MHP lideri Devlet Bahçeli 'den Davutoğlu'na: "Sen hala rüyanda Hegel ile tartışmayı sürdürüyor musun?"
Erzurumajans-MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli, "Türkiye sanki Erdoğan'ın tapusuna geçirilmiştir. Türkiye sanki
Recep Tayyip Erdoğan'ın mülkü ve miras malıdır. Biliniz ki, demokrasi
ve hukukla idare edilen bir ülkede böylesi kokmuşluk, böylesi kahredici
günahkârlık görülmemiş, görülmeyecektir. Bin odası bir adam yapmayacak
kaçak ve karanlık saray Erdoğan'ın yüzünü güldürmeyecek, mazlumların
feryadı gün gelecek sarayın çatısını uçuracaktır" diye konuştu.
Bahçeli,"Türkiye sürekli geriye giden, sürekli mirastan ve dünün birikiminden
yiyen bir iktidar tarafından yönetilmektedir. AKP'nin ilkel ve yozlaşmış
siyaset mantığının acı sonuçları her alanda hissedilmektedir. Bu
zihniyetin 12 yılı deviren müflis politikaları aziz milletimizi canından
bezdirmiştir. AKP; yokluk, yoksulluk, yolsuzluk ve yasak haline
gelmiştir. AKP; işsizlikle, rüşvetle, adaletsizlikle, üretimsizlikle
içiçe geçmiş, borç, faiz, rant, sömürü üzerine siyasetini bina etmiştir.
Görüyor ve yaşıyoruz ki, aziz milletimiz kronik ve kısır döngüye binen
ekonomik sorunlara mahkûm edilmiştir" dedi.
"YIRCA KÖYÜ'NDE YAŞANANLAR KANUNSUZLUĞUN NERELERE KADAR DAYANDIĞINI ORTAYA KOYMUŞTUR"
Bahçeli,"Soma'nın Yırca Köyü'nde geçtiğimiz hafta yaşananlar kanunsuzluğun,
zorbalığın nerelere kadar dayandığını ortaya koymuştur. 3.Havalimanı
ihalesini alan konsorsiyumun ortaklarından birisi olan Kolin Şirketler
Grubu, Yırca Köyü'nde 6 bin zeytin ağacını kesmekle kalmamış, yöre
insanımızın umutlarını da gasp etmiştir" diye konuştu. "BUNUN HESABI ELBETTE KANUN ÖNÜNDE SORULMALIDIR"
Bahçeli
sözlerini şöylesürdürdü; "Danıştay söz konusu kararını 28 Ekim
tarihinde vermiş, fakat günlerce beklettikten ve iş işten geçtikten,
yani ağaç katliamı yapıldıktan sonra ilgililere tebliğ etmiştir. Halbuki
ağaçların kesilmesinin kanunsuz olduğu Danıştay kararıyla belgelenmiş
olmasına rağmen, Kolin Şirketler Grubu sanki bunu daha önce haber almış
gibi ani bir saldırıyla Yırcalı kardeşlerimize nefret yağdırmıştır.
Danıştay kararı tebliğ edildi ediliyor derken, AKP'nin acele
kamulaştırmayla önünü açtığı şirket ağaçlara kıymış, fiili bir durum
yaratmıştır. Bunun hesabı elbette kanun önünde sorulmalıdır. Meselenin
daha kahredici yanı, AKP Hükümeti'nin Soma'nın Yırca Köyü'ndeki şiddet
hakkında en ufak bir beyanat vermemesi, en küçük rahatsızlık emaresi
göstermemesidir. Çünkü Yırcalıların üzerine havuzcuları gönderen AKP
Hükümeti'nden başkası değildir. Davutoğlu'nun hiç mi vicdanı sızlamamış,yediği zeytinler hiç mi boğazına düğümlenmemiştir? Özellikle Manisalı,
Somalı, Yırcalı kardeşlerim merak buyurmasınlar; Milliyetçi Hareket
Partisi her zaman yanlarında bulunacak, haklarını ve hukuklarını
korkusuzca savunacaktır.Sayın Davutoğlu, unutma ki, mazluma el kaldıran,ekmeğe el uzatan dün iflah olmadı, yarın da olmayacaktır." "417 EYLEM PLANI FİYASKO OLUP HİÇBİR YARAYA MERHEM OLMAYACAKTIR"
Bahçeli,"Davutoğlu'nun ilan ettiği 9 sektörel dönüşüm programı ve 417 eylem
planı fiyasko olup hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Hükümet 12 yıldır
ne yapmış, ekonomik sefalete bu aziz milleti ne hakla muhatap etmiştir?
