İlk bakışta Erzurumlu olarak insanın hoşuna gidiyor. Erzurum’u anlatan. Erzurum’da çekilen ve Azizye’yi öne çıkaran bir film yapılıyor.
Başından bu yana takip ediyorum. Bu film için yola çıkanlar, ortalığa düşmüş herkesten bi şey istiyorlar. Belediye başkanlarından, valilikten, özel idareden; aklınıza gelebilecek nemalanacaklarını düşündükleri her yere ziyaretler düzenleyip onlardan destek istiyorlar.
Şimdi birde hepimizin yakından tanıyıp sevdiği, onlarca yılını bu şehri anlatmaya adamış, bu şehirden ısrarla gitmeyip elinden geldiğince emek vermiş Talat Uzunyaylalı(Geyik)in “Efsane Kadın Nene Hatun” romanında yer alan öyküyü senaryoda kullanılmışlar. Hem de yazar ile polemiğe girerek ve onu hiçe sayarak.
Sayın Geyik’in kendi açıklamasına göre;
“Nene Hatun’un yaşam öyküsü ve 93 Harbi anlatımı romandaki kurguya dayandırılmış. Nene Hatun, çocukları, kocası, kaynatası, akrabaları, köy imamı, köydeki bazı komşuları, göçten sonraki şehirdeki olayların anlatımında kullanılan karakterler, diyaloglar, sahneler, çeşitli mekânlar ya aynen alınmış ya da isimler ve olay yerleri değiştirilerek senaryoda kullanılmış.”
Olacak şey değil. Böyle dilenci mantığı ile bir film çekildiği ne duyulmuş ne de görülmüş; hem de senaryosu bile çalınarak.
Yazar, zaten gerekeni yaptığını söylüyor. Seneryo ile kendi kitabından alıntılanan bölümleri avukatına teslim etmiş ve konu dava aşamasına girmiş durumda.
Bununla birlikte benim kafayı taktığım bu film ekibinin ve yapımcısının anladığım kadarı ile parasız pulsuz bu işe girdiği. Erzurum’da hazır bir öykü ve bu öykü üzerinden kazanılacak olan rantı almanın peşindeler.
Kendilerine araçlar tahsis ediliyor, hazır sete dönüştürülen mekanlar bir kuruş masrafları olmadan kendilerine teslim ediliyor ve daha bi sürü imkanı kullanıyorlar.
İyi ama niye?
Bu sorunun cevabını merak ediyorum doğrusu.