Yüz yıl yaşamanın sırrını arıyor

Dr. Doğan, Avrupa’dan aldığı araştırma destek fonunu 'Türkiye’de yapacağı' sağlıklı yaşlanma ile ilgili bilimsel çalışmalarda kullanacak.

Erzurumajans-Bu yazının başlığı “mitokondrinin sırrının peşinde” olacaktı. Ancak çok bilimsel bir makale gibi algılanacağını düşünerek yukarıdaki cümleyi seçtim. Aslında her ikisi de aynı manaya geliyor… Birçoğunuz “bu mitokondri de neyin nesi?” diye soracaksınız.

YAŞLANMANIN VE HASTALIKLARIN SEBEBİ 

Mitokondri, son yıllarda bilim dünyasının en ilgi çekici ve üzerinde en çok çalışılan konularından biri. Çünkü çalışmalar sonuçlandıkça başta yaşlılık olmak üzere, son yıllarda iyice yaygınlaşan hastalıkların ortaya çıkışında mitokondrilerin çok önemli rolünün olduğu anlaşıldı. Bu konuda çalışan bilim insanlarından biri de tersine beyin göçü ile Türkiye’ye dönen Dr. Şükrü Anıl Doğan. Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Dr. Şükrü Anıl Doğan, hücrelerimizin enerji kaynağı olan “mitokondri” üzerine yaptığı araştırma çalışmasıyla Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu’ndan “Yerleşim Desteği” ödülünü almaya hak kazandı. Bu ödülle gelen para desteği ile Boğaziçi Üniversitesinde kendine ait bir araştırma laboratuvarı kuran genç bilim adamı, yaşlanma ve buna bağlı hastalıkların ortaya çıkış mekanizmalarını çözmeye çalışıyor. Dr. Doğan’la çalışmalarının sonuçlarını ve mitokondrinin marifetlerini konuştuk..

Mitokondri kulağa çok bilimsel geliyor. Sokaktaki vatandaş olarak onunla ilgili bilmemiz gereken nedir?

Biz varlığının farkında olmasak da yaşamamız için gerekli olan enerjiyi mitokondri üretiyor. Onunla ilgili bilmemiz gereken şey ise yediklerimiz, içtiklerimizle, hayat tarzımızla onun çalışmasını etkileyebildiğimizdir.

Siz ne üzerinde çalışıyorsunuz?

Mitokondrinin farklı durumlarda nasıl tepki verdiğiyle ilgili çalışıyorum diyebiliriz. Bunların arasında tabii ki yaşlanma, doğuştan gelen kas hastalıkları ve yaşlanmaya bağlı olarak oluşan hastalıklar da var. Mitokondrilerin sayısı yaşlandıkça azalıyor ve hasar görerek işlevi bozuluyor. Kanser, alzheimer, parkinson gibi yaşlılık hastalıkları da bu yüzden ortaya çıkıyor.  Benim yapmak istediğim, yaşlandığımızda da mitokondrilerin sayısını artırarak bir şekilde hastalıklara ya da yaşlılığın kendisine karşı çıkmak.

Mitokondrilerin korunmasına ve çoğaltılmasına belirli bir yaştan başlarsak 100 yaşına kadar yaşamak mümkün olur mu?

Dünyadaki laboratuvarlarda sürdürülen bütün yaşlanma çalışmalarının hedefi sağlıklı ve olabildiğince daha uzun yaşamak. 20 yaşında kalmayacağız ama daha yavaş yaşlanacağız. Yaşlanmayı bir şekilde geciktirebilirsek yaşlandığımızda başlayan kanser, nörodejeneratif hastalıklar daha geç ortaya çıkacak. Ama hâlâ bu konuda başarılı değiliz.

BİLİMSEL OLARAK İSPAT EDİLDİ
Çok hareket et az ye genç kal

Egzersiz yapmak 'yaş ilerlese bile' mitokondrilerin tabii olarak artışını sağlıyor.

