Hani deriz ya, "bu kadarı ancak Türkiye'de olur" diye; bu olay tam da öyle bir şe
Kuledeki arıza nedeniyle dünya çapındaki dev bir spor organizasyonu iptal ediliyor.
Ve işin en çarpıcı yanı da, kamuoyunun bu iptali tamamen tesadüf eseri öğrenmiş olması...
Olay şöyle gelişti:
Gazeteniz Palandöken, 16 Eylül Cuma günü manşetten iki soru sordu.Sorunun ilki, "Milli takımlar kamp için neden yurtdışına gidiyor?"diye başlıyor ve alt başlıkta, "Madem kayak milli takımları Erzurum'da kamp yapmayacaktı, devlet yüzlerce milyonluk tesisleri niye yaptı?" şeklinde devam ediyordu. İkinci soru ise çok daha vahimdi:
"Dünya kupası niye iptal edildi?"
Takdir edersiniz ki bu soruların muhatabı öncelikle Türkiye Kayak Federasyonu'dur. Bizim arkadaşlar da zaten haberi ve soruları tamamen bu yönde kurgulamışlardı. Ancak buna rağmen işin doğası icabı, Gençlik ve Spor Müdürlüğü de aslında sorunun muhatabı durumundaydı.
Bizim için sürpriz olmadı. Tam da beklendiği gibi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ne soruyu üstüne aldı, ne de haberi önemsedi. Bu tavrın tam aksine Kayak Federasyonu hemen yazılı bir açıklama yaparak, işte "tesadüf sonucu" dediğimiz kahredici gerçeği duyurdu.
O gerçek şuydu:
Erzurum'u dünya çapında kış sporları merkezi kılsın diye, hükümetin hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan onlarca milyon dolar harcayarak yaptığı atlama kulesi, daha bir yıl geçmeden iflas etmiş ve duvara toslamıştı.
Palandöken müthiş bir habercilik yaptı ve bir kez daha farklı olduğunu kanıtladı. Öncelikle bu başarılarından ötürü Orkun Çizmeli ve Levent Akpınar kardeşlerimi yürekten kutluyorum. Çünkü habercilik, fikri takip ve sonuç alma sanatıdır aynı zamanda...…
Dünya kupasının Erzurum'da yapılacağı ta bir yıl öncesinden biliniyor. Ve bunu en iyi bilen kurumdan biri spordan sorumlu Devlet Bakanlığı öteki de bizzat organizasyonu yapan Kayak Federasyonu...…
Yerel yöneticilerin iplemediği bu skandal, dün de basının iki önemli isminde, hem de manşetten görüldü.
Habertürk Gazetesi, haberi "Atlayamama kulesi" başlığıyla, Akşam da, "Olimpiyat tesisi servis dışı" manşetiyle duyurdu.
Bir şehrin geleceğini bağladığı bir sektör nasıl olur da kimi kamu görevlilerinin elinde oyuncak oluyor?
Bu kadar basit ve sıradan bir mesele midir ki dünya kupası, aylar önce tespit edilen ve aslında çok da önemli olmayan arızalar, hantal bürokrasi yüzünden, yarışları iptal noktasına götürüyor?
Olayın birinci derecede muhatabı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olmasına karşın, dün Erzurum'da alt düzey bir görevli, yanına bir grup basın mensubunu alarak kuleye götürüyor. Diyor ki, "Bakın kule ve tesisler çalışıyor."
Orada bir meslektaşımız da sormuyor ki, "Tamam da bu tesis aylar önce yani Uluslar arası Kayak Federasyonu'nun (FIS) arıza tespit ettiği ve resmi yazışmalar yapıldığı zaman niçin çalışmıyordu? Yarışlar iptal edildikten sonra çalışan tesisin kime ne yararı olacaktır?"
Sorumsuzluk öyle bir noktaya ulaşmış ki, alt düzey bir görevlinin ucuz şovuyla skandalın kapatılabileceği hesap ediliyor.
Yazık; hem de çok yazık...…
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Suat Kılıç'ın bu skandalı masaya yatıracağına ve ilgililere hesap soracağına yürekten inanıyoruz. İnanıyoruz; çünkü uluslar arası yarışlarda böylesi skandallar "iç hesaplaşma" olarak görülmez.
Başbakan Erdoğan, Erzurum'un dünya çapında kış sporları ve kış turizmi merkezi olması için, hakikaten olağanüstü bir çaba harcadı ve söz konusu Erzurum olunca devletin tüm imkânlarını seferber etti.
Fakat gelin görün ki, ne Erzurum ne de ülke umurunda olmayan bir takım sorumsuz insanlar yüzünden, harcanan kaynaklar heder ediliyor, yapılan fedâkarlık boşa gidiyor.
Devlet bu sorumsuzluğun hesabını sormayacak da neyin hesabını soracak ki…
"Bakın tesisler çalışıyor" dediler ya dün, zannettiler ki, skandalın üzerine şal örtüldü, sorumsuzluk edenlerin bu eylemleri örtbas oldu!
Hayır...…
Erzurum'un, dolayısıyla Türkiye'nin kaybettiği bu dünya kupası organizasyonu, birilerine ağır fatura olarak dönecektir.
Birkaç basın mensubunu götürüp şov yapmak, iptal edilen yarışları geri getirmediği gibi, kimseyi de ikna etmeye yetmez.
Yazışmalar, belgeler ve tutanaklar ortada...…
Üstelik de o tutanaklar Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü mühendisleri tarafından tutulmuş tutanaklar. Aynen şunlar yazıyor:
"Tesislerde filanca arızalar vardır, en kısa zamanda bu arızalar giderilmeli ve FIS'in kriterlerine uygun hale getirilmeli."
Erzurum'daki alt düzey bir kamu görevlisinin "tesisler çalışıyor" şeklinde komik bir gösteri yapması, belgelerdeki gerçeği değiştirmiyor.
Şayet yerel yöneticiler ilgili ve hafiften de meraklı kimseler olmuş olsaydı, zaten işin başında bu süreç adam gibi yönetilirdi ve yarışlar da iptal edilmezdi.
Biliyoruz ki bizim yerel yöneticilerimiz basını takip etmez, hatta basını takip etmemeyi de her fırsatta büyük bir marifetmiş gibi anlatırlar. Varsın takip etmesinler hakikaten bizim umurumuzda değil. Zira basın yerel yöneticiler okusun diye yayın yapmıyor ki...…
Fakat keşke kuledeki arızadan ve lime lime olmak üzere olan diğer tesislerden haberleri olsa...…
Bakın dün atlama kulesi pert oldu, yarın da o spor salonları pert olacak… Şayet yerel yöneticiler merak ederse bir zahmet gidip Konaklı'ya, Kandilli'ye baksınlar ne demek istediğimizi anlayacaklar.
Ama boşuna bir çaba bizim ki, öyle ya beylerimiz yerel basını takip etmemeyi hayatlarının en ciddi başarısı olarak görüyorlar!
Giden gitti, bari yarınları kurtarabilsek...…
Çünkü önümüzdeki yıl ve ondan sonraki yıl da programlanmış yarışlar var.
Şimdiden önlem alınsa da hiç olmasa o organizasyonları kaybetmesek...…
Umudum yok ama yine de temenni ediyorum. (Mehmet Şener/Palandöken)
20.09.2011 13:51:00