Parti grubunda konuşan MHP lideri "İstanbul'da hepimiz Ermeniyiz demek haktır da, Erivan'da Türküz demek niçin imkansız ve hayal ötesidir." dedi.
Erzurumajans-Son dönemlerde hükümete yönelik sert söylemleri ile dikkatleri üzerine çeken MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Öcalan'ı Başbakan Erdoğan'ı danışmanı olarak nitelendiren MHP lideri "Kürdistan rüyası gören gafiller, sevimsizler unutmayın ki MHP hepinizi bozguna uğratacaktır. Türk milleti içinden yeni bir millet çıkmaz" dedi.
AYAKTA ALKIŞLANAN ERİVAN ÇIKIŞI
Bahçeli, 1915 olayları için yayınlanan taziye mesajını sert sözlerle eleştirirken "Soykırım tezlerini silah gibi kullanan, aleyhimize lobi çalışması yapan hangi Ermeni'nin Müslüman Türk milletinin yaşadığı acıları paylaştıkları görülmüş müdür? İstanbul'da hepimiz Ermeniyiz demek haktır da Erivan'da hepimiz Türküz demek niçin imkansız ve hayal ötesidir" şeklinde konuştu. Bahçeli'nin bu sözleri salondaki partililer tarafından ayakta alkışalndı.
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları;
Taksim'i vazgeçilmez kutsal bir alan gibi sunmakla ne emeğin ne de dayanışmanın bir alakası vardır. Bu hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. 1 Mayıs Taksim günü değildir. Geçmişte provokatörlerin dehşet ve vahşet saçtığı 1 Mayıs olayları toplumsal hafızada kanayan bir yaradır. Biz 1 Mayıs denince dayanışma yardımlaşma birlik ve ahlaki mücadeleyi görüyoruz.
"BAŞBAKAN TAHRİK ETMEMELİDİR"
1 Mayıs teröristlerin meydan okuduğu bir gün değildir. Bölücü niyetlerin, maskeli canilerin eli sapanlı militanların sözde geçit yeri değildir. Kavga gürültü eşkiyalıkla anılan bir gün olarak da değerlendirilmemelidir. Hem işçi örgütleri hem de hükümet sorumlu davranmalıdır. Sendikalar provokasyon yapmamalı, polis de töleranslı ve yumuşak davranmalıdır. Başbakan ve hükümeti ateşe benzinle gitmemelidir. Başbakan söz ve mesajlarıyla tahrik etmemelidir. 1 Mayıs'ı şimdiden tebrik ediyorum.
"YURDUMUZUN BİR KISMI TERÖRİSTLERİN ELİNE VERİLMİŞ"
Vatan ve millet üzerinde hesap yapan hainler meydanı boş bulmuş ve eylemlerine devam etmektedir. Milli ve üniter devlet yapımız tehdit altındadır. Analar ağlamıyor barış kazanıyor çözüm ilerliyor propagandasıyla PKK'nın toparlanmasına militan açığını takviye etmesine göz yumulmuştur. Dağ kadrosunun güçlenmesine el altından destek verilmiştir. Yurdumuzun bir kısmı neredeyse teröristlerin eline verilmiş ve devlet zaafa düşürülmüştür. Terör örgütü mensupları tarafından yollar kesilmekte vergi adı altında haraç toplanmakta, kimlik kontrolü yapılmakta, baskınlar düzenlenmekte karakollar ateşe verilmektedir.
"KALEKOL İNŞAATLARI ABLUKAYA ALINMIŞ"
Teröristler Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarına bile kafa tutmaya yeltenmişlerdir. Karakol ve kalekol inşaatları ablukaya alınmaktadır. Bunun son örneği Tunceli Kırmızıdağ mevkiinde yapımı süren kalekola karşı yapılmıştır. Şiddet ile devletin en doğal bir tasarrufuna karşı çıkılmış insanlar yaralanmıştır. Diyarbakır'da Jandarma karakoluna ek bina yapılmasını protesto etmek suretiyle çıkan olaylar devam etmektedir. Burada 9 mehmetçik yaralandı. Diyarbakır'da 2 uzman çavuşumuz namertçe kaçırıldı. PKK'lı militanlar karakol inşaatı durmazsa kaçırdıkları uzman çavuşlarımızı serbest bırakmayacaklarını duyurmuşlardır.
