Erzurumajans-ANDY-AR Araştırma Şirketi ve YİNE Ajans Başkanı Faruk Acar, Mart 2019'daki yerel seçimlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Acar, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde Cumhur İttifakı'nın ortak adaylar çıkarmamasıyla ilgili, "MHP desteği olmazsa AK Parti büyükşehirlerin bazılarını kaybetme potansiyeli taşıyabilir" dedi.
ANDY-AR Araştırma Şirketi ve YİNE Ajans Başkanı Faruk Acar, Habertürk'ten Kübra Par'a önemli açıklamalarda bulundu. Cumur İttifakı'nın ortak aday çıkaramaması sonrası AK Parti'nin MHP desteği olmadan bazı büyükşehirleri kaybedebileceğine dikkat çeken Acar, "AK Parti içinde siyaset zeminimiz açıldı, tekrar özgün bir pozisyon alabiliriz yorumlarının yapıldığını duyuyorum" ifadelerini kullandı
Kübra Par'a konuşan Faruk Acar'ın açıklamaları şöyle;
24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğanın kampanya sürecini siz yürütmüştünüz. Şimdi gündemde Mart ayında yapılacak yerel seçimler var. AK Parti ve MHP, yerel seçim sürecinde ittifak yapmayacaklarını ama Cumhur İttifakının devam ettiğini açıkladılar. Yerel seçimde ittifak olmaması hangi parti için avantaj ya da dezavantaj olur?
Aslında her iki taraf için de avantajlı ve dezavantajlı yanları var. AK Partinin mutlaka MHPye ihtiyaç duyduğu bazı şehirler var. CHP ve İYİ Parti, örtülü de olsa ittifak kurarak bazı şehirlerde ortak adaylar çıkarırsa, AK Parti büyükşehirlerin bazılarını kaybetme potansiyeli taşıyabilir. Çünkü AK Partinin, şu anda elinde olan büyükşehirlerin bazılarında MHP olmadan tek başına yeterli oy oranına ulaşmasının pek de mümkün olmadığı görülüyor.
Bu şekilde AK Parti açısından riskli olan kaç şehirden söz edebilirsiniz?
Büyükşehir nezdinde konuşursak, 3 büyükşehrin böyle olduğunu söyleyebiliriz. Ankara ve Antalya çok önemli. Antalyada CHP-İYİ Parti adayı üzerinde anlaşılmış, bir ay önce de Antalya halkına deklare edilmiş. Hatta bazı ilçelerde de İYİ Partinin ve CHP adayının destekleneceği şeklinde paylaşımlar yapılmış. İYİ Parti Antalyada yüzde 17, CHP yüzde 30lar civarında bir değere sahip. Zaten 2014 seçimleri de yüzde 10-15 civarında bir farkla sonuçlanmadığı için Menderes Türelin veya aday olacak kişinin şimdi çok daha fazla çalışması gerekecek.
AK Parti açısından seçime tek başına girmenin avantajlı olacağı şehirler var mı?
Evet, MHP ile birlikteliğinin son bulmuş olması, AK Partinin bazı bölgelerde avantajlı çıkmasına da neden olabilir. Mesela Adanada AK Parti, CHP ve MHPnin oy dağılımı yüzde 30lar civarında, zaten bu üç parti yüzde 90ı temsil ediyor. 24 Haziranda Adanada AK Partinin aldığı oy oranı belli, MHPninki belli. Mevcut belediye başkanıyla 2014 yerel seçimlerinde 300 küsur bin oy almış olan bir MHP var, 24 Haziran seçimlerinde bu yarıya düşmüş. Ama AK Parti mevcut oyunu koruyor. Şimdi Adana, AK Parti için aday gösterilmeyen bir yer olabilir mi? Yerel seçimlerde durum biraz daha farklı. Siz genel seçimlerde ortak bir paydada buluşmak üzerine ittifak yapabilirsiniz ama yerelde seçmen kendi adayıyla bizzat muhatap olabiliyor. Dolayısıyla, yerelde genel merkezden gelen talimat üzerine oy verme durumu çok mümkün değil. Buradan hareketle, bu ittifakın yerel seçimlerde çalışması çok mümkün olmayabilirdi.
"MHP OYLARI GERİLEMEZ"
Peki, AK Parti ile ittifak yapmıyor olmanın MHP için avantajları ve dezavantajları neler olur?
