Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şube Başkanı Yusuf Taşdemir, Fransa’nın İslami uyanışa karşı Mali’de başlattığı terörist müdahalenin tüm hızıyla devam ettiğini söyledi.
Erzurumajans-Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şube Başkanı Yusuf Taşdemir, İngiltere,
Almanya, Danimarka olmak üzere Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin lojistik
desteğini alan emperyalist alışkanlıklar ülkesi Fransa’nın İslami
uyanışa karşı Mali’de başlattığı terörist müdahalenin tüm hızıyla devam
ettiğini söyledi.
Taşdemir, “Afrika ülkelerinin işbirlikçi
hükümetlerinin de asker göndererek desteklediği bu Fransız işgaline,
bazı Körfez Emirliklerinin de finansman desteği sağladıkları iddiası
küresel ırkçı emperyalizmin tüm enstrümanlarını Mali halkına karşı da
seferber ettiğini gösteriyor” dedi.
Başlıca dört etnik gruptan
oluşan on beş milyonluk nüfusa ve zengin uranyum yataklarına sahip
Mali’nin halkının da yüzde doksan beşinin Müslüman olduğunu belirten
Taşdemir, “Bir zamanlar Osmanlı himayesinde olan bu ülkede son yıllarda
artan İslami Uyanış başta Fransa olmak üzere emperyalist ülkeleri
rahatsız etmiştir. Mali, halkı Müslüman birçok ülke gibi emperyalist
güçler tarafından atanılan işbirlikçi yöneticiler, kurulan medya ağı,
desteklenen sivil toplum kuruluşları, finanse edilen istihbarat
birimleri ve yetiştirilen kültür ajanları ile on yıllardır zaten işgal
altında idi. Yaşanan bu kültürel ve ekonomik işgale karşı Mali’de
İslam’ı referans alan hareketlerin güç kazanması kanlı tarihini
Müslümanlara uyguladığı soykırımlarla yazmış Fransa’yı yeniden harekete
geçirdi.
Ülkedeki Batı yanlısı ayrılıkçı silahlı gruplara karşı herhangi
bir müdahalede bulunmayıp bilakis destek olan Fransa’nın oluşan kaos
ortamından sonra Müslüman grupları terörist addedip ‘’Mali’nin toprak
bütünlüğünü ve Mali halkının geleceğini garanti altına alma’’
bahanesiyle başlattığı operasyonun gayesi sömürü düzenini devam
ettirmektir” diye konuştu.
Fransa’nın operasyonunun Sudan’da,
Somali’de, Afganistan’da, Pakistan’da yaşanılan yıkıma yönelik işgal
hareketlerinden farklı olmadığını kaydeden Taşdemir, “Süreç Büyük
Ortadoğu Projesi kapsamında işletilmektedir. Yine Sudan’da olduğu gibi
Mali’nin de bölünmesine yönelik bir alt yapı çalışmasıdır. Aynı zamanda
ırkçı emperyalizmin kaşıdığı ve körüklediği etnik siyaset Mali’nin komşu
ülkelerini de saracak bir ateşin hazırlığıdır. Mali’deki kaos ortamının
kısa sürede Nijer, Burkina Faso, Cezayir, Moritanya ve Libya’ya doğru
genişleme ihtimali vardır. Düzmece 11 Eylül saldırılarının ardından
ırkçı emperyalizmin Endonezya’dan Fas’a İslam coğrafyası üzerindeki
oyunlarını yeniden ve daha kanlı bir şekilde sürdürdüğüne hep birlikte
tanıklık ediyoruz. Krallık, sultanlık ya da emirlikle idare edilen bir
takım bölge ülkelerini yedeklerine alarak başka bir takım ülkelerde
sözde demokrasiye geçiş süreçlerine destek olmaları da bu sömürü
çarkının devamını sağlamak üzere geliştirdikleri stratejilerdir. Suriye
meselesinde taraflar arasında arabulucu olma ve değişim sürecinin kan
dökülmeden işletilmesini sağlama potansiyelini ilk günden terk ederek
kaos ortamına katkıda bulunan bir tutum takınan ülkemizin Mali işgalinde
de Fransa’ya karşı sessi kalması geleceğe dair endişelerimizi
artırmaktadır. Ülkemizde neredeyse her taşın altından çıkan NATO
üslerinin varlığı yetmezmiş gibi, İsrail’i korumak için Kürecik’e
yerleştirildiği aşikâr olan füze kalkanından sonra şimdi de muhtemel bir
İran operasyonuna karşı kullanılmak üzere patriotların getirilmesi son
derece kaygı uyandırmaktadır.
Suriye’nin ve Irak’ın bölünmesiyle
bölgede inisiyatifi ele almış güçlü bir Türkiye tablosu çizen kafalar
ırkçı emperyalizme taşeronluk yapmaktadırlar. Irak’ta bir buçuk milyon
insanın katledilişini unutup, İsrail’in arz-ı mevud gayesini unutup,
Pakistan’da, Afganistan’da her gün öldürülen masum insanları unutup
NATO’dan, Batı’dan, ABD’den ya da AB’den insanlık adına, barış adına,
huzur adına katkı beklemek aymazlıktır. Yaşanan süreci doğru
okuyamamaktır. Nerede kiminle saf tutacağını bilememektir.
Bizler
Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak başta Mali’deki Fransız
işgalini şiddetle kınıyoruz. Ülkemizi ve bölgemizi daha büyük
felaketlere sürüklemek için getirildiğini düşündüğümüz patriotları
istemediğimizi bir kez daha deklare ediyoruz. Aynı şekilde ülkemizi
İran’la, Irak’la ya da Suriye ile karşı karşıya getirecek
provokasyonlara karşı yöneticilerimizi temkinli olmaya çağırıyoruz. Irk
ve mezhep farklılıklarını kaşıyarak bir yere varılmayacağına inanıyoruz.
Müslüman ülkelerdeki problemlere NATO müdahalesini reddediyoruz. Barış
ve huzurun tek yolunun İslam Birliği olduğunu söylüyoruz.
Bu zor
günlerin ve acıların geçmesi, Müslümanların yeniden birlik ve beraberlik
içerisinde yaşması ve hangi renkten ve inançtan olursa olsun herkesin
barış ve huzur ortamına kavuşması için hem dualarımızla hem de
gayretlerimizle mücadelemize devam edeceğiz.” Şeklinde konuştu.