Her ne kadar Başkan Sekmen, "bu yıl sonuna kadar mutlaka bitecek" demiştiyse de besbelli ki, Erzurum'un kulelerle vuslatı başka bahara kaldı.
Baksanıza daha bilirkişi raporu son şeklini alabilmiş değil.
Dolaysıyla adli ve idari soruşturma da bitmedi demek...
Mübarek nasıl bir rapor ise, sanırsınız ki "birinci dereceden devlet sırrı" dır!
Ne savcılık bilgi veriyor, ne de idare!
Niye?
Bilen yok!
Ortada bir göçük var.
Kimimiz buna, "heyelan" dedik, kimimiz, "imalat hatası" dedik, kimilerimiz de "olabilecek bir kazaydı" dedik...
Yani ahali, öyle ya da böyle bu iş'e bir ad koydu.
Bir tek devlet bi şey diyemiyor!
Rivayetler muhtelif; deniyor ki, "müteahhit çok güçlü biri olduğu için kimse hedef olmak istemiyor."
Olabilir mi peki?
Sanmıyorum. Tamam; müteahhit güçlü olmasına güçlü, fakat ortada Soma faciasına benzer bir durum yok ki, birileri telaşla birilerini kurtarmaya çalışsın.
Şükür ki can kaybı olmadı. Nihayet telafisi, parayla olabilecek bir durumla karşı karşıyayız.
Müteahhit kusurluysa, fatura müteahhide kesilir. Yok müteahhit değil de tamamen doğa ve zemin şartlarından ötürü bir çökme olmuşsa devlet sorumluluğu üstlenip gereğini yapar.
Hoş, çaresiz bir dertle karşı karşıya değiliz.
İnceleme sürecinin bu kadar uzun olması, hem ahalinin toplumsal psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor, hem de kafalarda çeşitli soru işaretlerinin çoğalmasına sebep oluyor.
Ne yani; çok sevimli bi şey mi, sabah akşam o güzergâhtan geçerken, çökmüş pistlere bakıp gitmek?
Hani İkinci Dünya Harbi'nden sonra, insanlar savaşın ne menem kötü bi şey olduğunu görsün ve ibret alsınlar diye, bazı ülkelerde bombardıman sonucu yakılıp yıkılmış binalar, hatta kasabalar o halleriyle korunuyorlar ya...
Sanırsınız ki bizim pistler de öyle ibretlik bir anıttır!
Anne-babalar, çocuklarına cevap yetiştiremiyor artık...
"Bu ne böyle?"
Bu gecikmenin doğal sonucu olarak insanlar endişe içindeler:
Ya bu pistler yeniden yapılmazsa...
Böyle düşünenler hiç de haksız sayılmazlar hani...
Öyle ya Spor Bakanı, daha olay çok sıcakken o meşhur(!) açıklamasını patlatmıştı:
"O pistleri yeniden Erzurum'a yapacağız diye bir kural yok!"
Gerçi sonradan bu fevri çıkış tashih edilmişti, ama gene de geçmişteki benzer kötü hatıralar yüzünden, "eyvah atlama kulesi elimizden gidiyor" demiştik.
Bugün için artık biliyoruz ki, ne kuleler bir yere gidecek, ne de çöken pistler öylece kaderine terk edilecek...
Eyvallah; bu hususta mutabıkız.
Lakin aylar geçmesine rağmen üç beş sayfalık bir bilirkişi raporu hâlâ niye hazırlanamadı ve en önemlisi de o raporda nelerin yazılıp yazılmadığı sanki devlet sırrıymış gibi kamuoyundan neden kaçırılıyor?
Meselenin, birinci dereceden Başkan Sekmen'le bir ilgisi yok. Ancak kendisi ilk günden beri, olması gerekeni yaparak soruna sahip çıkmış ve "işin takipçisiyiz" demişti.
İyi de yaptı.
Ama sonuç yok...
İşte kış mevsimi geldi dayandı.
Bırakın inşaata başlanmış olmasını, ortada daha göçüğün nasıl olduğuna dair bir rapor ve sonuçlandırılmış bir soruşturma bile yok...
Nasıl olduysa oldu, bilirkişi raporunun muhtevasına dair şöyle bir bilgi basına sızdı:
"Kule ve alt taraftaki tesis tehlike altında değil."
Piyangonun teselli ikramiyesi gibi!
Sonuç olarak, kamuoyu yetkililerden iki soruya cevap bekliyor:
1- Pistler doğal şartlar yüzünden mi yıkıldı, yoksa imalat hatası mı?
2- Pistler yeniden ne zaman yapılacak, tesis tekrar ne zaman çalışır duruma gelecek?