MHP, AK Partiye destek vererek aslında bir ölçüde kendi sorunlarını aştı ve tekrar eski oy oranına ulaşabildi. Parti içerisindeki bölünme ve o dönemde MHPnin ve Devlet Bahçelinin kendini ifade edememesi nedeniyle, MHP yüzde 5lere kadar düşmüştü. Bugün ise 24 Haziran seçimlerindeki sürecin MHPnin lehine geliştiğini görüyoruz. MHPnin Baraj sorunu var mı, yok mu? tartışmalarını geride bıraktığı bir sonuç ortaya çıktı. MHP, bu kadar kilit bir pozisyona sahip olmuşken ve AK Parti ile birlikte gündemi belirleyen parti konumuna ulaşmışken bu ittifakın bitmiş olması biraz sıkıntılı olacaktır. Yani AK Parti için dezavantajlı olan şeyin MHP için avantajlı bir konumu yok.
Son dönemde ekonomideki gelişmelerle de bağlantılı olarak AK Parti seçmeninin bir bölümü MHPye yöneliyor, hatta kimi anketlerde MHPnin oyu yüzde 17ye kadar ulaştı gibi yorumlar yapıldı. MHP bu süreçten oyunu artırarak çıkabilir mi?
Bu mümkün. Çünkü MHPnin yükselen trendini zaten 15 Temmuz sonrasında görmüş olduk. 24 Haziranda da bunun emarelerini görmüş olmamızla birlikte, Bugün bu ittifak bitti ve dolayısıyla bundan sonra MHPnin oyları artık dip seviyeye tekrar gerilemek durumundadır şeklinde bir yorum tarafgir bir yorum olur. Türkiyenin haletiruhiyesini doğru yorumlamak gerek.
"AK PARTİ İÇİNDE SİYASET ZEMİNİMİZ AÇILDI, TEKRAR ÖZGÜN BİR POZİSYON ALABİLİRİZ YORUMLARI YAPILIYOR"
MHP lideri Devlet Bahçelinin Cumhurbaşkanı Erdoğana AK Partili 6 ismin adını vererek İttifakı bozmaya çalışıyorlar dediği iddia edildi. Öte yandan salı günü grup konuşması esnasında Devlet Bahçelinin İttifak bitti açıklamasını MHP kurmaylarının büyük bir coşkuyla alkışladıklarını izledik. Cumhur İttifakının parti kurmayları arasında satın alınmadığı yönündeki yorumlara ne diyorsunuz?
Zamanlaması itibarıyla sürecin çok uzadığı ve fazlasıyla karşılıklı tavizlerin verildiği konusunda kurmay kadrolar içerisinde eleştirel bir yaklaşım olduğu doğru. MHP, Amacımızdan ve sürecin başındaki yerimizden farklı bir noktaya geldik dedi. AK Parti ise Biz çok büyük bir partiyiz ve MHPnin peşine takıldık gibi bir algıyla yaklaştı. Af meselesi ve Andımız meselesi aslında olayın patlama noktası. Af meselesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğanın hassasiyet göstererek, Sadece devlete karşı işlenen suçlar tanımlaması yapmasına rağmen, MHP bunu kamuoyu önünde tartışmayı tercih etti. Bir kez daha Cumhurbaşkanı, Böyle bir şey yok diyerek parti sözcüleri aracılığıyla bunu paylaştığı halde, MHP yine olayı kamuoyu önünde tartışmaya ve ısrar etmeye devam etti. Sonuçta her iki tarafın da hassasiyetleri var. Parti sözcülerinin de ifade ettiği gibi, Kırmızı çizgiler, liderler. Eğer karşılıklı olarak aradaki diyaloğun liderlere dokunan yanları ortaya çıkmışsa zaten kopma noktasına gelinmiş demektir. MHP kurmaylarının Devlet Bahçeli, Bu ittifak olmayacak dediğinde ellerini patlatırcasına, coşkuyla tepki vermelerinin nedeni bu.
Peki yerel seçim özelinde ittifakın sona ermesi AK Parti içinde nasıl karşılandı?
