''Yüreğin varsa Kürecik'i kapat''

CHP lideri Başbakan Erdoğan'a Malatya'daki Kürecik radar üssüyle yüklendi.

Erzurumajans-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’de esir tutulan gazeteci Cüneyt Ünal’ı insani duygulara sahip oldukları için “o zindanlardan” çıkarıp Türkiye’ye getirdiklerini belirterek, “Rahatsız olanlara sadece bir sözcük kullanacağım, zavallılar” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, ‘kininizi unutmayın’ diyen bir Başbakanın yüreğinde insan olamayacağını ifade ederken, “Onun için söylüyorum, vah zavallı adamcağız vah. Sana hangi dersi, nasıl vereceğiz samimi söylüyorum bilmiyorum. Onun için özel hoca ayarlamaya çalışıyorum” dedi.

-Kılıçdaroğlu, Başbakan’a İsrail’in Gazze saldırıları konusunda ise tavsiyede bulundu. Kılıçdaroğlu, “Eğer Recep Tayyip Erdoğan Gazze konusunda gerçekten bir şey yapmak istiyorsa çok basit bir yolu var bunun, Malatya Kürecik’te bir füze kalkanı var. Sen eğer gerçekten İsrail’e karşıysan, oradaki ölümlere karşıysan, o konuda gerçekten samimiysen Kürecik’i askıya alırsın” dedi. Kılıçdaroğlu Başbakan’ın Kürecik’i kapatması durumda kendisini kutlayacağını ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’de esir tutulan gazeteci Cüneyt Ünal’ı insani duyguları oldukları için “o zindanlardan” çıkarıp Türkiye’ye getirdiklerini belirterek, “Rahatsız olanlara sadece bir sözcük kullanacağım, zavallılar. Bu zavallılara ne denir?” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nu eleştirdi. Fransa’dan örnek veren Kılıçdaroğlu, Fransa’daki 36 bin 500 belediyenin 28 bininin nüfusunun bin kişinin altında olduğuna belirterek, kimsenin Fransa’da ‘şu belediyeleri kapatalım’ demediğini ifade etti. Bir belediyenin kapatılmasından önce bunun izninin önce belde halkından alınması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı anımsattı. Kılıçdaroğlu, “İşine gelince halk, işine gelince vatandaş, işine gelince milli irade, işine gelince ‘at bunların hepsini, ne halkı ne milli iradesi ben karar verdim akşam, sabah belediyeleri kapatacağım. Karar verdim sabah bunları kapatacağım.’Bu da Recep Tayyip Erdoğan demokrasisi” dedi.

Büyükşehir Belediyesi Kanunu parlamentoda görüşülürken, Yenimahalle ilçesinin bazı semt ve mahallelerini Çankaya ve Etimesgut ilçelerine bağlayan önerge verildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Halkın, muhtarların haberi yok. İki kişinin haberi var. İki kişinin haberi ile bunu yapıyorsanız, bunun adı yasa çıkarmak değil, buna kumpas kurmak denir. Böyle yasa mı olur, yasama süreci böyle mi olur? Halkına haber vermeden elinden belediyesini alıyorsunuz. Halkının iznini almadan elinden belediyesini alıyorsunuz. Neymiş Türkiye’de demokrasi varmış, üstelik ileri demokrasi varmış. İşte o ileri demokrasi budur” dedi.

-“CHP’Yİ İKTİDAR YAPARSANIZ O BELEDİYELERİN TAMAMINI YENİDEN AÇACAĞIM”

Kılıçdaroğlu,kendilerinin geçtiğimiz Ekim ayında yasayla kapatılması öngörülen belediyelerde referandum yaptıklarını hatırlatarak, referandumda 361 bin 720 kişinin oy kullandığını, bunlardan 351 bin 908'inin “beldemiz kapatılmasın” dediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Halkın söylediğine kulak tıkayıp, ‘ben bildiğimi okurum’ demek acaba demokrasiyle bağdaşıyor mu? Karşı çıkmamız gereken nokta budur. Buradan belediyesi kapatılan belde sakinlerine sesleniyorum; Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verirseniz sonunuz budur. CHP’ye oy verir, iktidar yaparsanız o belediyelerin tamamını yeniden açacağım” dedi. Yasanın şimdi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Gül’ün yasayı veto edeceğine dair bir umutlu olmadığını da ifade etti.

