Şu kısa süreli Ankara gezisi bana çok iyi
geldi. Bir defa yeni meclis binasını gördüm. İçini gezdim, odaları
dolaştım. En küçük ayrıntı bile gözden kaçmamış, tam teşekküllü bir bina
olmuş. Yemeklerini yedim, tatlısını tattım. Son derece leziz ve de
hijyen. Ama.. Ama ne yalan söyleyeyeim. Milletvekillerininin o eski
odalarının şimdiki odalarından daha sıcak olduğunu hissettim. Onca
masrafa rağmen ben yine o mütevazi, insanı vekile daha da bir yakın eden
o eski mebus odalarını daha çok sevdim. Ya da bana ne ya! Oturacağım
yok, bir şeyim yok. Birileri yapmış, birileri de oturmuş artık. Alan
razı, veren razı, bana ne oluyor? Benimki de laf işte!
***
O
meşhur R.Tayyip Erdoğan'ın AK Saray'ın gördüm bu Ankara ziyaretimde.
Göremesem ölürdüm dediğim yerlerden biriydi. Uzun yıllara dayalı
arkadaşlığımızdan dolayı Erzurum'dan aday adayı olan ilahiyatcı güzel
kardeşim Hikmet Eren'in sabah kahvaltısı için beni Armada'ya götürmek
üzere gelip aldığı zaman görme fırsatım oldu. Karşıdan öyle resimlerde
görüldüğü gibi, çok şatafatlı gibi gelmedi bina bana, ama ben en çok
işte o sarayın AK Parti Genel Merkez'e yakın olmasına şaşırdım. Belki de
Tayyip bey saraydan bağırsa, Ahmet bey Genel duyacak gibi yakın! Bir
bağrımlık kadar yakın anlayacağınız!
***
Gerçi
ilk günki gibi kaldı mı bilmiyorum ama özellikle burnu bir karış havada,aklı evvel aday adayları bunu iyi dinlesin. Görüştüğüm bir milletvekili
aynen şunu söyledi. Bu seçimde aday olmak bir önceki seçimde aday
olmaktan kat be kat zor! Ben bir kaç gündür Ankara'da olunca sadece aday
adaylarının işlerinin ne denli zor olduğunu anlamakla kalmadım. Bir
başka şeye daha şahit oldum. Hani şu Erzurum'da yanımıza gelip arkasında
birileri varmış gibi pozlara giren ve afra-tafra yapanlar var ya,
vallahi de yalan, billahi de. Hani şu bir kısım basında da büyük
puntular ile yer verilerek sanki partiden kesin aday edeceklermiş gibi
pompalamaya çalıştığı ağabeyler, kardeşler, analar, bacılar var ya,
vallahi de yalan billahi de. Bir defa öyle elemelerden geçiliyor olacak
ki daha Nisan'ın 7'si gelmeden bir çoğu patır patır dökülecek, gardı
düşecek, pes edecek. Ben Ankara'da daha şimdiden umudunu kesen adamlara
da rastladım. Tası, tarağı toplayıp Ankara'dan gidenler de gördüm..
***
İl Başkanı Fath Yeşilyurt ile de görüştüm dün. Çoğu aday adayının
arkalarında birilerinin olduğunu ve onlara güvendiğini söylediğimde
beklemediğim bir tepki verdi. Güldü. Sadece güldü. Belli ki il başkanı
da aday adaylarının kendisini güçlü gösterme gayretini çok dikkate
almıyor, gülüyor. Aday listelerinin belirlenmesinde önemli isimlerden
biri olan Efkan Ala'ya çok yakın olan ve gününün büyük bölümünü Efkan
bey ile geçiren İl Başkanı'nın o gülüşünden de anladım ki kıyamet çok
yakın!
***
Ankara'da uzun zamandır görmediğim başka dostları da görme
imkanım oldu. Vahdet Nafız Aksu'yu gördüm, Fevzi Budak'ı gördüm, Hakkı
Yeşilyurt'u, Eyüp Gözgeç'i, Necdet Özkan'ı. Hele o kaldığımız Enerji
Otel'de ki Atıf Genç'in ikram ettiği güveçte yumurtalı kıymayı, tatmasam
ölürdüm dediklerimdendi. Hoşçakalın..