Biraz kısık sesle de olsa Tekrar siyaset zeminimiz açıldı, tekrar özgün bir pozisyon alabiliriz yorumları yapılıyor. Uzunca bir süredir aslında Türkiyenin en büyük sorunlarından biri siyasetsizlik. AK Partide de Cumhurbaşkanı Erdoğanın partiden ayrılışıyla partide siyasetsizliğin hâkim olduğu bir süreç yaşandı. Cumhurbaşkanı ayrıldıktan sonra Külliye bir siyaset merkezi haline geldi. Genel Merkezde siyaset üretmekle Külliye arasındaki denge arasında bir siyasetsizlik oluştu. Cumhurbaşkanının partiye dönmesinden sonra ise MHP ile ittifak sürecinin başlaması ile Genel Merkez kendi havasını tutmakta zorlandı. Genel başkan yardımcıları geldiler, gittiler. Tek başına parti içerisindeki durumun Erdoğansız bir parti olmasının dışına taşınması çok mümkün olmadı. Mümkün olmayınca da siyaset üretilemedi. Artık bir fırsat dönemi diyebiliriz. Bu arada biriktirdiği enerjiyi bir şekilde daha yerinde kullanıp harekete geçerse, Ben değiştim söyleminin inandırıcılığını da doğru adaylarla seçmenine yansıtabilirse bundan sonraki süreç, AK Parti için daha anlamlı bir hale de dönüşebilir. CHPnin içi karışmışken, İYİ Parti beklenileni alamamışken, HDP gibi bir partinin marka değeri sönmüşken, AK Parti şu anda en güçlü olduğu dönemi yaşıyor. Bunu siyasete dönüştürebilirse çok anlamlı çarpanlara da evirilmesi mümkün. Genel merkezdeki beklenti de böyle. Ama ittifakın bitirilmesini bir kesim isterken bir kesim de istemiyordu. Bundan sonraki aşamada her iki partinin nasıl duracağı nasıl bir politik yol izleyeceği belirleyici olacak.
AK Partinin son süreçte daha milliyetçi bir söyleme kaydığı, hatta bunun AK Parti içerisindeki kimi isimlerce Fazlaca MHPlileştik şeklinde eleştirildiği söyleniyor. Önümüzdeki süreçte AK Partide daha farklı bir siyasi söylem görme ihtimalimiz var mı?
Açıkçası düşünmüyorum, çünkü siyaseti doğru anlamak için halkın ne beklediğini ve halka ne söylediğinizi takip etmeniz gerekir. Bunu da en iyi yapan parti AK Parti. Millilik ve yerlilik söyleminin aslında nerede durduğuna ve seçmenler nezdinde ne kadar satın alındığına bakmak lazım. Bu, öylesine çıkmış bir şey değil; 15 Temmuz ve öncesinde yaşanan gelişmeler ışığında değişen sosyolojinin bir tezahürü. Türkiye yakın siyasi tarihinde, radikal Türk milliyetçisi seçmeni tekelinde tutan bir MHP; radikal Kürt milliyetçiliğini tekelinde tutan HADEP-BDP-DTP ve bugünkü adıyla HDP; radikal İslamcı seçmeni tekelinde tutan Refah Partisi vardı. Aslında adına sosyal demokrat olarak tanım yapan ama Kemalizmi tekelinde tutan bir CHP, SHP ve DSP vardı. AK Parti ise 2002 yılında bu tekellerin tamamını bozdu, hepsini bir araya topladı. Önce İslamcı tarafı tekelinde tutan Refah Partisinden çok büyük bir geçiş yaşandı. Akabinde MHPden ve daha sonrasında Kürt seçmenlerden geçişler oldu. MHP ile işbirliği içerisindeyken AK Partinin dili daha milli bir dil halini aldı ya da Bugün itibarıyla bu milli dil sona erdi yorumları gerçekçi değil, çünkü AK Parti kozmopolit bir parti.
Peki, seçim sürecinde iki partinin adayları meydanlarda birbirine karşı sertleşir mi? Kampanya süreçleri Cumhur İttifakını uzun vadede nasıl etkiler?
Sertleşirlerse iş biter. Bugün ben testinin çatladığı yorumuna daha yakın duruyorum; kırıldığı noktasında değilim. Sadece adaylar değil, liderler düzeyinde de çok uçlarda cümleler sarf edilirse bunun geri dönüşü olmaz ve iş biter. Her iki tarafın da stratejik olarak bundan uzak durmak üzere pozisyon alabileceğini düşünüyorum.
"YÜZDE 25 DOLAYINDA KARARSIZ SEÇMEN VAR VE ÇOĞU CHPLİ"
AK Parti için yeni anketler yapıyor musunuz? Son tablo nasıl?
