Erzurumajans-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa yapılamamasının sebebini muhalefetin "AK Parti'yi suçlu masasına nasıl otururuz" şeklindeki anlayışı olduğunu söyleyerek, yeni anayasanın uzlaşı ile yapılamaması ihtimali için "Elimiz kolumuz bağlı oturmayız. Milletimizle yolumuza devam ederiz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 'Genişletilmiş İl
Başkanları Toplantısı'nda bir konuşma yaparak gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulundu. AK Parti'nin üst üste elde ettiği
başarıların sırrını öğrenebilmek için çok sayıda çalışmalar yapıldığını
anlatan Erdoğan, "Biz başarısının sırrını gizleyen veya gizleyecek olan
bir kadro değiliz. Bilim yitik maldır, nerede bulunursa alınmalıdır. Biz
ilmi bulduğumuz yerden aldığımız gibi ilmi saklayanlardan da olmadık,
olmayız, olmayacağız. Bizim başarımızı eğer hala merak edenler, eğer
bunu hala öğrenememiş olanlar varsa onlara buradan açık açık tavsiye
ediyorum; bizim başarımızın sırrı istişaredir. Biz her meseleyi kendi
arasında konuşan, tartışan, müzakere eden bir kadroyuz. Her meseleyi
şeffaf bir şekilde milletine paylaşan, milletine danışan, milletinin
çizdiği istikamette harfiyen uygulayan kadroyuz. Biz millete tepeden
bakan, milleti yukarıdan aşağıya doğru dizayn etmeye kalkışan toplum
mühendisleri değil, milletle aynı yöne bakan, milletle gönül bağı kuran,milletin diliyle konuşan bir hareketiz" diye konuştu.
"MUHALEFET MİLLETİN TERCİHLERİNİ HİÇBİR ZAMAN DİKKATE ALMADI"
Başbakan
Erdoğan konuşmasının büyük bir bölümünü, yeni anayasa çalışmalarına
ayırdı. Yeni anayasa konusunda eğer bir taslak oluşmazsa kendilerinin AK
Parti olarak milletin takdirine başvuracaklarını yineleyen Başbakan
Erdoğan, muhalefetin ise milletin takdirini bir kez daha ayaklar altına
almaya başladığını söyledi. "Bu muhalefet milleti tarihin hiçbir
tarihinde mümeyyiz olarak görmemiştir" diyen Başbakan Erdoğan, "Bu
muhalefet milletin tercihlerini hiçbir zaman dikkate almamış, daima
milleti küçümsemeyi tercih etmiştir. İşte bugün de biz anayasa için halk
oylamasını telaffuz etmeye başladığımız andan itibaren milleti
küçümsemeye, milleti aşağılamaya, milleti tahkir etmeye başladılar" diye
konuştu.
CHP'ye göre anayasa demenin darbelerin ardından yazılan
veya yazdırılan metin anlamına geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan,
"Bunlar siyasi tarihleri boyunca anayasadan bunu anladılar, darbenin
veya darbelerin gölgesinde hazırlanan metinleri anladılar" dedi. AK
Parti'nin TBMM'de milletvekili çoğunluğu olan parti olduğunu fakat
anayasa komisyonuna diğer partiler gibi 3 üye verdiklerini hatırlatan
Başbakan Erdoğan, "Bundan sonra da uzlaşmanın, ittifakın tarafı olmaya
kararlı şekilde devam edeceğiz. Ama şuana kadar görüldüğü kadarıyla
100'ü aşkın madde görüşüldü ama mutabık kalınan madde sayısına
baktığınız zaman 30-31 tane maddede mutabık kalındığı görülüyor" diye
konuştu.
"UZLAŞI İLE ANAYASA OLMAZSA ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI OTURMAYIZ"
Anayasa
yapılamamasının bedelinin AK Parti'ye ödeditilmeye çalışıldığını
kaydeden Başbakan Erdoğan, "Yahu AK Parti niye engellesin? Şuanda AK
Parti'nin böyle bir engelleme gücü mü var? 3 tane üye ile biz oradayız, 9
tane üye ile siz oradasınız" dedi. Masadan kalkan tarafın kendileri
olmayacağına vurgu yapan Erdoğan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in sürenin
biraz daha uzatılması gerektiğine yönelik açıklamalarını hatırlattı.