Başbakan sadece günü kurtarmak, bir şey yapılıyor izlenimi vermek için
bildik ezberleri tekrarlamıştır. Davutoğlu ithalata olan bağımlılığı
azaltacağız demektedir, oysaki 12 yıldır varını yoğunu ithalata bağlayan
iktidarın bizzat AKP olduğunu itiraf edememektedir. Davutoğlu gerçekten
biliyorsa söylesin, nasıl bir mucize tasarlamaktadır? Üretime soğuk ve
mesafeli bir ekonomik yapıyı ithalatın dar ve köhne kalıplarından hangi
parlak yöntemlerle uzak tutacaktır? Girdi Tedarik Stratejisini
güncellemekle ithalat mı azalacaktır? Madenciliği Türkiye içinde bir
faaliyet alanı olmaktan çıkarmakla ithalat bağımlılığı mı düşecektir?"
dedi. "HARCANAN HER SERVETİMİZİN ASIL VE YEGÂNE SAHİBİ TÜRK MİLLETİDİR"
Bahçeli,"Her türlü mihnet ve meşakkate karşı koyan yüksek cesaret, terbiye ve
asalet sahibi milliyetçi irade, gösterişe kapılmadan, ninelerin,
dedelerin kefen parasıyla; anaların, babaların kıyıda köşede zor günler
için ayırdığı birikimleriyle yeni bir devlete nefes vermişlerdir.
İktidarı elinde tutan bugünkü gaflet ve dalalet ehlileri iyi bilmelidir
ki, millet hazinesindeki her kuruşun vebali, iki cihanda da hesabı
vardır. İsraf edilen her kaynağımızın, düşüncesizce harcanan her
servetimizin asıl ve yegâne sahibi Türk milletidir. Bir düne bakın, bir
de bugüne dikkat edin. Bir dündeki tevazuya bakın, bir de bugünkü
vicdansızca sürdürülen saltanatı düşünün" dedi.
"ÇİFTÇİNİN HASADI, EMEKLİNİN MAAŞI KAÇAK VE KARANLIK SARAYDADIR"
Bahçeli,"Çiftçinin hasadı, emeklinin maaşı kaçak ve karanlık saraydadır. Asgari
ücretle geçinen masumların emeği, sayıları 5,5 milyonu bulan işsizlerin
hüznü kaçak ve karanlık sarayın temelindedir. Atanamayan öğretmenlerin
ahı, kıt kanaat geçinen, güç bela karnını doyuran milyonların çığlığı
kaçak ve karanlık sarayın bin odasında çınlamaktadır. Simit parası
bulamayan küçücük yavrularımızın gözyaşları uçan sarayların yakıtıdır.
Vatandaş bir torba kömür, bir paket makarna, bir çuval unla uyuşturulup
uyutulurken, saray bahanesiyle millet hazinesi hortumlanmaktadır.
Aziz
milletim, para senindir, servet senindir, hazine sana aittir. Süslü
sözlere kanma, istismarlara aldanma, bu kötü gidişata ortak olma. Aziz
vatandaşlarım, sizden alınan vergiler Erdoğan'ın lüksü, keyfi, ve
egoları için feda edilmekte, 17-25 rüşvet lobisi gücüne güç katmaktadır.
Allah için söyleyiniz, bu millet yatacak kalkacak Erdoğan'ın kibri,
müsrifliği, azgınca yaptığı harcamalar için mi çalışacaktır?Bu devran
nereye kadar sürecek, bu teslimiyet, bu hüsran nereye kadar gidecektir?
