Bazı okullarda bazı öğretmenlerin, öğrencilerinden ziyade yardımcı kitap, test kitabı ve kırtasiye malzemesi pazarlayan kişilere zaman ayırdığını duymakta, velilerin bu konudaki sıkıntılarını dinlemekteyiz. Emekli olmuş öğretmenlerden biri anlatıyor.
“Çalıştığım okulda öğretmenler, örencilerine farklı ve adı
duyulmamış yayınlar önererek öğrenci ve velinin gözünde itibar kazanmaya
çalışırlardı. Eğitimsiz ve bilinçsiz bir şehirde acayip havaları olurdu böyle
öğretmenlerin… Aykırı ve karizmatik öğretmen olmanın en önemli basamaklarından
biri buydu… Öğretmen böyle yaparak, Erzurumlunun hatta diğer öğretmenlerin bile
duymadığı kitapları, yayınları tanıyıp bilme ayrıcalığına ve kalitesine sahip olduğu
mesajını veriyordu çevresine… Aykırı ve karizmatik öğretmen imajı tuttu mu,özel derslerin önü açılırdı… Gelsin paralar, itibarlı çevreler ve (sahte de
olsa) şan, şöhret…”
Emekli öğretmenin bahsettiği yıllar, 1985–1995 yılları arasıydı.
Köprünün altından çok sular geçti:
Toplum değişti, hassasiyetler değişti.
Veli ve öğrenci profili değişti…
Sınav sistemleri değişti…
Yayıncılık değişti…
Türkiye değişti…
Gelin görün ki değişen hayat içerisinde insanların hırs, öne
çıkma, fark edilme, caka satma gibi nefse ait dürtüleri değişmedi…
Bilhassa sınıf öğretmenleri, insan eğitimin tamamının en önemli
safhası olan ilköğretim birinci sınıfında ve birinci kademenin tamamında
öğrenciye Türk milli eğitimin temel amaçlarını kavratmadan, alan bilgisini
öğrencilerine özümsetmeden, öğrencilerini sorumluluk sahibi ve özgüveni olan
bireyler olarak yetiştirme gayretine girmeden çocukları adeta test manyağı
haline getirmektedirler.
MEB’in mükemmel hazırlanmış ve öğrencilerin tamamına ücretsiz
dağıtılan ders kitaplarından ders işlemeyip, çocuklara kitap okuma alışkanlığı
kazandırmayıp, çocukların ifade gücünü geliştirmeyip ha bire çocuklara test
çözdürmeleri anlaşılır bir şey değildir.
Çocuğun “öğrenci kişiliği”nin oturduğu ilköğretim döneminde sınıf
öğretmenlerinin alan bilgisinin ve sosyalleşme sürecinin temellerini sağlam
atmaları gerekir. Öğrenemeyen öğrenciye test çözdürmek oldukça yanlış!
Bir kitabı, kaynağı bitiremeyen ve kavramakta sıkıntı çeken
öğrenciye onlarca test kitabı aldırmanın ve bu kitapları yarım yamalak
çözdürerek, eğitimi amacından uzaklaştırarak, öğrenciyi dağınık hale getiren
öğretmenlerin bu yaptıklarının hiçbir mantıklı açıklaması olamaz!
İlköğretimin ikinci kademesinde(6, 7 ve 8. sınıflar) SBS’lerden
dolayı test kitaplarının önerilmesi ilk bakışta doğru gibi gözükür. Ancak yine
bazı öğretmenlerin unuttuğu bir şey var: SBS soruları yine MEB’in öğrencilere
dağıttığı kitaplardan sorulmaktadır. Son SBS’lerde her dersten MEB’in
kitaplarından alıntı yapılmış birçok soru tespit ettik. Öncelikle bu kitaplar,öğrencilere özümsetilmelidir.
Geçen günlerde, öğrencisi bir devlet okuluna devam eden bir
velinin yakınması da oldukça dikkate değerdi: “Lise birinci sınıfa giden
öğrencime, İngilizce öğretmenin almamızı zorunlu kıldığı kitabın veya kitap
setinin fiyatı yaklaşık 160,00 TL…” Veli bu parayı nasıl denkleştireceğini kara
kara düşünedursun benim merak ettiğim konu şu: Acaba bu pahalı kitapları veliye
dayatan öğretmenimiz, öğrencilere önceki yıl ne kadar İngilizce öğretebildi?
İngilizcede de MEB’in kitapları yeterlidir.
Öğrencilere, hangi sınıfta olursa olsun mutlaka MEB’in
kitaplarından ders verilmelidir ve öğrencilere mutlaka kitap okuma alışkanlığı
kazandırılmalıdır.
Ayrıca, öğretmenlerin önerdikleri kitaplarının birçoğunun, göz
alıcı baskılarına rağmen oldukça niteliksiz ve eksik kaynaklar olduğunu yakinen
takip etmekteyim.
Bu, yayıncı-öğretmen, kırtasiyeci-öğretmen dayanışması kamuoyunda
artık can sıkıcı bir hal almaya başlamıştır. Öğretmenlerin ve yetkililerin bunu
bilmesi ve gözlemlemesi gerekir.