Kadının biri Anıtkabir'e gitmiş ve çektiği video paylaşımı ile bir kadına yakışmayacak pespâye bir seviyesizlikle, Atatürk'e hakaret etmiş... Haddini aşan bu kadına ve benzeri zihniyetlilere sormak lâzım; bu ülkede erkeklerden çok kadınların Atatürk'e hürmet etmeleri ve onun hâtırasına saygı duymaları gerekmez mi? Geçmişe dönüp bir baksınlar; medenì hukuk alanında kadınlara sağlanan haklara baksınlar. Erkekler geçerken yüzlerini kapatarak, çömelen kadınlara baksınlar. Şairin ifâdesiyle yüzyıllarca, "Ve hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen" kadın anlayışına ve bakışına baksınlar.
Avrupa'dan çok daha önce, Türk kadınına verilen "seçme-seçilme" hakkına baksınlar. Asırlarca cehâletin kör pençesinde kıvranırken, cumhuriyetle kızlarımızın okullaşma oranına baksınlar. Kamuda ve özel sektörde istihdam edilen kadınların oranına baksınlar, ülke yönetimde, yargıda, siyasetin ve bürokratik alanların ve iş hayatının en tepelerinde yer alan kadınlara baksınlar. Ve de sonra da oturup, Atatürk'ün Türk kadınlarına sağladığı hak ve hukukun getirdiklerini, insâfla- iz'ânla ve şâyet varsa, vicdanlarıyla teslim etsinler ve yakışık almayan hakaretlerinden nedâmet duyarak, biraz da olsun utansınlar.
Bu tür hakaretler bireysel olmanın çok çok ötesinde, yıllarca oluşturulan sakat ve ön yargılı marazî bir zihniyet mes'elesidir. Kusura bakmasınlar ama, ülkeye bu kadar hizmet eden ve "beyt-ül mala" harama el uzatmadan ve çalıp- çırpmadan, içte ve dışta milletin hak ve hukukunu koruyan, varlığını ve sağlığını bu ülkeye adayarak, en verimli çağında hayata vedâ ederek ebediyete göçen, kurucu liderimiz merhum Atatürk'e karşı biraz seviye, biraz ahlâk ve biraz edep gerekir. Ölmüş bir insanın ardından, ahlâkì olmayan utanç verici bu tür "galiz" hakaretler için biraz kuldan utanmak, biraz da Allah'tan korkmak gerekir
Değer ve kıymet bilmez ve ölçü tanımaz bu hasta ruhlu nankör ve saldırgan yaratıklar, bir taraftan "müslümanım" derken; diğer taraftan "ölülerinizi hayırla yâd edin" diyen yüce peygamberin buyruğundan da, "bî--haber" ve "bî-nâsip" oldukları görülmekte.. Müslümanlık nerde; insanlık bile geçmiş bu sefil yaratıklar da... Şeytân bile ölülerden el çekerken, giderek irtifâ kaybeden ve çukurlaraşan bu iblislere pes demek lâzım...
Kadın gözaltına alınmış; ne olacak? Ya tutuklanir ve bir süre sonra tahliye edilir. Ya daha önceki benzerlerinde olduğu gibi, "meczûp" denilerek salıverilir, veyahut da işin kolayı olan "pravakatör-ajan" denilerek iş geçiştirilir. Bu hakaretler ise, hep böyle sür-git devam eder. "Köpeksiz köy bulunmuş; değeneksiz gezilmekte"... Bu kepâzeliklere bir dur demek lâzım...
Atatürk dâhil, tarihimizin ve milletimizin millî mefâhiri olan hiç bir değerine ve kıymetine, kim ve kimler olursa olsun, kadın-erkek demeden, tarihî şahsiyetleri sevip-sevmemek- beğenip-beğenmemek tercihleri olsa da, hiç kimseler hakaret etme pervasızlığını ve küstâhlığını gösteremez ve böyle bir hakkı da kendisinde bulamaz ve bulmamalı da...
Yazıklar; çok yazıklar olsun sizlere... Yazıklar olsun çağdışı ilkel ve sakil zihniyetinize...Ve çok çok yazıklar olsun insanî ve islâmî olmayan ve iflâh olmaz kin ve öfkenize...
Şirâzesinden çıkan bu tür zırvalardan usandık artık...