Ayaz
Paşa mahallesi Beden Dibi sokakta, büyük dedem Mısırlızade Mehmet
Efendinin iki katlı çok güzel bir Erzurum konağı bulunmaktadır.
Bu evin ahır ve merek kısmı sökülerek nenemin oturduğu betonarme iki katlı bahçeli ev yapılmış.
Konağın asıl kısmı ise satılmış,bacası yıkılmış olsa da bu konak hala görkemini muhafaza etmektedir.
Rus
işgali sırasında büyük dedemin bu evi hastane olarak kullanılmış, öyle
ki Ruslar çekilirken koltuk değnekleri,sargı bezleri gibi hastane
malzemeleri evde kalmış.
Rahmetli anam , hastalandıkları zaman,
Ruslardan kalma ilaçlı pamukları, nenemin sırtlarına koyduğunu, sabah
kalktıklarında bayağı fayda gördüklerini anlatırdı.
Yine;
Ruslar çekilirken evimizin bahçesine epeyce silah gömmüşler, bu
silahlarda yeni ev yapılırken ortaya çıkmış ama hepsi kullanılmaz halde
pas içerisindeymişler.
İçerisinde hamamı olan bu konağı,anam anlata anlata bitiremezdi.
Rahmetli büyük dedem Mısırlızade Mehmet Efendi apandisitinin patlamasından dolayı bu evde rahmetli olmuş.
Mısırlızade
Mehmet dedemiz, Taş mağazalar caddesinde bulunan mağazasında toptan
manifaturacılık yaparmış, şu anda bu mağazada kardeşim Uğur ve teyzemin
oğlu Yavuz Resuloğlu ticaret yapmaktadırlar.
Mısırlızade Mehmet Efendi son derece temiz ve şık giyinirmiş.
İstanbul'a mal almaya gittiği zaman önce Trabzon'a gider oradan da İstanbul'a geçer mal alır gelirmiş.
Getirdiği mal içerisinde konu komşunun ve fukaranın hakkını asla unutmazmış.
Rahmetli
anam; büyük dedem Mısırlızade'nin İstanbul'dan konu komşu ve ihtiyaç
sahipleri için getirdiği manifaturaları evin bir odasını
doldurduklarını, paketler içerisinde evlere ulaştırdıklarını söylerdi.
Büyük
dedemin evinde iki tandır bulunuyormuş, bu tandırlardan biri
mahalledeki fakir fukaraya hazırlanan yemekler için her gün yakılırmış.
Nenemin bu pişirme ve dağıtma işinde oldukça hassas olması, evdeki aile fertlerini ihmal etmesine sebep olurmuş.
Anam rahmetli olana dek bu rahatsızlığını her ortamda söyler dururdu.
Genelde ekmek pişirilen tandırlarda ilk çıkan ekmek Haşlak olur, bu ekmekler kızarmamış olup önce yenirler.
Kızarmış olarak daha sonra çıkan ekmekler ise Dastarlara(bez) sarılır saklanırlar.
Üç beyazdan biri olan tuz ise eskiden Erzurum'a Çat'dan merkeplerle getirilir ve evlere satılırmış.
Önce
tuz serilir kurutulur, el değirmeninde çekilir, inceleri sofralık,biraz
irileri yemeklik daha irileri ise den tuz olarak turşularda ve
peynirlerde kullanılmak üzere ayrılırmış.
Mısrlızade Mehmet
Efendi dedemin eşi ,yani büyük nenem Selime hanım, kendi halinde dindar
bir hanımmış, babası da Ayaz Paşa mahallesinde oturan hali vakti
yerinde sofi yaşantısından dolayı çok saygı duyulan bir insanmış.
Tasavvuf ehli biri olan bu dedemde nefsini tezkiye için kendisine "Kirli Ali" dermiş.
Rivayet
edilir ki; Haznedar çeşmesinin başında duran Ali Efendi'ye bir zat
gelerek içerisinde altın bulunan bir kese hediye etmek istemiş, Ali
Efendi kendisinin ihtiyaçlı olmadığını, bu keseyi ihtiyaçlı birisine
vermesinin doğru olacağını söylemiş, bu zatta ben Hızır'ım, etrafı çok
dolandım ama senden daha makbulünü göremedim diyerek oradan uzaklaşmış.
Büyük dedemin bu keseyi alıp almadığını bilmesem de mezarı hakkında bir bilgi sahibi olmadığımı itiraf edebilirim.
Mısırlızade
Mehmet efendi dedem ile Selime nenemin izdivaçlarından nenem dünyaya
gelmiş,bu durum aileyi öyle memnun etmiş ki nenemin ismini "Memnune"
koymuşlar.
Mısırlızade Mehmet efendi dedemle eşi Selime nenemin
mezarları Üniversiteye gidişte bulunan 100 yıl parkının olduğu
mezarlıktaydı.
1970 yılının başına kadar şu andaki Aziziye parkı ile karşısındaki Yüzyıl parkının bulunduğu yerler mezarlıktı.
Mezarların bir kısmı çökmüş olduğundan insan kemikleri rahatlıkla görünüyordu.
Çocukluğumuzda buralarda çok dolaştığımızdan bu tür manzaralara pek alışıktık.
Bir gün rahmetli babam bu mezarlıkların yerlerinin taşınacağını söylemişti.
Bizimde
o mezarlıkta büyük dedelerimden Hattat Mustafa Hulusi efendi ile
Mısırlızade Mehmet efendi ve Selime nenemin mezarları bulunmaktaydı.
Bu üç büyüğümüzün mezarlarını alıp asri mezarlıktaki yerlerine taşımıştık.
Nenemde fani alemden göç edince onu da annesinin ve babasının yanına yerleştirmiştik.
DEVAM EDECEK...