Daha uzun ve sağlıklı yaşamanın mitokondrinin sağlıklı olmasına bağlı olduğunu vurgulayan Dr. Şükrü Anıl Doğan, yaş ilerlese bile egzersizin mitokondri sayısını artırdığını belirterek “Egzersizle benim üzerinde çalıştığım serbest radikaller arasında çok yakından ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar var. Benim çalışmalarım sonucunda şöyle bir şey ortaya çıkabilir: Mesela bu kadar spor yapmadan o spor yapmış etkisi oluşturan bazı maddeler kullanmaya başlayabiliriz. Eğer o geçidi tam olarak bilebilirsek onu harekete geçirecek, mesela bazı moleküller geliştirebiliriz” diyor. Mitokondrileri artırmak için yapabileceğimiz bir diğer şey ise yeme içme- belki de yememe olduğunu anlatan Dr. Doğan “Bu da otofajik temizlik denilen belirli bir süre aç kalmak anlamına geliyor. Böyle olunca vücut yaş ilerlemiş olsa bile hatalı olan proteinleri daha etkin şekilde temizliyor. Bununla ilgili çok çeşitli fare çalışmaları var. Bunlardan da yola çıkarak son yıllarda 6 saat yemek yiyip 16 saat aç kalınan diyetler popüler oldu” diyor.

Ezbere vitamin kullanmayın!

Dr. Şükrü Anıl Doğan, Cambridge Üniversitesindeki doktora çalışmasını serbest radikallerle ilgili olarak yapmış. Son yıllardaki çalışmalarda mitokondrinin enerji üretmesi sırasında ortaya çıkan ve bugüne kadar sağlığa zararlı olduğu düşünülen serbest radikallerin, belirli bir oranda vücutta bulunduğu takdirde vücuda zararlı olmadığını söyleyen Dr. Doğan “Fareler üzerinde yaptığımız çalışmada hasta farelere serbest radikalleri ortadan kaldıran antioksidan verdik. Fareler daha erken öldü. Serbest radikaller hücrelerin yardım isteme sinyalidir. Bizim çalışmamızdan sonra şu anda özellikle İngiltere’deki bazı klinik deneylerde aslında kanser hastalarına pek de fazla antioksidan verilmemesi yönünde yavaş yavaş bir konsensüs oluşmaya başladı. Çoğu hastalıkta özellikle mitokondri ile ilgili hastalıklarda serbest radikaller kötü deyip insanlara antioksidan takviyesi veriyorlar. Çalışmamızın sonucunda “her durumda antioksidan iyi bir şey değildir” diyoruz. Vatandaşın ezbere vitamin kullanırken de dikkat etmesi gerekir” diyor.

ENERJİ ÜRETİYOR
Hayatın şifresi mitokondri

Okulda fen dersinde gördüğümüz ama pek de umursamadığımız mitokondri vücudun enerji üretim merkezi olarak biliniyor. Trilyonlarca mitokondri ile dünyaya geliyoruz. Organlarımız mitokondrinin ürettiği enerji ile çalıştığı için çok çalışan organlarımızda çok sayıda bulunuyor. En çok kalp kası hücrelerinde, karaciğer ve böbrek hücrelerinde, beyin ve iskelet kası hücrelerinde yer alıyor.

Hastalıklara yeni çözüm  arayışı

Şu andaki bilgiler beyin kalp ve kasla ilgili her türlü hastalık mitokondri ile ilgili bir problem olduğunu gösteriyor. Dr. Şükrü Anıl Doğan ve ekibi, yurt dışından aldığı fonu kullanarak Türkiye’de mitokondriden yayılan farklı sinyaller ve bu sinyalleri harekete geçiren moleküler geçitleri inceleyecek. Serbest radikallerin yaşlanma ve yaşlanmayla ilgili hastalıklara yönelik etkisini sistematik olarak ortaya koymayı hedefleyen Dr. Anıl’ın araştırmalarından elde edilecek sonuçlar da hastalıklar için daha iyi tedavilerin tasarlanmasına yardımcı olacak. 

Türkiye Gazetesi

19.01.2019 11:15:00