TP partisi genel başkanı Şener Erzurum'da!..

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, bölge toplantısına katılmak üzere Erzurum'a geldi.

Erzurum Ajans-Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanı Abdullatif Şener, füze kalkanının kurulması kararıyla birlikte Türkiye'nin bağımsız dış politika dinamiklerinin yıkıldığını iddia ederek, "Bir Başbakan'ın ülkesine yapabileceği en büyük kötülük budur" dedi.

Erzurum İl Başkanlığı'nca düzenlenen 6. Bölge Teşkilat Toplantısı'na katılmak üzere bugün kente gelen Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanı Abdullatif Şener, Tufan Restaurant'ta düzenlenen programda partililere seslendi. Partililerinin 'Başbakan Şener' sloganları arasında konuşan TP Genel Başkanı Abdullatif Şener, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de kurulması kararlaştırılan füze kalkanının ülkeyi kimden ve neyden koruyacağını açıklaması gerektiğini söyledi. "Başbakan'a sorun deyin ki 'Sayın

Başbakan, buna imza attınız. İktidar olarak onay verdiniz. Bu kalkan bizi kimden koruyacak?' Bunun cevabını versin, ben bu Hükümet'i eleştirmeyeceğim. Ama veremez" dedi.

TP Genel Başkanı Şener, "Bu füze kalkanı neyin nesi? Hükümet, belgeye İran ve diğer İslam ülkelerinin adını yazdırmadık diye hava atıyor. Yazdırmadın ama imzaladığın diğer belgelerde hepsinin, İslam ülkelerinin adı var. Adını yazdırmamanın da pek bir önemi yok. Çünkü Batılı ülkeler tehdidin İslam ülkeleri olduğunu ilan ettiler. Buna karşı bize diyorlar ki savunma hatları sizde olacak. Nüklere füzeler geldiği zaman bu füzelere karşı kalkan, siz olacaksınız. Böyle bir anlayış olmaz. Tarafı olmadığım bir

çatışmanın neden savaş alanı haline dönüşeceğim. Hadi nükleer füzelere kalkan oldun, füzeyi önledin. Bunun nükleer serpintisini, felaketlerini yıllarca sen taşıyacaksın. Kalkan olmak demek budur. Bir de bu kalkan kurulurken Türkiye masraflara katılacakmış. Bunların yaptığı pazarlık Nasrettin Hoca'nın alışverişine bile benzemiyor. Başbakan önce, kumanda bizde olsun dedi. Bir hafta sonra kumanda NATO'da olsun diyor. Kumanda başkasında olunca sana ne faydası var? Bir söylediği bir söylediğini tutmayan,

sürekli dönen bir siyaset. Füze kalkanıyla Türkiye'nin bağımsız dış politika dinamikleri yıkıldı. Bir Başbakan'ın ülkesine yapabileceği en büyük kötülük budur. Böyle ülke yönetilmez. Onun için tüm politikaların ülke insanı için olduğu bir siyaseti hakim kılmak bizim görevimiz" diye konuştu.

TP'nin bundan sonra yapılacak tüm seçimlerde oy pusulasında yer alacağını vurgulayan Şener, "Yüreği Türkiye diye atan, bu ülkenin 73 milyon insanı huzurlu, mutlu olsun, birbirini kardeş bilsin diye inanan insanlarla yola çıktık. Şunu bilin ki bu ülkenin geleceği aydınlıktır. Geleceğin Türkiyesi'ni hep birlikte inşa edeceğiz. Birbirine kötü gözle bakan ve ülke evlatlarını birbirine düşman eden bugünün siyasi parti genel başkanlarının devri sona erecek. Kavramlar üzerinden kavga yaparak birbirine kin ve

nefretle bakmasını sağlayarak, ülkeyi parçalayarak oy almaya çalışan, iktidarını ve muhalefetini sürdürmeye çalışan liderlerin devri bitecek. Onun yerine düşünce, etnik köken, yaşama biçimi hatta parti farkllııklarına rağmen biz bu ülkeyi birlikte ayağa kaldıracağız. Ayağımız bu topraklardadır, Dünya'ya Türkiye'den bakıyoruz. Bizim için bu ülke önemli. TP'nin girdiği her yerde kin ve nefret duyguları bitecek, herkes farkılılklarıya birbirini sevecek. Farklı partili olmak TP'ye göre kin ve düşmanlık nedeni

değildir. Demokrasilerde tek bir parti olur mu? Olmaz. Her parti varlığını diğer partilere borçludur. Mecliste yalandan kavga edenlere bakmayın. Dışarda aslında hepsi birbirine muhtaç" diye konuştu.