Cuma günü bitirdiğimiz bir çalışma var. Türkiye genelinde 50 bin nüfus ve üzerinde olan 328 belediyede bir saha taraması yaptık. Raporlara dair bir değerlendirme yapma fırsatı bulamadık ama görünen o ki 24 Hazirandan bugüne çok farklı şeyler gelişmemiş. Ne AK Partinin ne MHPnin ne de CHPnin oylarında olağanüstü bir değişim yok. Ama kararsız bir seçmen var.
Kararsızların oranı ne kadar?
Yaklaşık yüzde 25 dolayında ve büyük çoğunluğunu CHP seçmeni oluşturuyor. Çünkü Kılıçdaroğlu gitmedi. Muharrem İnce ile aralarındaki diyaloğun ne durumda olduğuna dair kamuoyuna kendini ifade edebilecek bir zemin de oluşturmadı. Dolayısıyla CHPnin ne yapacağı da tam olarak belli değil. CHPnin seçmenlerini memnun etmek gerçekten zor, çünkü genele hitap edebilecek, elini taşın altına koyabilecek bir irade yerine, halihazırda Burası nasıl olsa bizim yerimiz diyerek herkes belli noktalara aday olma peşinde. Mesela kesin olarak alınacağı beklentisiyle yüzünden, İzmirde bir aday adayı fazlalığı söz konusu.
"AK PARTİ, ANKARA VE İSTANBUL İÇİN ÖNCE DİĞER PARTİLERİN ADAYLARININ BELLİ OLMASINI BEKLEYEBİLİR"
Son iki seçim sonuçlarına bakarak bu seçimde İstanbul, Ankara ve İzmirde AK Partinin zorlanacağını söyleyebilir miyiz?
Adaylara bağlı diyebiliriz. İzmirde bir sürpriz beklemiyorum CHP için. AK Parti, İstanbul ve Ankarada mevcut belediye başkanlarını metal yorgunluğu başlığında değiştirme girişiminde bulundu. Yeni gelen belediye başkanlarının kendilerini tam olarak ifade edebilmesi için yeterli zaman yoktu. Aslında ikisi de kendi ilçelerinde ve kendi bölgelerinde başarılı olmuş, bunu artık büyükşehirde taçlandıracak uygun kişiler olarak tercih edilmiş oldukları için bu anlamda bir avantajları olduğu gibi, çok kısa bir zamanda kendilerini anlatmak durumunda kaldıkları için dezavantajları da vardı. Buna rağmen bu iki belediye başkanı, seçmene dokunabilecek bazı hamlelerde de bulundu. Nitekim tanınırlıklarıyla ilgili önemli bir yol kat ettiklerini söyleyebiliriz. Dolayısıyla, mevcut makamda oturmaları dolayısıyla ikisi de potansiyel aday adayıdır.
Peki, AK Partideki eğilim ne yönde? İstanbul ve Ankarada daha popüler isimler mi aday gösterilecek, yoksa mevcut isimlerle devam edilmesi ihtimali var mı?
AK Parti diğer partilere göre konumlanmayı önceleyebilen bir parti. Öngörü ve strateji konusunda, diğer partileri neredeyse okutabilecek kadar tecrübeye sahip. Dolayısıyla önce İstanbulda ve Ankarada diğer partilerin adaylarını görüp, daha sonra mevcutların devam edip etmeyeceğini ya da yeni gelecek kişilerin hangi profile sahip olacağını değerlendirerek karar vereceklerdir diye düşünüyorum.
MHPnin İstanbul ve Ankara özelinde güçlü isimler çıkarması AK Partiyi zora sokar mı?
Tabii sokar. İstanbul için belki bu durum çok söylenemeyebilir. 2014 seçimlerinde Mustafa Sarıgül genel merkezin belirlediği bir aday değildi. Kamuoyunun zorla Mustafa Sarıgülü aday yaptığı bir seçim olmuştu. Dolayısıyla yüzde 41e kadar ulaşmış bir CHP vardı. AK Parti de yüzde 48 aldı. Aradaki fark 7 puan gibi görünse de ikili tercihler de bu 3 buçuk puan demek. Ankarada ise 30 bin farkla seçilmiş bir Melih Gökçek vardı. Yani asıl risk barındıran şehir aslında Ankaraydı. Bugün itibarıyla durum çok farklı değil, çünkü Ankarada aynı zamanda MHP de güçlü.
