EMSAL KARAR
12.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istedi. Davalı eski koca, davanın reddini istedi. Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kabulü ile 74 bin lira ana para ile 64 bin TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 138 bin TL’nin davalıdan tahsiline hükmetti. Davalının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, kararı bozdu. Bozmaya uyan Bursa 5. Asliye Hukuku Mahkemesi, davanın kısmen kabulü ile 37 bin TL'nin tahsiline karar verdi. Hüküm hem davacı hem de davalı tarafından temyiz edildi. Emsal bir karara imza atan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, miras parasının tamamının iade edilmesi gerektiğine hükmetti.
Yargıtay kararında şöyle denildi:
“Davacı taraf müşterek hesaptaki paranın ölen babasından intikalen gelen taşınmazın satışından elde edilen para olduğunu ileri sürmüş, davalı ise bu olguyu kabullenerek, davacıya babasından gelen ve müşterek hesaba yatırılan bu paranın gerek müşterek çocukları gerekse ortak evleri için kullandıkları savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, müşterek hesaptaki paranın davalı tarafından çekildiği, bu paranın tarafların müşterek çocuğunun sünnet düğünü için harcandığı ve ortak evin tadilatı için kullanıldığı yönündeki davalı savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesi ve yarı yarıya sorumluluk esası benimsenerek davanın kısmen kabulü ile 37 bin TL'nin 12.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bir eşin miras ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği mal varlığı değerleri kişisel mal kabul edilmektedir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, müşterek hesaptaki para, davacıya ölen babasından intikalen gelen kişisel mal varlığı olup, bunun müşterek hesaba yatırılmış olması, bu paranın niteliğini değiştirmeyecektir. Davalı tarafından çekildiği dosya kapsamı ile sabit olan paranın evlilik birliğine özgülenerek harcandığı davalı tarafından ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca, müşterek hesaptaki paranın tamamının davacıya ait kişisel mal varlığı kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir. Mahkeme kararı oy birliği ile bozulmuştur.”