Mart sonuna kadar çalışmaların uzatıldığını söyleyen Erdoğan, "Ve biz de
diyoruz ki, şuanda Meclis Başkanımızın yaptığı açıklama istikametinde
çalışalım, bu iş bitsin" dedi.
Anayasanın yapılamamasının sebebini açıklayan Erdoğan şöyle konuştu:
"Tek
sebebi var, o da şudur; AK Parti'nin talebi olan bir şey
gerçekleşmesin. Veyahut da AK Parti'yi suçlu masasına nasıl oturturuz?
Gururla şunu söyleyebiliriz; evelallah bizim milletimiz AK Parti'yi
gönül koltuğuna oturtmuştur. Ve AK Parti'nin ne aldatan, ne aldanan
olmayacağını biliyor. Yeni anayasa için, yeni bir anayasaya ihtiyacın bu
kadar açık net olduğu ortadayken, toplumda büyük bir uzlaşma ortadayken
biz bunun heba edilmesine göz yummayız.Biz bu ülkeye özellikle de
gençlere şunu çok net olarak göstermek istiyoruz; bu millet, bu meclis
sivil bir anayasa yapacak güce, birikime, iradeye sahiptir. Eğer meclis
bunu yapmazsa, bu iradeyi kullanmazsa bu yolda bizimle yürüyecek
olanlarla birlikte meclisin sahibi olan millete gider ve sivil bir
anayasayı milletin takdirine sunarız. Dayatma anayasalara, oldu bitti
anayasalara alışkın olanlar elbette bunu hazmedemezler ve
hazmedemeyecekler."
Başbakan Erdoğan Mart sonuna kadar uzlaşma
içinde anayasa yapılamama ihtimaline karşılık ise "Bu olmazsa elimiz
kolumuz bağlı oturmayız. Milletimizle yolumuza devam ederiz" diye
konuştu.
Erdoğan, "Bugün bile hiç utanmadan, sıkılmadan,
çekinmeden 1961 anayasasının ilerici bir anayasa olduğunu söylemeye
devam ediyorlar" dedi. 1961 Anayasası'nın bir darbe anayasası olduğunu,
12 Eylül sonrası yapılan anayasanın da 1961 Anayasası'nın taklidi
olduğunu ifade eden Erdoğan, "Kimse kusura bakmasın 1961 Anayasası'na
ilerici diyenler, 1982 Anayasası'ndan şikayet edemezler" diye konuştu.
50 yıldır yaşanan sıkıntıların başında 1961 Anayasası bulunduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O
bir darbe anayasasıdır. 12 Eylül sonrası yapılan anayasa da 1961
Anayasası'nın aslında bir taklididir. 1960'ta 27 Mayıs'ta milletin
tercihlerine müdahale edilmiş, 1961'de de devlet ile milletin arasında
kalın, aşılmaz bir duvar, bir set çekilmiştir. Kimse kusura bakmasın.
1961 Anayasası'na 'ilerici' diyenler, 1982 Anayasası'ndan şikayet
edemezler. 1961 Anayasası'na 'ilerici' diyenler, halkı, milleti, insanı
merkezine alan bir anayasayı hazmedemezler.
'Şantajla anayasa
değişmez' diyorlar. Evet, şantajla anayasa değişmez. Biz de zaten bunu
savunuyoruz. Ancak şantajla anayasanın değişmeyeceğini iddia edenlerin,
müdahaleyle, silah zoruyla anayasanın değiştirilmesini nereye
koyduklarını da merak ediyoruz. Allah'ın izniyle gerekli desteği
alabilirsek en başta CHP'ye bu ülkenin sivil, katılımcı, çoğulcu, insanı
merkeze alan bir anayasanın nasıl yapılabileceğini biz göstereceğiz.