-CÜNEYT ÜNAL’IN GETİRİLMESİ-

Kılıçdaroğlu,Suriye’de esir tutulan gazeteci Cüneyt Ünal’ın partisinin milletvekilleri tarafından getirilmesi konusunda ise, Başbakan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Herkeste bir memnuniyet var, herkes teşekkür ediyor. Yüreğinde insan sevgisi olan insanlar teşekkür ediyor. Yüreğinde kin olanlar ise bunu hazmedemiyor. Anlamakta zorluk çekiyorum. Bir gazetecinin serbest bırakılması, Suriye zindanlarından çıkarılması seni niye rahatsız ediyor arkadaş? Çık bunu bir millete bir açıkla bakalım. Gazeteci dernekleri devrede, aileler devrede, milletvekili arkadaşlarımız bu arkadaşımızı kurtarmak için devrede onlar rahatsız oluyorlar. İnsani duygularımız olduğu için biz gidip bunun mücadelesini verdik. Aileye saygı duyduğumuz için, kendi insanımıza saygı duyduğumuz için onu o zindanlardan çıkarıp Türkiye’ye getirdik. Rahatsız olanlara sadece bir sözcük kullanacağım, zavallılar. Bu zavallılara ne denir? İnsanlıktan nasibini almamış, sevgiden nasibini almamış, insanı sevmeyi,saymayı bilmeyen, söylediği lafları da yapay bir şekilde söyleyen. Neymiş? Yaratılanı yaratandan ötürü severlermiş? Sevsene kardeşim, insan serbest kaldı, ülkesine geldi. ‘Hayır sevmem’ diyor? Niçin? ‘Benim yüreğimde kin var, kin gözümü bürümüş’ diyor. Yüreğinde kin olan insanın topluma vereceği bir şey yoktur” diye konuştu.

Politikanın topluma sevgi aşılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir ülkede geleceğimiz olan gençlere umut vaat etmek varken, gelecek açısından ‘kininizi unutmayın’ diyen bir Başbakanın yüreğinde insan sevgisi olur mu? Onun için söylüyorum, vah zavallı adamcağız vah. Sana hangi dersi, nasıl vereceğiz samimi söylüyorum bilmiyorum. Onun için özel hoca ayarlamaya çalışıyorum zaten; bir insanın yüreğine nasıl insan sevgisi aşılanır” diye konuştu.

-“ŞEHİT SAYISI İLE ÖLDÜRÜLEN TERÖRİST SAYISINI KIYASLAMAK YANLIŞ”

Konuşmasında terör konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, terörün amacının tamamen psikolojik olduğunu belirterek, “Bir ülkenin sağduyusu öfkeye yenilirse çılgınlığa dönüşebilir ve biz o zaman görürüz ki terör asıl o zaman hedefine ulaşmış olur” dedi. Siyasetçinin öfkeyle, kinle değil, akılla ve sağduyuyla hareket etmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, öfkeye teslim olan siyasetçinin terör sorunu çözemeyeceğini vurgulayarak, “Onun için siyasetçi aklı ve mantığıyla, toplumun değer yargılarıyla çözüm üretmek zorundadır. ‘Hayır, ben öfkeyle, kinle hareket edeceğim, o vuruyorsa ben de vuracağım, kine kinle müdahale edeceğim, o bölüyorsa ben de böleceğim’ dediğiniz zaman olmaz. O nedenle öldürmekten başka çözüm üretmeyen bir siyasetçi, ülkeyi yönetemez. Öldürmekten başka çözümü olmayan siyasetçinin siyaseti bırakıp gidip askere yazılması lazım ve ya güvenlik güçlerine lazım. Onların yasal görevleri o çünkü” diye konuştu.

Siyasetçinin görevinin toplumda barış ortamını, toplumda birliği beraberliği yaratmak olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Şehit sayısı ile öldürülen terörist sayısını kıyaslayıp bunu topluma verirseniz ve bunu da başarı olarak gösterirseniz bu da yanlıştır. Bir tek şehidimizi binlerce teröristle değiştirmeyiz. 30 seneden beri böyle yapılıyor. Bu doğru değil. Siyasetçi oturacak adam gibi çözüm üretecek” dedi.

