Gayet lüks bir hayatın mensuplarının bir anda dünyaları alt üst olmuş, ünlü kuyumcular, sarraflar, iş adamları ,avukatlar, sanayiciler, ismini ilk defa duydukları Aşkale'ye gitmek için Haydar Paşa Garı'ndan göz yaşları içerisinde yolcu edilmişler, kendileri ve aileleri için asla unutulmayacak bir yolculuğun ilk adımlarını atmışlardır.
27.Ocak 1943 tarihinde yola çıkan 32 kişilik ilk kafileyle beraber çalışma kamplarına 1400 gayrimüslim vatandaş gönderilmiş bu rakamın 1229 u İstanbul'dan gelmiştir.
İlk dört kafiledeki 319 kişi Aşkale'ye, 22 Mart 1943 yılından sonra çıkan kafileler ise Erzurum'a sevk edilmişlerdir.
Kafileler yola çıkarken basında konuyla ilgili mükelleflerle alay edercesine haberler ve karikatürler yayınlanmaya başlanmış böylece verginin haklılığı propagandası yapılmıştır.
Aşkale'ye ve Erzurum'a gönderilenlerin arasında İshak Alaton'un babası,Hayim Alaton,Başbakan Şükrü Saraçoğlu'nun hocası ünlü avukat Gad Franko, avukat Şekip Adut, ünlü iş adamı Jak Kamhi'nin amcası Bensiyon Kamhi, sanayici Victor Benordette, un tüccarı Yorgo Hacıdimitriadis, kereste tüccarı Parseh Gevrekyan,sanayici Mihran Yarman, sigortacılığın duayeni David Kohen gibi isimler vardır.
Kanuna göre, Aşkale'ye gönderilen mükellefler, çalıştıkları her gün içi 250 kuruş yevmiye alacaklar, bu rakamın 60 kuruşu bir takım masrafları için kesilecek, kalan kısmı ise vergi borcundan mahsup edilecekti.
Düzenlemeye göre, 500 000 TL borcu olan bir mükellef, bu rakamı ödemek için 1500 yıl çalışacaktı!
İlk kafileyle 1 Şubat 1943 yılında saat 06 00 da Aşkale'ye ayak basanlar, kışın en şiddetli gününde dışardaki hava gibi donup kalmışlar.
İlk kafileyle beraber gelenlerden biride Tasvir-i Efkar Gazetesinden Ferit Kandemir'dir.
Kandemir, yolculuk esnasında ve çalışma kamplarında gördüklerini yazmak için bu yolculuğa özel olarak çıkarılmış ama daha sonra Başbakan Şükrü Saraçoğlu'nun istediği nitelikte haberler yazamadığından dolayı görevine devam edememiştir.
Aşkale Tren İstasyonu'na inenlerin ilk akılına gelen elektriğin olup olmadığını sormak olmuş, sağlık muayenesinden geçirilip, tifo aşıları yapılmış, daha sonra kamyonlara bindirilerek çalışacakları yer olan Kop Dağı'nın dibindeki Pırnakapan köyüne götürülmüşlerdir.
Aşkale de barınılacak yer az olduğundan, daha sonra gelen kafilelerin uğrak yerleri Kandilli, ile Evreni,Tazegül, Alaca köyleri olmuş.
Havanın soğuk olmasından dolayı, yatmak için ahırlar tercih edilmiş. Mükellefler kiraladıkları hanlar da, odalar da ve ahırlar da yerleşerek yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardır.
Bir kısmı ,Tazgül köyünde, Kızıloğulları'nın,Recep Ağa'nın,Mahmut Ağa'nın ve Zakir Ağa'nın evlerine yerleşmişler. Bir kısmı da Evreni Köyünde bir hanı 60 liraya kiralamışlardır.
Gündüzleri sabah 07 30 da çalışmaya başlayan ekipler, yol temizleme çalışmalarına 3-4 gün içerisinde alışmışlar ,akşamları yanan sac sobanın başında sohbet ederek ve kağıt oynayarak günleri geçirmişlerdir.
Pazar günleri, Aşkale'ye gelen mükelleflerin uğrak yeri, alevi vatandaşların oturdukları muhitler olmuş, kahvehane ve lokantalarda günlerini değerlendirip, yaşama tutunmuşlardır.
Aşkale içerisinde muhtelif mahallelerde kalan mükellefler sabah gruplar halinde çalışmaya giderken kendilerini izleyen çocuklara şeker vererek onları severlermiş.
Düzgün kıyafetli, traşlı ve bakımlı olan bu insanların Aşkale'nin sosyal hayatında bir takım farkındalıklar oluşturduğu da bu gün anlatılmaktadır.
DEVAM EDECEK...