"BÖLÜCÜ MİHRAKLAR ZEVK İÇİNDEDİR"
PKK'lılar her çirkefliği yapmaktadır. Fakat buna karşı duracak dengeleyecek hükümet iradesinden ortalıkta iz dahi yoktur. Erdoğan nerededir? Niçin sus pus olmuştur. Ona buna laf yetiştiren siyasi silahşörlüğe soyunan iç işleri bakanı ve diğer hükümet üyeleri ne ile meşguldür? Daha bir kaç gün önce ulusal güvenliği tehdit eden babamız olsa dahi acımayız demiştir. Peki Doğu'da milli güvenliğimiz en vahşice tehdit edilirken Başbakan ne tepki göstermitir. Milli güvenlik deyince aklına sadece dini cemaatler mi gelmektedir? Başbakan gerçek bölücüleri gündemine ne zaman alacaktır. Bölücü mihraklar zevk içindedir. Çünkü Başbakan'a ne isterlerse yaptıracak bir kıvama getirmişlerdir. Bölücü kalkışmalar terör faaliyetleri hükümet eliyle saklanmak istenmektedir.
"ERDOĞAN PKK'YI ÖDÜLLENDİRİYOR"
Erdoğan meydanlarda hamasi sözleriyle terör sorununu ötelemeye çalışmaktadır. Müzakereler sonunda PKK'ya verilen bir sözü var gibi görünmektedir. Terörle mücadelenin durması için sunduğu teminatlar nedir? Başbakan'ın gündeminde Türk devletinin hak ve hukukunu savunmak yoktur. PKK'yı ödüllendirmektedir. Bu siyasi patolojik vakada maksat İmralı canisini sevince boğmak ve özgürlüğüne kılıf uydurmaktır. Dört parçalı Kürdistan'ın kaşla göz arasında kurulmasıdır.
MİT Yasası'nı Gül'ün onaylamasıyla İhanet pazarlıkları yasal güvenceye kavuşmuştur. Bu Türkiye'nin milli güvenliğine en açık darbe yasa makyajlı operasyondur. İmralı canisi PKK'nın meclis uzantıları kanalıyla derinlikli çözüm olmazsa çatışma ihtimali var diyerek Başbakan'a ayar vermiş ve elini çabuk tut mesajı göndermiştir.
"İMRALI BAŞBAKAN'IN DANIŞMANI OLMUŞTUR"
Bebek katili yerel yönetim özerklik yasası ve demokratik toplum yasası çıkarılmasını istemiştir. Görünüşe göre İmralı, Başbakan'ın danışmanı olmuştur. Akıl ve tavsiye vermeyi kendisinde hak görecek kadar şımarmış ve şımartılmıştır.
Bu şeref yoksunluğu payesi ise kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerindedir. AKP milletin aleyhine olacak ne varsa özgürleşme demokratikleşme bahanesiyle benimsemekte ve kutsamaktadır. Türk milleti aşama aşama parçalanmaya götürülmektedir.
"İLK KEZ KÜRDİSTAN İSMİNİ KULLANAN PARTİ KURULMUŞTUR"
BDP deri değiştirmiş ve HDP'ye katılmıştır. İsimleri ise Demokratik Bölgeler Partisi'ne döndürülecektir. Başbakan-İmralı canisi-Kandil-Barzani ve küresel güç merkezleri bütün planlarını bölünmüş bir Türkiye üzerine yapmaktadır. Karanlık güçler Kürdistan'ın kurulmasına hizmet etmektedir. Bölgemizde dört parçalı Kürdistan dayatılmaktadır. Erdoğan da bu uğurda herşeyi göze almış ve ihaneti olağan göstermek için canını dişine takmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk defa Kürdistan ismini kullanan bölücü bir parti kurulmuştur. Kürdistan Demokrat Partisi kurulması için resmi dilekçe verilmiştir.
"TEK KELİMEYLE KEPAZELİK VE İHANETTİR"
Türkiye hem içte hem de dışta bağımsız Kürdistan amacı güden bölücü partilerle kuşatılmıştır. AKP ise bunlara karşı son derece Uysal ve dostane davranmaktadır. Erdoğan peşmerge reisi Barzani'yi Diyarbakır'da ağırlamış ve Kürdistan lafını ilk kez orada patavatsızca zikretmiştir. Türkiye'yi önce özerkliğe sonra federasyona sonra da kanlı bir dağılma girdabına sürüklemektedir. Kürdistan adını kullanan Barzani temsilciliğine onay verilmesi tek kelimeyle kepazelik ve ihanettir. Sayın Erdoğan bu gelişmeler milli güvenliğe tehdit değil midir? Kürdistan ile ilgili emellerin bedelini çok ağır ödeyeceğini hiç mi aklına getirmiyorsun. Üniter bir devletten devlet çıkarma teşebbüsünün kolay olacağını mı zannediyorsun. Bin yıllık kardeşlik hukukunun kutlu bir eseri olan Türkiye'nin sömürgecilerin kanlı hedeflerine sunabileceğinizi mi zannediyorsunuz.