-İDAM KONUSU: “BU NASIL BİR BAKANLAR KURULU HER BİRİSİ AYRI TELDEN ÇALIYOR”

Terör sorunun kaynağının Diyarbakır, Bitlis, Hakkari değil, Ankara, Ankara’daki siyasetçilerin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “10 yıldır iktidardalar. 10 yılda Recep Tayyip Erdoğan’ın bulduğu en son çözüm elinde ip geziyor; ‘kimi idam edeceğiz’. Çözüme bakın. Uluslararası sözleşmeler, AB sürecimiz bütün bunlara baktığınız zaman, bir kabine düşünün Başbakan elinde iple geziyor, idam edecek adam arıyor. Dışişleri Bakanı, ‘Hayır o elindeki ip teröristler için değil, Norveç’teki vatandaş için’ diyor. Adalet Bakanı, ‘nereden çıktı bu idam, bizim gündemimizde idam yok’ diyor. Bu nasıl bir bakanlar kurulu her birisi ayrı telden çalıyor. Kazayla bunu CHP’liler söyleseydi, radyolar, televizyonlar, ne dünyadaki gazeteler, ne sivil toplum örgütleri; ‘Vay efendim bu nasıl CHP her kafadan ayrı ses çıkıyor’ diye davulla zurnayla meydanlara çıkarlardı. Niye şimdi çıkmıyorsunuz? O birilerine söylüyorum, neden şimdi konuşmuyorsunuz? Neden dut yemiş bülbüle döndünüz? Recep Tayyip Erdoğan’ın korkusu sizin ruhunuza mı sindi?” diye konuştu.

-“KREDİSİ BİTMİŞ BİR BAŞBAKAN…”


“Gelinen nokta, kredisi biten bir Başbakanın noktasıdır. Kredisi bitmiştir, çözüm üretmeyen, ne söylediğini bilmeyen birisidir” diyen Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın kürsüden indikten sonra ne dediğini unuttuğunu savundu. Başbakan’ın terör sorununu çözmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yıkanlar yapamaz, bozanlar düzeltemezler. Bizim güzel bir atasözümüz var; terzi söküğünü dikemez. Gelinen nokta budur. Bütün dengeleri bozmuştur, bunu düzeltecek bilgi, kapasite, kararlılık Recep Tayyip Hükümetinde yoktur. Ülkenin her yerinden feryatlar geliyorsa bunu vatandaşın bilmesi lazım” dedi.

Başbakan’ın bunun vatandaşın görmesini engellemek için her türlü “numarayı” da yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bana ‘29 Ekim’de Ulus’ta Türk Bayrağını sallamak mümkündür, yiğitsen git Hakkari’de bunu yap’ diyor. Hakkari’nin bu ülkenin toprağı olduğunu unutmuş mu Beyefendi? Hakkari’de de yapacağız, Türkiye’nin her coğrafyasında da yapacağız. ‘Hakkari’de de o bayrağı sallayabiliyor musun?’ diye soran bir Başbakanın önce yüzünün kızarması lazım” diye konuştu.
Başbakan’ın ülkenin sorunlarıyla ilgilenmediğini, tek amacının “Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmak” olduğu iddia eden Kılıçdaroğlu, “Bütün söylemlerinin amacı bu. Bir ülkeyi çatışma noktasına getir, bir ülkeyi böl, o bölmeden yaralan, ‘acaba ben nasıl oy alacağım, nasıl cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacağım…’ O koltuğa otursan bile vicdanın buna el verecek mi merak ediyorum” dedi.

-BAŞBAKAN’A GAZZE ÖNERİSİ-

Kılıçdaroğlu, dışpolitika konusuna da değinirken İsrail’in Gazze saldırısıyla ilgili konuştu. Kılıçdaroğlu, “Gazze’de bir insanlık dramı yaşanıyor. İsrail bütün gücüyle abluka altına aldığı Gazze’ye bombalar yağdırıyor. İnsanlığın kabul etmediği koşullarda saldırılıyor. Çoluk çocuk, geç yaşlı demiyorlar herkesi öldürüyor. Bunu kabul etmek mümkün değil, 21 Yüzyılda bunu kabul etmek mümkün değil” dedi.
Filistin’in bölgesinde saygın bir devlet kurmaya hakkı olan bir ülke olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Filistin kendi bağımsız devletini kuracaktır. Filistin halkı bunun mücadelesini veriyor, en doğal mücadelesini veriyor” dedi. Sorunların üzerine tankla, topla, tüfekle gidilemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “İsrail kendi tarihinden ders almalıdır. İsrail halkına yapılan zulmü hiçbir zaman unutmamalıdır. İsrail halkına yapılan zulmün aynısını Gazze halkına çektirmek İsrail halkına yakışmıyor” dedi.

