Zonguldak Ereğlili genç Uzun Mehmet, köyünün yakınında bulur o siyah taşı. Komutanının tarif ettiği gibi yakar. Yandığını görünce varır İstanbul'a ve kapar altın ödülünü.
O gün bugündür kömürle genç Mehmetlerin yolu kesişir durur. Ama her zaman işin sonunda altın ödülü yoktur. Altınlar eline geçmez ki genç Mehmetlerin!
Kimin eline geçer?
Kömürle genç Mehmetlerin flörtü kime yarar?
Ölen onlarca genç Mehmedin, sadece o siyah taşı keşfedip devletine müjdeyi verdiğinde, bir defacık yüzünü gördüğü, sarı, çil çil elli altını, bin kere geri almanın hikayesidir bu.
Sadece Uzun Mehmet'e verilen elli altını değil, nice kasaların saklayamayacağı altınları da üstüne almanın hikayesi...
1829'da o siyah taşın kömür olduğunu görüp, İstanbul'a koşarak müjdeyi veren Uzun Mehmet bilseydi ki, ardından gelecek Mehmetlerin başına bu siyah taş yüzünden neler gelecek...
Ah!.. Keşke bilseydi...
Altınları kim kapar?
Yazmazdı ilkokul kitaplarımız...
Yazmazdı ilkokul kitaplarımız...
Büyüyünce; Hayat Bilgisi derslerinden öğrendik, Uzun ve genç Mehmetlerin altın hikayesini...
Biz ne mesut bir milletiz ki taşı toprağı altındır da memleketimizin, üstündeki altınları topladığımız yetmez. Toprağın altına sıra gelmiştir ve 1829'dan beri salarız Mehmetleri yerin altına.
Çıkarın altınları.
Pardon!
Kömürleri.
Gençlik Bayramı haftasında, -şimdilik- 280 genç... Devletin istatistikleri 25-35 yaş arasını genç kabul ettiğine göre... Ne de anlamlı hafta oldu!
Devletin yetkililerine göre-sıkı tedbirler alan- kömür maden ocağında,
devletin profesörünün beyanına göre mışıl mışıl uyuyarak, acı çekmeden, feryat etmeden
( ki feryat etsen ne yazar, feryadını kim duyar?!) -
devletin müfettişlerinin beyanına göre sorumlular hakkında sayı belli olduktan sonra açılacak soruşturmayla,
devletin bakanına göre sorumlulardan hesabı sorularak,
ve devletin başbakanına göre madenciliğin fıtratından gelen kazayla...
Biz ne mesut bir milletiz ki taşı toprağı altındır da memleketimizin, üstündeki altınları topladığımız yetmez. Toprağın altına sıra gelmiştir ve 1829'dan beri salarız Mehmetleri yerin altına.
Çıkarın altınları.
Pardon!
Kömürleri.
Gençlik Bayramı haftasında, -şimdilik- 280 genç... Devletin istatistikleri 25-35 yaş arasını genç kabul ettiğine göre... Ne de anlamlı hafta oldu!
Devletin yetkililerine göre-sıkı tedbirler alan- kömür maden ocağında,
devletin profesörünün beyanına göre mışıl mışıl uyuyarak, acı çekmeden, feryat etmeden
( ki feryat etsen ne yazar, feryadını kim duyar?!) -
devletin müfettişlerinin beyanına göre sorumlular hakkında sayı belli olduktan sonra açılacak soruşturmayla,
devletin bakanına göre sorumlulardan hesabı sorularak,
ve devletin başbakanına göre madenciliğin fıtratından gelen kazayla...
Ölen onlarca genç Mehmedin, sadece o siyah taşı keşfedip devletine müjdeyi verdiğinde, bir defacık yüzünü gördüğü, sarı, çil çil elli altını, bin kere geri almanın hikayesidir bu.
Sadece Uzun Mehmet'e verilen elli altını değil, nice kasaların saklayamayacağı altınları da üstüne almanın hikayesi...
1829'da o siyah taşın kömür olduğunu görüp, İstanbul'a koşarak müjdeyi veren Uzun Mehmet bilseydi ki, ardından gelecek Mehmetlerin başına bu siyah taş yüzünden neler gelecek...
Ah!.. Keşke bilseydi...
16.05.2014 16:45:58