Hiç endişem yok. Bu ülkede sivillerin de anayasa yapabileceğini hem de
çok daha iyisini yapabileceğini inşallah ispat edeceğiz."
"KILIÇDAROĞLU GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN İSMİNİ ÇARPITMAKTAN ÇEKİNMİYOR"
Başbakan
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Dersim' denildiğinde
"Tarihi bırak bugüne gel" dediğini söyleyen Erdoğan, "Ama anayasa
dediğinizde, başkanlık, yarı başkanlık dediğinizde Sivas Kongresi'ne,
Erzurum Kongresi'ne kadar gidiyor. Oralardan örnekler arıyor veya
alıyor" diye konuştu. Başbakan Erdoğan Kılıçdaroğlu'na yüklendiği
konuşmasında şunları kaydetti:
"Bugünlerde çok daha eskilere,
Galilei'ye kafayı takmış durumda. Sürekli 'dünya yuvarlak mı düz mü'
şimdi onu konuşuyor. Bir yandan dünyanın sürekli değiştiğini ifade
ediyor, bir yandan statükoyu var gücüyle savunuyor. Hatta Gazi Mustafa
Kemal ismini kendi amaçları doğrultusunda çarpıtmaktan da çekinmiyor.
Allah aşkına CHP bugüne kadar ilk Meclisin ve Gazi Mustafa Kemal'in
hangi mirasına sahip çıktı. Gazi Mustafa Kemal'den CHP'ye bir tek
CHP'nin adı kaldı. Başka bir şey yok. Onun ağırlığını da işte en son
Genel Başkan yerle yeksan etti. Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada
CHP'yi alay konusu yaptı ve yapmaya devam ediyor."
"PORTEKİZLER CARİ AÇIKTAKİ DÜŞÜŞÜ DUYUNCA KAHKAHA ATMIŞLARDIR"
Başbakan
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Portekiz'de Türkiye'nin cari açık durumunu
eleştirdiğini ve ardından da cari açığın düştüğünü söyledi. Erdoğan,
"CHP Genel Başkanı kendi ülkesini yurt dışında cari açık üzerinden
vurmaya çalışırken, karalarken, işte önceki gün cari açık yüzde 36,6
oranında geriledi. Her şeyde tersine gidiyor. Portekiz'de yoldaşları CHP
Genel Başkanına kıs kıs gülmüşlerdi şimdi bu cari açıktaki düşüşü
duydularsa artık kahkaha atmışlardır" şeklinde konuştu.
Cilvegözü'ndeki patlama sonrasında CHP kanadından gelen yorumları da eleştiren Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cilvegözü'nde,Suriye gümrüğünde Pazartesi günü bir patlama meydana geldi. Patlama
anından itibaren herkes itidalli davranırken, gerçekten üzüntümüz,
hüznümüz bayağı büyükken ve ne olduğu, ne bittiği, bütün bunlar üzerinde
çalışmalarımızı en geniş anlamda sürdürürken ve herkes olayın
aydınlatılmasını, netleştirilmesini beklerken, Genel Başkan ve
yardımcıları başta olmak üzere CHP'liler hemen 'Bunu biz nasıl kendimiz
için bir siyasi ranta dönüştürürüz' diye böyle bir telaşın içine
girdiler. Daha ilk saniyelerden itibaren, bu patlamadan dolayı
Türkiye'yi, Hükümeti suçlamaya başladılar. O kadar ileri gittiler ki
aracın yönünün Suriye'ye doğru olduğunu dahi iddia edecek kadar
onurlarını, izanlarını, insaflarını yitirdiler. 'Kamera görüntüleri
neden yayınlanmadı' diyorlar. Gerekli incelemeler yapıldıktan sonra
kamera görüntüleri biliyorsunuz yayınlandı. Ama bunlarda mahcup olacak,
kızaracak yüz yok ki..."
"ELİ KANLI TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MUHABBETİNİZ NEDİR?"
Babakan
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun tutuklu gazeteciler, DHKP-C ile ilgili
açıklamalarını da hatırlatarak sert açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'ndan aylardır iki konuda kamuoyuna net bir açıklama
beklediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin çıkarlarını dahi
çiğneyecek kadar Suriye'nin zalim rejimiyle bu muhabbetiniz nedir?