"MHP HEPİNİZİ BOZGUNA UĞRATACAKTIR"
İtalya'nın 21, İspoanya'nın 17, İngiltere'nin 4 özerk bölgesi varmış. ABD'nin 51, Rusya'nın da 81 özerk eyaleti varmış. Varsa var bize ne. Türkiye'nin milli birliğini bozmak için gerekçe üretenlerin alayı bilsin ki biz bu ülkeyi pazardan almadık sokakta da bulmadık! Kürdistan rüyası gören gafiller, sevimsizler unutmayın ki MHP hepinizi bozguna uğratacaktır. Türk milleti içinden yeni bir millet çıkmaz.
"TARİH EĞİLİP BÜKÜLECEK BİR ŞEY DEĞİLDİR"
Tarihi yaşanmış hadiseler olarak görmek eksiktir. Tarih sonuçları itibariyle her zaman etkisini hissettirmektedir. Dünden ders almamış sonuç çıkarmamış geçmişine yabancı kalmış milletlerin tarih merdivenini tırmanmaları kimlikleri canlı tutmaları mümkün değildir.
Tarih eğip bükülecek bir şey değildir. Objektif tarihçilik namuslu olmayı gerektirir. Adı üzerinde bizim bir milli tarihimiz vardır. Sahip olduğumuz tarih şuuru bizi köklerimize bağlamaktadır. Tarihe şaşı bakmak katliam izi sürmek, soykırım çetelesi tutmak, artniyetli arşivlerin tozlu raflarını incelemek hakikati değiştirmez. Tarihin asırlara uzayan vicdanında bu çabalar tutmaz. Tarih hükmünü vermiş fermanını yazmıştır. İster beğenelim ister beğenmeyelim tarihi silmek normal şartlarda bir toplumun yok oluşu demektir.
"AYNI ANDA TEPKİMİZİ GÖSTERDİK"
Türkiye'yi 12 yıldır yöneten Başbakan'ın en büyük problemi tarih cahili olmaları ve önyargılarıdır. 1915'e ilişkin mesaj buna dair en son misaldir. Erdoğan mesajını yayınlarken aynı anda tepkimizi gösterdik. Erdoğan baştan sona gayri milli bakışla yazılan mesajında adil ve vicdani duruştan, o dönemde yaşanmış acıları anlamaktan bahsetmektedir. Sayın Başbakan biz kendi acılarımızın yasını hala tutarken, oluk oluk akan Müslüman Türk kanına hangi yetkiyle tavizler veriyorsun.
"ERİVAN'DA HEPİMİZ TÜRKÜZ DEMEK..."
Erdoğan acılar hiyerarşisi kurulmasının acının öznesi için bir anlam ifade etmeyeceğine atıf yapmıştır. Acıları yarıştırmak bir aşamaya kadar insani ve İslami değildir. Ermeni çetelerinin katlettiği 518 bin 105 Müslüman Türkü ne yapacağız nereye koyacağız. Oldu bir kere ne yapalım ölenle ölünmez diyerek şehadetlere sırt mı çevireceğiz. Erdoğan Ermenilerin o dönemde yaşadıkları acıların hatırlarını anlamanın ve paylaşmanın insanlık vazifesi olduğunu ileri sürmektedir. Haksız yere ölen kim olursa olsun üzülmek insanlık gereğidir. Soykırım tezlerini silah gibi kullanan, aleyhimize lobi çalışması yapan hangi Ermeni'nin Müslüman Türk milletinin yaşadığı acıları paylaştıkları görülmüş müdür? İstanbul'da hepimiz Ermeniyiz demek haktır da Erivan'da hepimiz Türküz demek niçin imkansız ve hayal ötesidir.
"EMPATİYİ SADECE TÜRK MİLLETİ Mİ YAPACAK?"