"MELİH GÖKÇEKİN MHPNİN TEKLİFİNE SICAK BAKMA İHTİMALİ VAR AMA MHP ADAYI OLARAK KAZANAMAZ"
MHPnin Melih Gökçeke adaylık önereceği yönünde haberler çıktı. Taraflar da tam olarak reddetmedi. Melih Gökçekin MHPnin olası teklifine sıcak bakma ihtimali var mı? Böyle bir durumda Ankarada tablo nasıl değişir?
Şahsi kanaatim, Melih Gökçekin MHPnin teklifine sıcak bakma ihtimali olabilir. Çünkü zaten yıllardır Ankarada kendi partisinin dışında en çok desteklendiği taban MHP tabanı. O seçmenle de aralarında bir iletişim var. Ama MHPnin adayı olması halinde seçimi kazanması pek mümkün görünmüyor. Kazanamama ihtimalinin yüksek olduğu bir seçime girmek de kendi takdiri olur. AK Parti içinden Melih Gökçekle ilgili yapılan olumsuz yorumların Melih Gökçekin vereceği kararda etkili olabileceğini söyleyebiliriz.
MHPden aday olursa Melih Gökçekin seçilme olasılığı düşük diyorsunuz ama Gökçek MHPde aday olur ve aynı zamanda CHP ve İYİ Parti ortak bir aday gösterirse ne olur?
MHPnin adayı Melih Gökçek olursa, CHP veya İYİ Partinin adayına sonuç bakımından olumlu yönde büyük bir katkı sağlanır, ki bunu yıllardır AK Partide siyaset yapmış Melih Gökçek yapar mı bilmiyorum. Yani açıkça bu durum muhalefetin değirmenine su taşınmış olur. Bunu da Melih Gökçekin kabul edebileceğini düşünmüyorum. Ama siyasette her şey mümkün.
"MANSUR YAVAŞIN İYİ PARTİDEN ADAY OLMASI DAHA MÜMKÜN GÖRÜNÜYOR"
Mansur Yavaş ismi çokça zikrediliyor, CHPden mi, yoksa İYİ Partiden mi aday olacak? tartışmaları var. Son kulisler ne yönde?
Mansur Yavaş MHPden gelen biri. İlk seçimini MHP adaylığı ile yaptı, sonrasında kendisini CHP ile gördük. Her seçimde, seçimi alana kadar deneme yapacaksa bu kez sırada İYİ Parti var. İYİ Partiden aday olması daha mümkün görünüyor. Kulislerdeki karşılığı da biraz böyle
CHPye daha fazla yakıştırılıyor ama profil itibarıyla İYİ Partiye daha yakın duruyor. İYİ Parti, CHPden oy alan bir milliyetçi tabana sahip. Dolayısıyla Mansur Yavaş da tam bu profile oturuyor.
"MHPNİN DE İÇİNDE YER ALACAĞI BİR MUHALEFET BLOĞU OLUŞMAZ"
Önümüzdeki süreçte Cumhur İttifakında ipler daha da gerilirse, siyasette MHPnin de içinde yer aldığı bir muhalefet bloğu görme ihtimalimiz var mı?
Böyle bir ihtimal görmüyorum. Meral Akşenerin kurduğu İYİ Parti ile nasıl ayrıldıklarını biliyoruz. Diğer taraftan CHP ile aralarındaki diyaloğun durumuna baktığınızda da üst düzey bir olumsuzluk söz konusu. HDP ile zaten bu mümkün değil. HDPnin de içinde olduğu bir bloka ihtiyaç var. AK Partiye karşı muhalefet bloku Mecliste hâkimiyetini ancak HDP ile sağlayabiliyor. 7 Haziran seçimlerinde koalisyon kurulamamasının nedeni HDPnin o blok içerisinde yer almış olmasıydı. O nedenle muhalefet cephesi için oradan bir malzeme çıkmaz.
Geçtiğimiz haftalarda İYİ Parti lideri Meral Akşener, bazı yasalar konusunda AK Partiyi destekleyebileceklerini söyledi. Önümüzdeki süreçte AK Parti-İYİ Parti yakınlaşması görür müyüz?