Aylardır bu konuda kamuoyunu tatmin edecek tek bir açıklama yapmadılar.
İki, tutuklu gazeteci diyerek, tutuklu avukat diyerek adeta korumaya
aldığınız Türkiye'nin, hatta dünyanın en kanlı terör örgütleriyle
muhabbetiniz nedir?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu'nun bu sorulara
cevap vermediğini kaydeden Erdoğan, "Ben ne zaman üye olacağını da o
örgütlere bekliyorum o ayrı mesele. Çünkü cevap veremediğine göre demek
ki kuyrukta. Herhalde ona da bir ara sıra gelecek" şeklinde konuştu.
dedi. Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP Genel
Başkanı çıktı, terör örgütü mensubu avukatların gözaltına alınmasını
kıyasıya eleştirdi. Bir hafta sonra bu örgüt Amerika Birleşik Devletleri
Büyükelçiliği'ne saldırı düzenledi ve bir vatandaşımız hayatını
kaybetti, bir gazeteci kardeşimiz de ağır yaralandı. Ama CHP Genel
Başkanı hala çıkıp terör örgütünü savunmaya, ona kol kanat germeye, ona
moral ve destek vermeye devam ediyor. O senin savunduğun avukatlar o
örgütün mensupları ve bunlar çelik kapılarla tamamıyla örülmüş bir
binanın içerisinde gecenin yarısında toplantılar yapıyorlar. Orada bütün
bilgisayarlarda, orada birçok disketlerde, birçok evrakların içeriye
güvenlik güçlerimiz girdiği zaman yakılmış olması manidardır. Demek ki
bu avukatlar orada boşuna bulunmuyor."
"KILIÇDAROĞLU TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MUHABBETİ DE BAŞARDI"
Başbakan
Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu için eleştirilerde bulunurken,
"1940'lardan itibaren CHP, hep bu milleti inim inim inletmiştir. Ama
açık söylüyorum, CHP'nin Türkiye düşmanı diktatörlerle, Türkiye düşmanı
terör örgütleriyle muhabbeti hiç olmamıştır. Bu Genel Başkan, işte bunu
da başardı" dedi. CHP için, "Bunlar kendi çıkarlarını, Türkiye'nin
çıkarlarının önünde görür" diyen Erdoğan, "Biz ise Türkiye'nin çıkarını
her şeyin üzerinde görürüz" diye konuştu.
Terör konusunda akan
kanın durması için her türlü bedeli ödemeye hazır olduklarını kaydeden
Erdoğan, "Eğer milletin yararınaysa, eğer ülkenin yararınaysa, eğer kan
duracaksa, gözyaşı duracaksa biz AK Parti olarak her türlü bedeli
ödemeye hazırız ve tereddüt etmeden de o bedeli öderiz. Şunu herkes
bilsin ki attığımız ve atacağımız adımlar, milletimize rağmen olmaz. 76
milyonun hissiyatını gözetiriz, değerlerini gözetiriz, acılarını,
gözyaşını kesinlikle gözetiriz. Adımlarımızı da ona göre atarız. Doğru
bildiğimiz, hak bildiğimiz yolda tereddüt etmez yürürüz" şeklinde
konuştu.
"MHP GENEL BAŞKANI KENDİSİNE SANAL BİR DÜNYA TASAVVURU OLUŞTURMUŞ"
Başbakan
Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde hem BDP'ye hem de MHP'ye yüklendi.
