Karayel'den sonra mağaza bir müddet Güvenler tarafından kiralanarak manifatura işi yapılmıştı, en nihayetinde dedelerime ait olan bu iş yerinde şu anda kardeşim Uğur Güzel ve teyzemin oğlu Yavuz Resuloğlu beyaz eşya işi yapmaktadırlar.
Erzurum da ticaretin canlı olduğu,sözün senet sayıldığı,arkadaşlık ve dostluğun para ve pul ile ölçülmediği günlerden bir gün, büyük dedem Mısırlı Zâde Mehmet Efendi mağazada oturduğu zaman kaldırımda gördüğü bir kişiyi askerlik arkadaşı Tutak'lı Arif Efendiye benzetir.
Mağazada çalışan katibe" Şu beyin arkasından koş ,kendisinin Tutak'lı Arif Efendi olup olmadığını sor eğer benim derse onu mağazaya davet et "diye tembih eder.
Dedem tahmininde yanılmamıştır, davet ettiği şahıs askerlik arkadaşı Tutaklı Arif Efendinin ta kendisiymiş.
Sarılırlar,hasret giderirler, Konu iş ve güçten açılmıştır, arkadaşının biraz üzüntülü olduğu Mısırlı Zâdenin dikkatinden kaçmaz.
Mısırlı Zâde Mehmet Efendi askerlik arkadaşı Arif beyin Tutak'ta hatırı sayılır, varlıklı bir ailenin mensubu olduğunu ve ticaretle de iştigal ettiğini bilmektedir.
Sohbet esnasında Arif Beyin, sattığı malların paralarını tahsil edemediğini, dolayısıyla biraz sıkıntılı bir dönem yaşadığını Mısırlı Zâde Mehmet Efendi hissetmiş.
Mısırlı Zâde Mehmet Efendi dostluğun gereğini yapma zamanının geldiğini hemen fark etmiş, arkadaşını incitmeyecek şekilde bir plan yapmış.
Mağazada çalışanlara, raflardan satılabilecek mallardan indirmelerini ve koli yapma talimatını verdikten sonra, Arif Efendiye dönerek "Aziz dostum bunları götürür ,sattıktan sonra rahatladığın zaman getirir ödersin,Olur ya yolda eşkıya çıkar,yangın olur ve ya herhangi bir sebeple mallar elinden çıkarsa, bilesin ki bunlar sana ananın ak sütü gibi helaldir" diyerek onu muhabbetle yolcu etmiş.
Mısırlı Zade Mehmet Efendi aynı fedakarlığı arkadaşının da kendisine yapacağından emindir.
Aradan fazla bir zaman geçmemiştir Arif Efendi Erzurum'a gelir hemen arkadaşı Mısırlı Zâde Mehmet Efendiye uğrar.
Yine sarılırlar, hasret giderirler, Arif Efendinin bu sefer yüzü gülmektedir.
Arif Efendi , Tutak'a gittikten sonra, işleri düzelmeye başlamış alacaklarını kısa zamanda tahsil etmiş ilk işi de Erzurum'a gelip Mısırlı Zâdeye uğramak olmuş.
Emek Mağazasının bitişiğindeki mağazalar Celal ve Selahattin Bayramoğulları'na ait olup, çocuk konfeksiyonu üzerine çalışan Sürmeneli Seyfettin Yıldız ile hamam takımı çeyiz eşyası satan Şeref Özkara Celal Bayramoğulları'nın kiracılarıydılar.
Sürmeneli Seyfettin Yıldız, sulu yaraları tedavi eden bir ilaç yapardı,bilâ ücret yaptığı bu ilacın formülünü annesinden öğrenmiş ve bu konuda çok insana faydalı olmuştu.
Köşe başındaki Selahattin Bayramoğulları'nın dükkanında ise toptan manifatura işi yapan Mehmet ve Yaşar Cimilli'ler bulunurdu.
Yaşar Cimilli , şişman yapılı hoş sohbet bir insandı.
Bu mağaza son yıllarda Selahattin Bayramoğlu'nun çocukları tarafından işletilmektedir.
Yakında vefat eden Selahattin Bayramoğlu , İstanbul şivesiyle konuşan münevver bir insandı .
Bayramoğulları'nın yerinden Batpazarı'nın alt köşesine olan kısımda ,Naci Kulaçoğlu,Celal Akın,Önderler ve Cemil Boybeyinin (Kaleliler) manifatura dükkanları bulunurdu.
Kombina caddesinde "Celal Akın "ismini taşıyan bir ilköğretim okulu da bulunmaktadır
Talip Yargılı'nın dükkanından ,Yılmaz kulaçoğlu'nun dükkanına kadar olan kısım eskiden İttihat Terakki Mektebi olarak kullanılmış.
Kurtuluş savaşı yıllarının meşhur Albayrak gazetesi ve matbaası da burada bulunmaktaymış?
İttihat Terakki Mektebi 1913 yılında Yeğenağa mahallesinde kurulmuş, okulun müdürlüğünü bir müddet Cevat Dursunoğlu yapmış,daha sonra 1918 yılında Taş mağazalarda ki yerine taşınmış.
Kurtuluş yıllarının en ateşli ve etkili basın organı olan Süleyman Necati'nin Albayrak gazetesi ve matbaası da burada neşriyatını sürdürmüş ,ilerleyen yıllarda bu mektep, dükkanlar haline dönüştürülerek ticarethane olmuştur.
İbrahim Akar Balkar'ın dükkanından sola dönüldüğünde dar bir ara ile Aziziye Hanının içerisine girilirdi buradan yine dar bir yolla Batpazarı'na çıkılırdı.
Bu çıkışta ise Kemal Kolçak'ın dükkanı bulunurdu. BİTTİ..
NOT: DEĞERLİ OKUYUCULARIM; AYAZ PAŞA MAHALLESİ SINIRLARI İÇERİSİNDE KALAN HABİPBABA TÜRBE KARŞISI,HACILAR HANI,KURU HAPAN, KAVAFLAR ÇARŞISI ,GÜRCÜKAPI CAMİ KARŞISI VE FUADİYE HAMAMI ETRAFI İLE İLGİLİ YAZI DİZİSİNİ NASİP OLURSA ZAMAN İÇERİSİNDE KALEME ALMAYI DÜŞÜNÜYORUM.