Sözde soykırım savunucusu Ermeni diasporası ve çağdaş PKK'ya gelince. Özgürlük sevdalısı Kıbrıs davasına ihanet edenlere gelince anlayışlı olan Erdoğan konu Türk milletinin hakları olunca niçin araziye uymaktadır. Başbakan'a bakarsak kırgınlıkları dostluğa dönüştürmek mümkünse, bütün taraflardan benzer bir anlayışı beklemek tabidir. Fakat empatiyi sadece Türk milleti mi yapacak. Hoşgörüyü sadece Türkiye mi göstermek zorundadır. Erdoğan 1. Dünya Savaşı esnasında yaşanan hadiselerin hepimizin ortak acısı olduğuna değinmiştir. Allah için söyleyiniz. Anadoluyu işgal etme hedefiyle Çanakkale kıyılarına kadar gelip de yüzbinlerce vatan evladını şehit edenlerin torunlarına yıllarca düzenledikleri şafak ayinlerine gelenlere ses ediyor muyuz? Sizin dedeleriniz buraya pikniğe mi geldi? Türk milleti daha nasıl acılara ortak olsun. Başbakan ve allameleri açıklasın. Düşmanla işbirliği yapıp arkamızdan hançerleyen çetelere, katillere, bebekleri süngüleyen canavarlara, Akdamar'da kızlarımıza tecavüz edenlere 99 yıl sonra ne iyi yaptınız dememiz bekleniyorsa Başbakan ve yandaşları daha çok bekleyecektir.
Milleti sadıka ünvanının alınmasından tehcire kadar uzanan olayları Türk milletine yüklemek en hafif deyimiyle kansızlık olup yok hükmündedir.
"ŞEREFSİZLER ERDOĞAN'I SELAMLAMIŞTIR"
Erdoğan sen git önce önüne konulan metni oku anlamaya çalış. Hatta yetmezse yanında gezdir tekrar tekrar oku. Türk milletinin üzerinden taziye kurbanı keserek kendini aklamak istemektedir. Sözde soykırım özrüdür. Erivan'da Türk bayrağını yakan şerefsizler Erdoğan'ı selamlamıştır. AKP'nin hazır kıta bekleyen ve paralel mıntıkayı temizlemekle uğraşan birliği ses bile çıkarmamıştır. Yanan nasılsa bir bez parçasıdır ve önemsizdir diye düşünmektedirler.
"BU BAKAN KLİNİK BİR VAKA OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR"
Türk milleti haklı olduğu bir konuda 99 yıldır suçlanmaktadır. 1973ten 85'e kadar Asala tarafından 16 ülkede şehit edilen 42 diplomatımızdan bahseden kimse kalmamıştır. Başbakan sözde soykırım şebekesine zeytin dalı uzatmıştır. Bir insanın cahil olması anlaşılır fakat hain olması anlaşılır bir konu değildir. Başbakan tarihle yüzleşeceğine yolsuzluk siciliyle yüzleşsin. Ezber bozarak caka satacağına bozduğu hukuk düzenini tamir etsin. Resmi görüşü iptal etti tarihi belge insani davranış cesur çıkış anlamlı mesaj kutluyorum alkışlıyorum demokratikleşme refleksi yazıları yazdırdığı tetikçilerine adap öğretsin. Dışişleri bakanı ise tarihin normalleştiğini Türkiye'nin mesafe aldığını mesajın konjonktürel olmadığını hiç utanmadan söylemiştir. Bu bakan kesinlikle klinik ve akademik bir vaka olarak tarihe geçmiştir.
"ERDOĞAN TERÖRİST BAŞI GİBİ İFADELER KULLANIYOR"
Petrosyan, Koçaryan ve Sarkisyan üçlüsünü saygıyla yad et. Van'da şimdiki Ermenistan devlet başkanı kucakla. Sonra Taşnak Pınçak ve Asala militanlarına protokolünle birlikte iki göz iki çeşme ağla. Benzerini Diyarbakırda yapmıştın. Bu konuda ustasın. ABD Başkanı'nın büyük felaket olarak nitelediği mesajla İmralı canisinin mektubunu yan yana koyunuz. Arada ufak tefek ayrıntılar dışında farklılık göremezsiniz. Öcalan 1915'le yüzleşmeyi istemiştir. Gerek Başbakan gerekse de Obama aynı eğilimdedir. İmralı Anadolunun kadim halkı diyor Başbakan Anadolu insanları diyor. Başbakan tıpkı terörist başı gibi ifadeler kullanıyor. iki kafadar iki kafa dengi iki kadim dost aynı elden çıkan mesajı farklı farklı tarihlerde yayınlayarak ABD başkanının kahrından kurtulmuşlar 24 Nisan'a fitne yatırımı yapmıştır.
