Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Asala-PKK ittifakının 1980’li yıllarından beri var olduğunu ve hala devam etmekte olduğunu belirtti.
Erzurum Ajans-Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Asala-PKK ittifakının 1980’li yıllarından beri
var olduğunu ve hala devam etmekte olduğunu belirtti.
Yrd. Doç.
Dr. Savaş Eğilmez, Azerbaycan'ın Macaristan'daki Budapeşte
Büyükelçiliği'ne terör örgütü Asala tarafından Türkçe kaleme alınmış bir
tehdit mektubu gönderildiğini ifade ederek, “Macaristan'dan ülkesine
iade edilen Azerbaycanlı subay Ramil Seferov'ın affedilmesine tepki
olarak yazılan mektupta, Azerbaycan diplomatları, yurtdışındaki
Azerbaycanlı öğrenciler, iş adamları hedef olarak gösterildi. Ölüm
tehditlerinin yer aldığı mektupta, PKK'nın silahlı hareketine destek ve
direktif vererek intikamın fazlasıyla alındığı ifadesine yer verildiği
iddia edildi. 1915 olaylarında 600 bin Ermeni'nin öldürüldüğünü öne
süren örgüt, öldürülen Türk sayısını 600 bine çıkaracağız tehdidinde
bulundu.” dedi.
Dış güçler tarafından terör örgütlerinin
yönetildiklerini kaydeden Eğilmez, “Türkler, en genç devletleri Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde önce ermeni asala terör örgütünü hemen sonra
bölücü terör örgütünü tanıdı. Onların cinayetlerine maruz kaldı. Sonraki
gelişmeler gösterdi ki aslında bu iki örgüt kolektif çalışmalar yürüten
bir yapıya sahipti. Kuruluş amaçları, hedefleri ve beslendikleri
odaklar aynıydı. Çünkü bu örgütleri kuranlar ve yönlendirenler aynı
merkezlerdi. Asala'nın 20 Ocak 1975'de Lübnan'da kurulduğu tahmin
edilmektedir. Ancak kesin bilgi olduğunu söyleyebilmek zordur. Lideri
Agop Agopyan'dır. Ancak lideri hakkında da çeşitli spekülasyonlar
vardır. Bu onun gerçek ismi midir, bu bile belli değildir. Sol görüşlü
bir örgüttür. SSCB tarafından kurdurulduğu da iddia edilmektedir. Bu
görüşe göre örgütü kurmak ve eğitmek için Filistinli sol fraksiyonlar
kullanılmıştır. Türkiye ve Türklere yönelik terör örgütleri, çoğunlukla
aynı kaynaklardan besleniyor ve gerektiğinde işbirliği yapıyorlardı. PKK
ve Asala-terör örgütleri, 8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon
kentinde ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye'ye karşı bir
deklarasyon yayınlamışlardı. Ancak bu olayın tepki çekmesi üzerine
ilişkilerin gizli olarak sürdürülmesi kararlaştırıldı. Toplantı'nın
ardında 9 Kasım 1980'de Türkiye'nin Strazburg Başkonsolosluğu, 19 Kasım
1980'de ise Roma Türk Hava Yolları bürosu saldırıya uğramış ve bu
eylemler PKK ve Asala tarafından ortaklaşa üstlenilmişti.” diye konuştu.
30 Kasım 1980 tarihinde Tahran’da Asala- PKK ortak bildirisi
dağıtıldığını kaydeden Eğilmez, “Bildiride, Ermeni, Kürt ve Arap
halklarının bölgede emperyalizme ve Türkiye’ye karşı işbirliği yapmaları
gerektiğini dile getiriliyordu. 1987 yılında PKK ile Ermeniler arasında
bir anlaşma yapılmış ve şu maddeler belirlenmişti: Ermeniler PKK terör
örgütü içinde eğitim faaliyetlerinde bulunacaklar. PKK terör örgütüne
her yıl militan başına 5 bin dolar ödenecek. Ermeniler küçük çaplı
eylemlere katılabilecek. 18 Nisan 1990 tarihinde yapılan bir sonraki
anlaşmaya göre ise şu ilkeler belirlenmişti. PKK ve Asala yönetimde
işbirliğine gidecekler. Türkiye'de güvenlik kuvvetlerine yönelik
eylemlerin istihbaratı Ermeniler tarafından yapılacak. Devrimden sonra
elde edilecek topraklar eşit olarak bölüşülecek. Kamp masraflarının
yüzde 75'i Ermeniler tarafından karşılanacak. Eylemler Türkiye'nin diğer
metropol kentlerine de yayılacak. PKK ve Asala sadece Türkiye konusunda
değil Kafkasya'da da ortak eylem kararına varmışlardı. 19-20 Mayıs 1992
tarihinde bir grup PKK terör örgütü mensubu, 3 araçla İran'ın Urumiye
kentinden Ermenistan'a geçmişler ve Azeri Türklerine karşı
savaşmışlardı. Yani Asala- PKK ittifakı yeni bir şey değildir. Bu
işbirliği çok 1980’lerden beri vardır ve hala devam etmektedir.” dedi.