlayışa evrildi" diye konuştu.
İÇ GÜVENLİK PAKETİ
İç
Güvenlik Paketi ile ilgili "Önerilerle gelinirse görüşülür" sözlerinin
hatırlatılması üzerine Bakan Ala, "Biz ne yapacağımızı biliyoruz. Biz
gösterilerde molotof kullanılmasının engellenmesi için, uyuşturucu
satışının engellenmesi için düzenlemeler yaptık. Biz jandarma ve sahil
güvenliğin sivil otoriteye bağlanması için düzenlemeler yaptık. Nüfus
hizmetlerinde vatandaşlara daha kaliteli hizmet sunmak için düzenlemeler
yaptık. Polis teşkilatında baş komiser sayısının iki katına yakın
emniyet müdürü olmuş bunu düzelten düzenlemeler yapıyoruz. Başından beri
kimin en önerisi varsa ne katkısı varsa buyursun dedik. Her gün bir
madde ile ilgili onlar önerge veriliyor. Biz başından beri kim ne
öneride bulunmak istiyorsa getirsin diyoruz" dedi.
Polise gözaltı
yetkisi, silah kullanma yetkisiyle ilgili maddelerin tekrar görüşülüp
görüşülmeyeceğiyle ilgili hükümetin tutumunun sorulması üzerine Ala,
"Ona Meclis karar verir. Bizim bir takım cevapları baştan söylemiş
olmamız hata mıdır? Baştan söyledik biz herkesin önerisine açığız diye.
Şimdi önerisi varsa getirsin önerisini. Başından beri bunu engellemeye
kalktılar. Peki neden mecliste öneri sunmak yerine meclisi çalışamaz
hale getirdiler bütün muhalefet partileri? 3'ü birden Meclis'e
yakışmayacak tutum ve davranış içine girdiler. Bunu yapacaklarına
önerilerde bulunsaydılar" dedi.
"BİZ PARTİ KAPATMAYA KARŞIYIZ BU YANLIŞTIR"
Kemal
Kılıçdaroğlu'nun CHP için bir kapatma davası üzerine çalışıldığı
yönündeki iddiasının hatırlatılması üzerine Ala, "Anayasa değişikliğinde
parti kapatmayı neredeyse tamamen ortadan kaldıran bir öneriyi
götürmedik mi Meclis'e? CHP en başından karşı çıktı. Biz parti kapatmaya
karşıyız bu yanlıştır. O zaman partiler kapatılsın diyenler şimdi
bağırıyor. Ama yine biz doğru yerde duruyoruz yine parti kapatılmasına
karşıyız. Kendileri söylüyor herhalde ellerinde ana muhalefet partisi
genel başkanı söylediğine göre önemli bir takım belgelerin olması lazım.
Ben şahsen böyle bir şey imkan ve ihtimal vermiyorum. Kimse Türkiye'de
böyle bir şeye girişemez. Ama böyle bir şey girişilirse o zaman biz de
başından beri durduğumuz yerde dururuz. Biz parti kapatmaya karşıyız.
Ama umarım CHP hiç olmazsa bundan bir şey öğrenir" diye konuştu.
FETTULLAH GÜLEN'LE İLGİLİ İKİNCİ KEZ ÇIKARTILAN YAKALAMA KARARI
Fettullah
Gülen'le ilgili ikinci kez çıkartılan yakalama kararının ardından
yaşanan bir gelişmenin olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Bakan Ala,
"Normal bir prosedür var yakalama çıktıktan sonra kaçınılmaz olarak
kırmızı bültene gidiyor. Mahkemelerin Adalet Bakanlığı'nın sonra
İçişleri Bakanlığı'nın yapacağı işlemler prosedürler var ondan sonra da
kırmızı bülten çıktığında da zaten karşılıklı ikili ilişkilerle ülkeler
arasında prosedür sürdürülecektir" dedi.
Yarın görevi teslim ettiğinin hatırlatılması ve bakanlık döneminde yaşadığı zorlu ve keyifli anların
sorulması
üzerine Bakan Ala, şunları söyledi:"Aslında can sıkıcı şeyler oluyor
Türkiye'de ama siyaset teorisi bakımından beklenmedik şeyler değil.