-“EĞER GERÇEKTEN İSRAİL’E KARŞIYSAN KÜRECİK’İ ASKIYA AL”

Başbakan’ın Gazze’de açmaza düştüğünü savunan Kılıçdaroğlu, “Ne yapacak, telefon ediyor; ‘Efendim Gazze’de ne oldu?’ Telefon etti dersini aldı. Eğer çaresizlik üretiyorsanız, çözümün parçası değilseniz sizin itibarınız yoktur, bunun Recep Tayyip Erdoğan’ın artık öğrenmesi lazım” dedi.
Başbakan’a Gazze konusunda bir de tavsiyede bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Eğer Recep Tayyip Erdoğan Gazze konusunda gerçekten bir şey yapmak istiyorsa çok basit bir yolu var bunu, Malatya Kürecik’te bir füze kalkanı var. Sen eğer gerçekten İsrail’e karşıysan,oradaki ölümlere karşıysan, o konuda gerçekten samimiysen Kürecik’i askıya alırsın. Kürecik radarı niye kuruldu? İsrail’in güvenliği için. Mısırdaki sağır sultan da bunu biliyor. Bağırıp çağırıyorsun, İsrail’e kızıyorsun, ‘Arap Birliği, BM niye bir şey yapmıyor’ diyorsun, sen yap örnek ol. Kürecik’teki radar istasyonunu kapat, de ki ‘buradan İsrail’e bilgi gitmeyecek.’ Yapabilir mi? (yapamaz cevabı üzerine) Ben de biliyorum yapamaz. Onu yapmak için adamda Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olacak yürek lazım. Eseceksin, köpüreceksin, İsrail gelince kızacaksın, Kürecik radar istasyonundan aynı anda İsrail’deki ikizine bilgi gidecek sen sesini çıkarmayacaksın ve bu millet de bunu yutacak. Senin maskeni indireceğim Recep Tayyip Erdoğan, maskeni indireceğim” diye konuştu.

-“KÜRECİĞİ KAPAT GELİP SENİ KUTLAYACAĞIM”

Başbakan’ın bütün dünyada maskesini indiğini ama Türkiye’de inmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Medyası var çünkü. Sabah akşam pohpohluyorlar, ‘aslansın kaplansın’ diye. O medya o yüzden tiraj kaybediyor, vatandaş da zaten okumuyor, çünkü inanmıyor. Yine söylüyorum, İsrail’e yaptırım mı uygulayacaksın, yürekli bir adam mısın, Kürecik’i kapat, gelip seni kutlayacağım. Eskiden Türkiye’nin dostluğuna güvenilir düşmanlığından çekinilirdi. Şimdi Türkiye bölgenin oyuncağı, şamar oğlanı haline geldi”dedi.

K
ılıçdaroğlu, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini ifade ederken, “Bütün komşularımızla iyi geçineceğiz, herkese iş-aş olanağı sağlayacağız, kimsenin hayatından şikayet edemeyeceği bir sosyal devlet düzeni kuracağız, Türkiye’yi 2023’te dünyanın en saygın 10 ülkeden birisi haline getireceğiz, bunu yapacak olan tek parti vardır, onun adı CHP’dir. Yetim hakkı yemeyerek, yandaşlarla beraber köşeyi dönmeyerek, 8 milletvekilini hapse atmayarak, ‘parasız eğitim istiyorum’ diyen üniversite öğrencilerini hapse atmayarak, demokrasi ve özgürlük içinde, herkesin düşüncesini özgürce dile getirdiği bir Türk toplumu yaratacağız amacımız bu bizim” diye konuştu. (ANKA) 

20.11.2012 17:45:22