Her kişi, ister hatun olsun ister er kişi, her zaman kişiliğine göre hareket eder. Geçimini hırsızlıkla sağlayan birinin yolda bulduğu para dolu cüzdanı karakola bırakacağını sanıyorsanız veya böyle bir beklentiniz varsa salaklığınıza bir mum yakıp ağlayabilirsiniz.
Kişiliğinde iftirayı, yalanı ve de tuzak kurma huyunu barındıran insancıklardan dürüstlüğü ve gerçekleri beklemek de saflığın son safhalarından olmalı.
Siyasette, ticarette ve de aşkta? Kısacası hayatın her alanında her insanın geliştirdiği ve yetiştirdiği kişiliğine göre hareket etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Önemli olan kişiliğin hangi yönde yol aldığıdır. Bu tür insanlardan görmek için, olayları ve olayların içindeki insanları fazla bir gayret göstermeden analiz etmeniz yeterlidir. Etrafınızdaki insanlara şöyle bir bakın, yüreğiniz yiyorsa bir de aynaya göz atın! Göreceksiniz!..
Son günlerin ana menüsü basına baskı!
Bundan birkaç yıl önce de bu yemekten tıka basa yemiştik. Bugünün basın mağdurları o günlerde yapılanları alkışlamaktan elleri kızarmıştı. Şimdi ise yüzleri kızarmadan basın özgürlüğünden söz eylemekteler.
Elbet basın özgür olmalı; ama baskı başkasına yapılınca ballı börek, size yapılınca pis sinek olursa, olmaz işte!
Kişilik ve ilke dediğimiz de budur yani!
Cemaatin önde gelen isimlerinden bir basın mensubu televizyonda buyuruyor ki " Peygamberimize ' hikâyeci' diyen 28 Şubatçılar bile Fetullah Gülen'e çete başı demedi!.."
Her fırsatta bir mesaj verme huyu burada da kendini gösteriyor. 28 Şubatçıları, yani askerleri olumlar gibi söylerken 'bile' sözcüğü ile aşağılamaktan geri kalmıyor. Ne yaparsın, huy denilen şey insanı kolay kolay terk etmiyor ki!
Yok, 28 Şubatçıları savunduğum veya hayranı olduğum için bunları söylemedim. Sadece örnek vermeye çalıştım.
Günümüzde dosdoğru dost da insan da bulmak zor; ama az da olsa doğrudan ve gerçekten yana olmak gerekmez mi!..
Haksızca içeri atılan gazeteci Ahmet Şık, o gün kendisine 'iyi oldu' diyenlere bugün ilkeli bir duruş göstererek basın özgürlüğü adına yanlarında yer alıyor. Bu duruş birilerine ders değilse nedir acaba!
Birileri size tuzak kurabilir, birileri çıkarları için size iftira atabilir, birileri sizi itibarsızlaştırmak ve yalnızlaştırmak için her türlü oyunu oynayabilir, yani kendi kişiliklerine göre hareket edebilirler. Önemli olan sizin kişiliğinizdir. Doğruya 'doğru' yalana ise 'yalan' diyebiliyorsanız siz adamsınız demektir.
O yüzden her fırsatta ve yeri geldiğinde, hangi parti ve görüşte olursa olsun, o kişinin kişiliğine önem verdiğimi belirtmekten geri kalmıyorum.
Günümüzde bazı değerler yıpranmış ve bazı kelimelerin yükü indirilmiş olabilir; ama 'haysiyet' kelimesi birileri için hâlâ değerlidir.
Ve Ahmet Şık'ın dediği gibi, "haysiyet yükseklerdedir, alçaklar ona uzanamaz?"
Bilmem anlatabildim mi!