Kararda şöyle denildi:
"Söz konusu apartmanının yıkılması sonucu 2 kişi hayatını kaybetmiştir. Yapılan otopsi işlemleri sonucu ölenlerin göçüğe (depreme) bağlı olarak hayatlarını kaybettiklerinin tespit edildiği ortadadır. Ağır Ceza Mahkemesi, bina sahibi ve müteahhidi olan sanıkla, inşaatın teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen inşaat mühendisinin (fenni mesul) sanık ve yapının inşaat ustasının sanık hakkında ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarını vermiştir. Dosya çerçevesinden, binanın yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 22.12.2000 tarih ve 2000/56 numaralı yapı ruhsatının verildiği ancak yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Apartmanın yapım yılına göre, 1997 yılından sonra inşa edildiğinden 1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik çerçevesine girdiği, apartmana ait mimari, statik ve elektrik tesisat projelerinin tam olarak mevcut olmadığı, ancak zemin etüt raporunun bulunduğu ortadadır. 1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16'dan daha düşük olduğu, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılmasının zorunlu olduğu ibaresinin bulunduğu ortadadır. İçişleri Bakanlığı da sanık belediye başkanı hakkında soruşturma izni vermiştir. En son ruhsatı onaylayan ve mühürleyen kişinin ise Belediye Başkanı olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ekinde bulunması gereken belgelerin olup olmadığını kontrol etmeden önüne gelen evrakı imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve anılan suçun zamanaşımına uğradığı görülmektedir. Yapılan yargılama sonunda, sanık belediye başkanı hakkında açılan davanın, suç tarihinden karar tarihine kadar süre içinde zamanaşımının dolduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, sanık müdafinin sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, mahalli cumhuriyet savcısının ise sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir." İHA