Millet fakir ve bitap haldeyken, işsizlik ve çaresizlik almış başını
gidiyorken, Cumhurbaşkanı olan zat, nasıl ve ne hakla katrilyonları
kendi sefahati uğruna pervasızca kullanmaktadır? Türk milleti nerededir,AKP'ye oy veren kardeşlerim bu haksız, hukuksuz, uğursuz, haram ve
ahlaksız düzene nereye kadar suskun kalacaktır? Türkiye sanki Sodom ve
Gomora'ya dönmüştür. Türkiye sanki Erdoğan'ın tapusuna geçirilmiştir.
Türkiye sanki Recep Tayyip Erdoğan'ın mülkü ve miras malıdır. Biliniz
ki, demokrasi ve hukukla idare edilen bir ülkede böylesi kokmuşluk,
böylesi kahredici günahkârlık görülmemiş, görülmeyecektir" diye konuştu.
"MAZLUMLARIN FERYADI GÜN GELECEK SARAYIN ÇATISINI UÇURACAKTIR"
Bahçeli,"Erdoğan ve Davutoğlu Türkiye'nin sürekli mevzi kaybettiği, iç ve dış
politikada tel tel döküldüğü bir dönemde, saraylara doluşarak dünyaya
yön vereceklerini mi zannetmektedir? Bunlar saraylara kurularak, sırça
köşklere tutunarak itibar kazanacaklarına mı inanmaktadır? İhtişam ve
itibar saraylarda değil; hukuka, adalete, demokrasiye, milli birliğe,
insan hak ve haysiyetine duyulan saygıda gizlidir. Maalesef bunlardan
mahrum küçük bir azınlık Türkiye'yi çembere almıştır. Başbakanlık
tarafından geçtiğimiz hafta yapılan bir açıklamada; 'saray ve uçakların
milletimizin ve devletimizin itibarını temsil ettiği, bu imkanların
gerçek sahibinin sadece millet olduğu' söylenmiştir. Bu ne sorumsuzluk,
bu ne pişkinlik, bu ne maskaralıktır? Ne yani, kaçak ve karanlık saray
bir de Erdoğan'ın üzerine mi geçirilecekti? İma edilen, örtülü şekilde
dillendirilen bu mudur? Fildişi kulelerini mesken tutan gayri meşru
siyaset ekolünü kul affetse Allah affetmeyecektir. Eğilip bükülmeyen
millet iradesi bu zulmeti de aşacak, zaaflarına yenilen, ahlaki ve
vicdani değerlerden kopan cenazeden farkı olmayan sağları elbet acınacak
hale getirecektir. Bin odası bir adam yapmayacak kaçak ve karanlık
saray Erdoğan'ın yüzünü güldürmeyecek, mazlumların feryadı gün gelecek
sarayın çatısını uçuracaktır" dedi.
"TUZAĞA DÜŞEN YİNE DE DAVUTOĞLU OLMUŞTUR"
Bahçeli,"Başbakan, sözde Dersim katliamını 'modern Kerbela'ya benzeterek Hz.
Hüseyin'e ve Ehl-i Beyt'e hürmetsizlik ve nankörlük etmiştir. Biz bunun
üzerine hemen yazılı basın açıklamasıyla Davutoğlu'na anladığı dilden
cevap verdik ve özür dilemesini istedik. Davutoğlu bırakınız özrü veya
herhangi bir nedamet belirtisini, yanlış ve sakat düşüncelerinin ısrar
ve inatla arkasında durmuş, konuyu farklı mecralara taşıyarak daha da
çıkmaza sürüklenmiştir. Davutoğlu, Hacıbektaş'taki talihsiz ve teessüf
verici sözlerine gösterdiğimiz isabetli ve yerinde tepki üzerine
paniklemiş, her gittiği yerde bize cevap yetiştirmeyi, aklınca bizi
zorda bırakmayı hedeflemiştir. Ancak kendi kendine faka basan, basireti
bağlanan, ayağı birbirine dolanan ve tuzağa düşen yine de Davutoğlu
olmuştur" diye konuştu.