Atlamayın efendim siz bilirsiniz!

Atlamadığınız için böyle oldu.

Atlasanız, şehrin milyonlarına kimse el uzatamazdı.

Atlasanız, bedeli siz ödemez, yapılan yanlışın bedelini ödetirdiniz.

Atlamadığınız için kafanıza vurup, ekmeğinizi elinizden aldılar.

Atlasanız, hak, hukuk der hesap sorardınız.

Atlasanız, ses çıkardı. O çıkan ses ürkütür, kimse de sizi soymaya cesaret edemezdi.

Atlamadığınız için iliklerinize kadar sömürülüyorsunuz.

Atlasaydınız, milyon dolarlar harcadığınız atlama kuleleri böyle olur muydu?

Atlamadınız, pistleri kaydı. Güya yaptı, yine milyonlarımızı aldılar.

Atlasaydınız, cesaret edemezlerdi.

Atlamadığınız için Discovery Science ‘inanılmaz mühendislik hataları’ diye bizi dünyaya rezil etti.

Atlasaydınız, Discovery Science’in sunucusu sırıtarak, ülkemizle, şehrimizle alay etmezdi.

Atlasanız, o pistler bir kez daha kabak gibi yarılmazdı.

Atlamadınız, bakın cart diye yarıldı, şimdi yine cebinizden milyonlar harcayacaksınız.  

Atlamadığınız için hesap vermeyen müteahhitler, mühendisler karşınızda çekirdek çitleyecek.

Atlasaydınız, sahip çıkardınız, malınıza, paranıza. Çıkamadınız.

Atlamadığınız için neleri kaybettik biliyor musunuz?

Atlasaydınız, zamanında Türkiye’nin en iyi römorklarını üreten Zirai Aletler Fabrikası’nı, Erzurum Yem Fabrikası’nı, Ilıca’daki Süt Fabrikası’nı...

Atlamadınız,  tiftik yapağıyı, tütün fabrikasını...

Atlasaydınız, 3’üncü Ordu Komutanlığını, Kandilli Zırhlı Tugayını, Dumlu tümenini...

Atlamadınız, Süleyman Demirel Tıp Merkezini, Türkiye’nin ilk alkol üreten şeker fabrikasını, Hürriyet’in, Türkiye Gazetesi’nin baskı tesislerini, et entegre tesislerini...

Atlasaydınız, hadi benim yaşım yetmez, tee 1950’lerdeki ilk atlama kulemizi belki de kaybetmeyecektiniz.

Atlamadınız hepsini kaybettik. Yarın öbür gün, elimizde kalanları da atlayıp alacaklar.

Atlasanız, ahh bir atlasanız aslında geç kalmış sayılmazsınız diyeceğim de...

Atlamadığınız için ne umut ne de cesaret bıraktınız.

Atlamayın efendim, atlamak sizin neyinize?

Atlayan zaten atlıyor!