Fakat dini açıdan bakarsanız bir ihanet, siyasal açıdan kapalı sistem
olduğu için böyle şeyleri besliyor sonra onlar böyle işlere
girişebiliyorlar. Fakat nihayetinde bu kadar direk darbeyi yaşamış bir
ülke burada yine bu tür şeylere teşebbüs edilmesi büyük bir sıkıntı
doğuruyor. Tabii hangi enstrümanla yapılıyorsa onunla karşılık vermeyi
öğrendi ülke. Zorlu bir dönemde Türkiye'nin etrafında Irak, Suriye,
Ukrayna her taraf yanıyor. Böyle bir ateş çemberi içinde istikrar adası
olarak gelişen bir Türkiye'nin oralara çevrilmesini amaçlayan darbe
teşebbüslerini bertaraf etmek önemli bir vazifedir. Bunun bir kere
önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de siyasal istikrar ki en yukarıdan
saldırdılar bu uluslararası çıkar çevreleri ile ilişki içinde olan
şebeke burada başarılı olsa ne hala gelirdi Türkiye. 6-7 Ekim olaylarını
hatırlayın, Gezi olaylarını hatırlayın oralarda da siyasal istikrarı
tarumar olmuş bir Türkiye'nin geleceği noktayı tahayyül bile etmek
istemiyorum. Milletimizden Allah razı olsun irfanıyla, ferasetiyle ne
yapılmak istendiğini çözdü ve bunu engellemek isteyenlerin arkasında
durdu. Seçimlerde sandıktan buna destek verdi ve Türkiye o hallere
düşmedi. O bakımdan Türkiye siyasi tarihinde çok konuşulacak yazılacak
dersler alınacak bir yıl geçirdik. Ümit ediyorum önümüzdeki seçimlerde
400 civarında bir milletvekiliyle bu meseleyi dert edinenleri işbaşına
tekrar getirir ve anayasa yapma çoğunluğunu verirse Türkiye'yi bir daha
böyle meselelerle karşılaşmayacak bir düzene kavuşturmak bizim
boynumuzun borcudur. Öyle kurumsallaştırmalıyız ki temel hak ve
özgürlükler herkes için garanti de olmalı. Bir daha böyle fırsatçılara
imkan tanımayacak bir demokratik düzeni inşa ederiz."
17 ARALIK OPERASYONU
17
Aralık operasyonu çerçevesinde kendisine ait olduğu iddia edilen ses
kayıtlarıyla ilgili kullandığı sözlerin hatırlatılması üzerine Bakan
Ala, "Millet iradesine kastediliyor ve darbe yapılıyorsa, darbe hangi
enstrümanla yapılıyorsa onunla karşılık verilir. Bütün milleti dinleyip
kimine bir şeyler ekleyip kiminden bir şeyler çıkarıp kendine göre
yorumlayıp dizayn edip kayıtları şantaja çık, milleti kandıracak hale
getirmek yoluyla bir altyapı oluşturup, memleketi kaosa sürükleyecek bir
darbeyi başlatmışsa bir takım yerler onu engellemek millet için
engellemek hangi enstrümanla engellenecekse onu devreye sokmak
boynumuzun borcudur. Burada sorgulanacak olan ve şu anda sorgulanıyor o
darbe hazırlıklarını yapanlar ve darbeyi gerçekleştirmeye çalışanlardır.
Elbette orada gereken yapılacaktı ve yapıldı" dedi.
"MİLLETİMİN OLDUM OLASI FERASETİNE GÜVENMİŞİMDİR VE HİÇTE YANILTMADI"
Yapacağı seçim çalışmalarıyla ilgili olarak da Bakan Ala, şunları kaydetti:
"Şimdiye
kadar zaten bunu meydanlarda iki seçim geçirdik. Birden bire girdik ama
1 yılda iki büyük seçim geçirdik. Orada zaten daha öncesinden de biz
siyasette yakın çalıştık. Ben milletimin oldum olası ferasetine
güvenmişimdir ve hiçte yanıltmadı. Halka giderken öğretmen edasıyla
değil öğrenme isteğiyle gideceksiniz size çok şey öğretir. Biz
gittiğimizde şimdiye kadar AK Parti'nin ortaya koyduğu performans ve
hedefler vatandaş tarafından onaylandı. Belediye kaçıncı seçimdir ana
muhalefet partisi 37 ilde yüzde 10 barajını aşamadı. Türkiye'nin her
yerinde varız. MHP'ye bakıyorsunuz Güneydoğu'da doğruda en problemli
illerde yüzde 1.1. Bizim orada her ilde ilçede teşkilatımız var. Siz
anlatıyorsunuz hedeflerini ortaya koyuyorsunuz vatandaş paylaşıyor veya
itiraz ediyor oradan birkaç proje daha çıkıyor siyaset aslında vatandaşa
hizmet etmek için çok önemli ama daha önemlisi size iradesini verdiği
zaman her bir oyun karşılığı mecliste görülmeli ve o millete hizmet
olarak dönmeli."