AK Partide bu daha mümkün, çünkü AK Parti, tüm tabanlara hitap eden kozmopolit bir yapıya sahip. Dolayısıyla sinerjisini yaratabilecek kanalları daha geniş bir yelpazeye hitap ediyor. Fakat bugünden yarına böyle bir iletişim olmaz. MHP ile olan birliktelik, bir sürecin sonucuydu. Gelişmeler MHP ile AK Partinin birlikte hareket etmesini sağlayacak bir zemine sahipti. Bugün itibarıyla bunun tam tersi bir pozisyon alabilmek mümkün değil.
Yani AK Parti-İYİ Parti ittifakı önümüzdeki süreçte mümkün değil mi diyorsunuz?
Ortada diyebiliriz. Bu konuyla ilgili kesin tanımlar yapmak zor.
"AK PARTİLİ KÜRT SEÇMEN 'İŞTE BENİM LİDERİM BUDUR' DEMİŞ OLABİLİR"
Salı günkü grup konuşmalarına damgasını vuran olaylardan biri de Cumhurbaşkanı Erdoğanın Türküm ama Türkçü değilim sözleriydi. Biz Türkçülük yaparsak, Kürt kardeşime de Kürtçülük yapma hakkı doğar diye de ekledi. Bu sözler AK Parti tabanında nasıl yankılanmıştır? Seçimlerde söylem bazında bir etkisi olur mu?
Tam da bahsettiğiniz cümleyi sarf ederken aslında liderlerin grup toplantılarındaki metinlerin dışına çıkıldığı bir an yaşandı. Bunlar doğrudan Cumhurbaşkanının o sırada doğaçlama olarak ve mevzunun dışına çıkarak kendini ifade ettiği sözlerdi. Zaten Erdoğanı Erdoğan yapan en önemli özellik bu. O sırada, Ben bunu niçin tartışıyorum? Ben Türküm diyor. Bu tamamen duygusal ve insani yanıyla paylaştığı bir durum. Türkçü olmadığını ve ırkçılığın dinimizce günah kabul edildiğini dile getirdi. Tabii bu AK Partiye MHP tabanından gelmiş olan aşırı milliyetçi kesimi Andımızla ilgili sorun mu var? Türküm demekte bir sorun mu var? diyerek tam tatmin etmemiş olabilir. Ama diğer taraftan MHP ile ittifak sürecindeki bu birliktelik dolayısıyla soru işaretiyle yaklaşan AK Partili Kürt seçmenlere ise İşte benim liderim budur dedirtip hoşlarına giden bir durum meydana getirmiş olabilir.
Siyaset biraz da hesap işi. Bu hafta Habertürk yazarlarından Muharrem Sarıkaya, bu süreçte AK Partinin MHPden gelecek oylar 3-4 puan ama götürecekleri 7-8 olabilir diye düşünerek yerel seçimlerde ittifaktan vazgeçtiğini yazdı. Kürt seçmenden gelecek oy artışı MHPdeki kaybı kapatacak düzeye çıkar mı?
AK Parti zaten Kürt seçmenlerde bir oy kaybı yaşamadı. Bunu bölgedeki oylarda AK Partiye yaklaşımlara göre değerlendirebiliriz. Ama bu sürecin tek başına oy hesabı üzerinden yapılan bir operasyon olduğu kanaatinde değilim.
Daha önce 16 Nisanda Evet çıkmasını sağlayan MHP değil Kürt seçmenin oyuydu demiştiniz. AK Parti MHPli seçmen yerine Kürt seçmen tercihi yapmış olabilir mi?
Bir tercih yapma durumunda kalınan bir ortam yoktu ama koşullar bugün itibarıyla böyle yorumlanmasına sebep oluyorsa bunun üzerine bir kurgu yapılacaktır. MHP ile birlikteyken, ittifak yaptığınız yerin hassasiyetini de gözetmek durumundaydınız ve bu konuda bazı söylemlerdeki aşırı dozu daha yumuşak hale getiren bir AK Parti dili oluşmuştu. Bugün itibarıyla Güneydoğuda HDPnin dışında tek parti olduğunun gerçekliğini de ortaya koyan bir AK Parti modelinin tekrar ortaya çıkması mümkündür. 16 Nisanda MHPden gelen destek beklenilen düzeyde değildi ama Kürt seçmenden beklenen kopuş olmadı ve Evetin geçmesini sağladı diyordum. Sonraki süreçte AK Parti Kürt seçmenden kopmadı ama daha sessiz bir pozisyon aldı. Şimdi sesini eski haline getiren bir AK Parti modeliyle karşılaşmak mümkün.
29.10.2018 15:15:00