"ARŞİVLER AÇIKTIR"
1915'de zorunluluktan dolayı alınan tehcir kararı soykırım olmayıp meşru bir karardır. Arşivler açıktır. Bugüne kadar yapılan sayısız çalışmanın ispat ettiği en yalın gerçek soykırımın yalan iftira ve aldatmadan ibaret olduğudur. Saygı duyulması gereken milli duruşu soykırım diye yaftalayanlar Balkanlar'dan göçe zorlanan 5 milyon evladı fatihanı hatırlasın. Dünyanın değişik yerlerinde yaşanan kitlesel kıyımlarla ilgili birşey söylenmelidir. Tehcir'de ölenlerin vebalini milletimize yıkmaya çalışanlar, Dağlık Karabağ'daki vahşi cinayetlerin hesabını vermelidir. Türk milletinin vereceği yoktur ama alacağı çok fazladır. Tehcire konu olanların torunlarına vatandaşlık verilmesi yıllardır dillendirilir. Buna Türk milleti müsade etmeyecektir.
"HEPSİ RAHAT UYUSUN"
Ermeni silahlı terör örgütlerinin saldırılarında hayatını kaybeden milletimizin asil evlatlarına cenabı Haktan rahmet diliyorum. Hepsi rahat uyusun. Bu vatan bu millet hiçbir melun emele kurban verilmeyecektir.
HAŞİM KILIÇ'IN SÖZLERİ
Anayasa mahkemesinin 52. kuruluş yıldönümü devlet hayatının temsilcilerini buluşturmuştur. Bu vesileyle sayın Haşim Kılıç yankıları süren bir konuşma yapmıştır. Mahkeme başkanının sözleri Başbakan'ı rahatsız etmiştir. AYM Başkanı'nın ifadeleri adresini anında bulmuş yarası olan fail gocunarak sarsıla sarsıla kaçmıştır. Erdoğan hemen karalama düğmesine basmıştşır. Saldırı kampanyası başlamıştır. Sayın Kılıç hukukun üstünlüğüne temas etmiş ve kendi ve kurumuna yönelik suçlamalara da cevap vermiştir. Kılıç'ın konuşması Başbakan'ın mesnetsiz sözlerini çürüten ve aynen iade eden bir konuşma olmuştur.
Başbakan mahkeme kararlarını gayri milli diyerek kötülemiş, AYM Başkanı bunu sığ bir eleştiri olarak yorumlamıştır.
"DÜN DEMOKRASİ KAHRAMANI OLARA ÖVÜLÜYORDU"
AKP'li bakanların suçlama nöbetine giderek, AYM Başkanına veryansın etmeleri garip bir çelişkidir. Eğer bugün Başbakan sıfatıyla siyaset yapıyorsa, bu Haşim Kılıç'ın tavrı yüzündendir. Dün demokrasi kahramanı olduğu övünülerek söylenen sayın Kılıç, birden bire nasıl paralel yapının avukatı olarak suçlanmıştır? Şurası tartışmasızdır ki, siyaseti siyasetçiler yapmalıdır. Yüksek yargı üyelerinin siyasi yorumda bulunmaları kabul edilebilir değildir.
Başbakan Erdoğan, sağımız solumuz belli olmaz dese de, yine terse yatan yanlış yere kapanan kendisi olacaktır. Başbakan AYM'nin dinlendiğini söylemiştir.
"ERDOĞAN CUMHURUN BAŞI OLAMAZ"
Cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanından sonra dinleme içinin yüksek mahkemeye sıçradığı başbakan tarafından seslendirilmiştir. Başbakan devletin baştan ayağa dinlendiğini haykırmaktadır? Sen başbakan değil misin, başbakan bu vahim duruma açıklık getirmelidir. Kimler cumhurbaşkanından AYM'ye kadar dinlemiştir? Sayın Gül'ün üzerinde durmadığı bu konu neden başbakan tarafından dile getirmektedir? Ne olursa olsun Başbakan Erdoğan cumhurun başı olamaz. Yolsuzluktan ötürü yüzü simsiyah kesilmiş bu şahsı kaldıramaz.
FENERBAHÇE'YE TEBRİK
Süper Lig'i şampiyon olarak bitiren Fenerbahçe'yi, başkanını, futbolcularını ayrı ayrı kutluyorum. Fenerbahçe'nin şampiyonluğuyla, inanıyorum ki şampiyonluk adalete yeni bir fener yakacak, haksızlıklarla mücadelede yeni bir heyecan uyandıracaktır.