BDP'ye, "AK Parti olarak biz bir risk alıyor, ülkenin kanayan yarasını
sarmanın mücadelesini veriyoruz. BDP, sen bu riski almak durumundasın"
diyen Başbakan Erdoğan, "Eğer Kandil'den gelecek mesaja göre hareket
edecek olursan bilesin ki, 'Ben bu kanın durması için şu kadar gayret
ettim' deme hakkına sahip değilsin" diye konuştu. Başbakan Erdoğan
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer BDP, MHP gibi davranırsa,
istismarı, popülizmi bir yöntem olarak seçerse, alışkanlıklarını bir
kenara koymazsa, yani cesur davranmazsa bu sürece hiçbir katkısı olmaz
ve olamaz. Ben MHP Genel Başkanı'nın son derece nezaketsiz, son derece
sakil ifadelerine cevap vermeyeceğimi ifade ettim. MHP Genel Başkanı
kendisine sanal bir dünya tasavvuru oluşturmuş ve o tasavvurun içinde
kendisi söylüyor, kendisi dinliyor. Dikkat ederseniz ne çözüme ilişkin
ne barışa ilişkin ne huzur ve güvenliğe ne de kardeşliğe ilişkin tek bir
cümle onun ağzından duyamazsınız, yoktur. Sadece komplo teorileriyle,
sadece öfke ve nefretin diliyle, sadece hakaret ederek muhalefet
yaptığını zannediyor. İnsana ilişkin, insanlığa ilişkin cümle kurmadığı
sürece MHP Genel Başkanı'nı bu konuda muhatap almamaya devam edeceğiz."
BAŞBAKAN, 90 DİYARBAKIRLI ÇOCUĞUN MEKTUBUNU OKUDU
Başbakan
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde ise AK Parti Kadın Kolları
Başkanlığı tarafından Çanakkale'ye geziye götürülen Diyarbakırlı 90
çocuğun duygularını anlatan mektuplarından bölümler okudu. Geziye
katılan çocukların Çanakkale'yi gördükten sonra duygularını dile
getirdikleri mektupları okuyan Erdoğan, çocukların içinde terör örgütü
tarafından istismar edilen çocuklar da bulunduğun söyledi. Erdoğan,
mektupları okumadan önce ise "Ama dikkat edin biz bu çocukların eline ne
molotof veriyoruz, ne taş veriyoruz. İşte biz bu çocuklarımızın eline
sadece kalemi veriyoruz, bilgisayarı veriyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın okuduğu mektuplar arasında ise "Sayenizde ilk defa uçağa bindim. Akan kanı durdurmanızı istiyoruz. Sizi
çok seviyoruz. Lütfen bu sorunlarımızı halledin, lütfen kan akmasın
artık. Bizi gönderdiniz öbür arkadaşlarımızı da Çanakkale'ye
göndermenizi istiyoruz" şeklinde ifadeler var. Başbakan'ın okuduğu
mektuplarda ise çocukların "Bir mezarda birden fazla şehit yattığını
görünce çok duygulandım" ve "Allah nasip ederse biz de bu topraklar için
şehit oluruz" şeklinde ifadeler var.
Başbakan Erdoğan ise
mektupları okuduktan sonra "Her zaman ifade ediyorum, şehitliklerimiz
bizim kardeşliğimizin anıtıdır" dedi. "Her çocuğa işte bu şekilde
ulaşmak zorundayız" diyen Erdoğan, "İnanıyorum ki bu 90 Diyarbakırlı
çocuğun hayatı değişecek, ülkeye bakışları değişecek en başta da millet
tasavvurları doğru olarak şekillenecektir. Terör örgütünün sorumsuz
siyasetçilerin, 'biz' ve 'onlar' diyerek ortaya koydukları ayrım
şehitliklerin de o şahidelerin de Diyarbakır'ı Hakkari'yi, Van'ı,
Yozgat'ı, Çankırı'yı, İstanbul'u görünce mutlaka değişecek, bizim
birlikte Türkiye olduğumuz daha da somutlaşacaktır" şeklinde konuştu.
Başbakan
Erdoğan konuşmasının sonunda ise "AK Parti teşkilatı olarak bu işe
yüreğimizi koyduk. İnşallah biz bu sorunu, terör sorunun çözecek, 2023'e
kardeşlikle yürümeye devam edeceğiz" dedi.
15.02.2013 22:44:50
''Yeni Anayasa için halka gideriz''
Başbakan Erdoğan konuşmasının büyük bir bölümünü, yeni anayasa çalışmalarına ayırdı.