"EKONOMİ POLİTİKASI MİLLİ DEĞİL"

Şu an Türkiye'de uygulanan ekonomi politikasının küresel sermayeye hizmet ettiğini iddia eden Şener, şöyle devam etti: "Erdoğan hükümetinin uyguladığı politika, yabancı ülkenin işsizlerine iş buluyor. Buradakileri umutsuz kılıyor. Erdoğan hükümetinin izlediği politika çiftçileri, besicileri perişan ederken, yabancı ülkelerin çiftçilerine hizmet ediyor. Eğer bir ülkenin siyasi iktidarı kendi ülkesindeki hayvancılar, ziraatçılar için değil de yabancılar için politika üretir ve uygularsa memleketin geleceği

hal budur. Bu ülkede onlarca yıldır oluşturulmuş ne kadar kurum varsa bu hükümet onları mahvetti. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hükümet yoktur. İktidar olmak demek kendi insanına hizmet etmek demektir. Ben bu hükümetten ayrılalı 3 yıl oldu. Bu sürede Türkiye et ithal eder oldu. Tütün üretimi bitti. Pamuk üretimi vardı şimdi üretimden daha fazlası Yunanistan'dan ithal ediliyor. Meyve, sebze ve hububat üretimi yapılamaz hale geldi. Çünkü öyle bir iktidar var ki mili politika yerine küresel sermayenin

politikalarını uyguluyor. Türkiyede en çok parayı kim kazanıyor? Ekonomiyi anlamak için buna bakacaksın. İki zümre kazanıyor. Bir hükümetle dirsek temasında olan yandaşlar, ikincisi ise bu iktidarla yandaş olanların iş birliği yaptığı yabancılar. Yandaşlar ve yabancıların kazandığı bir ekonomi düzeni kuruldu. Bunun için işçi, emekli, çiftçi, memur ve asgari ücretli perişan. Ülkenin bütün kaynakları yandaşlara ve yabancılara çalışırken bu ülkenin mağdur ve mazlum insanları perişan olmaz mı?"

"BU ÜLKEDE HERKESE DOKUNULUYOR AMA SİYASETÇİYE ASLA"

Bu ülkede herkese dokunulduğunu, sadece siyasetçiye dokunulamadığını aktaran Şener, "Polis tutar götürür, hakim ve savcılar hakkında karar verir. Sadece milletvekillerine, bakan ve başbakanlara dokunulamıyor. Yolsuzluk olduğu zaman savcı herhangi bir işlem yapamıyor. Şu an mecliste 700'ün üzerinde görevdeyken işlenen suçlarla ilgili dokunulmazlık dosyası var ama bunlarla ilgili tezkere yazılamaz. Bir başbakan yolsuzluk yaptığı zaman mecliste 3 kere oylama yapılması ve milletvekillerinin büyük

çoğunluğunun bunu onaylaması lazım. Bu Türkiye'de mümkün mü? Cumhuriyet tarihinde dokunulmazlık tezkerelerinin görüşülmediği tek dönem, bu dönemdir. Başbakan'ın da 3 tane dosyası var. TP olarak bakan, başbakana dokunulacak bir düzen kuracağız. Halk hesap soracak. Bazıları diyor ki sen de 16 sene milletvekilliği, 6 sene bakanlık yaptın, niye düzeltmedin? Ben bunu tek başıma nasıl yapabilirim? Ayrıca benim de dokunulmazlığım vardı ama 16 yıl boyunca hakkımda tek bir dotalayarak oy almaya

çalışakunulmazlık tezkeresi meclise gelmedi. Meclisteyken dokunulmazlığa ihtiyacım yoktu, şimdi de yok. Aynı sizin gibiyim. Size de bana da dokunabilirler. Ama Türkiye Partisi olarak hodri meydan diyoruz. Bakalım kim kime dokunacak?" dedi.


28.11.2010 00:18:00