"Denge bozulur"
İzmir 3. Tüketici Mahkemesi’nin kararında direnmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda ele alındı. 23 Eylül 2020 tarihli Genel Kurul kararında Tüketicinin Korunması Kanunu’nun “Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde ‘özürlüdür’ ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur” hükmü anımsatılarak tüketicinin aldanmasının önüne geçilerek uyarılması gereği vurgulandı. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin araçtaki ayıbın onarım masrafı ve onarıma bağlı değer kaybı toplamının yalnızca 2 bin TL olduğu, malın değerine kıyasla ayıbın hafifliği dikkate alındığında misli ile değişim yönünde karar verilmesinin taraflar arasındaki hak ve nefaset dengesini bozacağı görüşüne ise Hukuk Genel Kurul çoğunluğu katılmadı.
"Ayıp gizlenmiş"
Hürriyet gazetesinden Aysel Alp'in haberinde yer verdiği Genel Kurul kararında bundan sonraki davalarda emsal niteliğindeki şu tespitler dikkat çekti: “Gerçekten de tüketici, satın aldığı aracın sıfır kilometre araçlardan haklı olarak bekleneceği üzere, hasarsız olduğu düşüncesi ile sözleşmeyi imzalamış ve bu niteliğe göre bedelini ödemiştir. Ne var ki araç satış öncesi aşamada hasar görmesi yahut kusurlu imal edilmesi nedeniyle işlem görmüş ve bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere renk farklılığı olmaması için bagaj kapağına da boya taşırılarak ve boyanın orijinalliği bozularak kusurlu onarımlarla ayıp gizlenmek istenmiştir.
Uyarı bulunmalı
Oysa 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinin altıcı fıkrasının birinci cümlesi gereği, satışa ayıplı şekilde sunulan malda bu yöne ilişkin bir açıklama ve uyarının bulunması zorunludur. Gerek ayıbın açıklanan bu mahiyeti gerekse kusurlu onarımlarla kendisinden gizlenen ayıbın satımdan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkması ve hemen akabinde tüketicinin hakkını elde edebilmek için tüm yasal yolları takip etmesi göz önünde bulundurulduğunda somut olay bakımından malın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.”
Hukukçular, bu alanda açılmış yüzlerce dava açısından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının emsal niteliğinde olduğunu belirtirken, şirketin karar düzeltme için başvurduğu öğrenildi.