Davalı bankanın mahkemeye sunduğu 'İş Kıyafeti Uygulama Esasları'nın davacıyı haklı konuma getirdiği vurgulanan Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında; "Özel Daire bozma kararında davacı işçinin kaza tarihinde bol paçalı pantolon ve sivri topuklu ayakkabı giymek suretiyle meydana gelen kazada ağır kusuru bulunması sebebiyle illiyet bağının kesildiğinden söz edilerek davalı işverenin kazadan dolayı sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. Ancak davalı işverenin İş Kıyafeti Uygulama Esasları bu tespiti doğrulamamaktadır. Zira, belirtilen düzenlemede iş kadının nasıl giyinmesi gerektiği belirtilmiş olup, bu belirleme gereğince de davacı işçinin kaza gününde giymiş olduğu kıyafet ve ayakkabının iş yeri için belirlenen esaslara uygun bir kıyafet olduğu anlaşılmaktadır. Kıyafetlerin ve ayakkabıların banka içinde olası düşmeyi önleyici şekilde giyinilmesi konusunda çalışanlara gerekli uyarıda bulunulmadığı, gereken iş güvenliğine dair eğitim, gözetim ve denetim görevinin davalı işverence yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle, eldeki davada davacının meydana gelen kazada ağır kusuru bulunduğundan bahisle illiyet bağının kesildiğinden söz edilemez. Hâl böyle olunca, yerel mahkemece açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygundur.Ne var ki, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir." ifadeleri yer aldı.