Hatırlarsınız bir yıl öncesine kadar Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Müdürüydü... Kentin sorunlarına yönelik birçok analiz yapmış, araştırmaya imza atmıştı...
İlk olarak kentteki hava kirliliğini tartışmaya açtı Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu...
Yapılan ölçümlerin sağlıksız, kirliliğin ‘meteorolojik nedenlerden değil, ısınmadan kaynaklı’ olduğunu rakamlarla ortaya koydu...
Rahatsız etti birilerini... Her daim başarıyla gerçekleştirdikleri karalama kampanyalarının ilk sırasına oturttular Demircioğlu’nu...
Ama O, bilimsel araştırmalarına, ölçümlerine dayanarak doğruyu söylemeye devam etti.
Geçen yıl...
“Su da fenol var” dedi...
“Su kokuyor, rengi sapsarı, tadı bozuk” diye haykırdı...
Olan oldu tabi... Bilimadamı Demircioğlu, önce üstlerinden fırçayı yedi... Araştırmalarından zaman bulupta oturamadığı müdürlük koltuğundan oldu... Yaptığı diğer analizlerin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmasına izin verilmedi... İdari para cezası kesildi, maaşının bir bölümü gitti...
En kötüsü, sahtekarlıkla suçlandı...
Sonra...
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, “YÖK’e şikayet edeceğim” dedi...
Etti şikayetini...
Verdi mahkemeye bilimadamı Demircioğlu’nu... Yanlış hatırlamıyorsam 15 bin lira istedi tazminat olarak...
Niye? “Su kirli” dedi diye...
ESKİ Genel Müdürü Remzi Ertek’in açıklamalarını okurken aklıma geldi Nuhi hoca...
Binlerce dolar harcanarak yaptırılan arıtma tesisine yine binlerce dolar harcayarak ozonlama sistemi kurmuşlar...
Genel Müdür Ertek’in “Zaten temizdi” dediği içme suyunu ozonlamaya başlamışlar ‘daha temiz’ olsun diye...
Barajın çevresindeki köylerin kamulaştırma işi de devam ediyormuş...
Ha, bir de “Bizim suyumuz çeşme sularından daha kaliteli” demiş Genel Müdür Ertek...
İçtik içeceğimizi Sayın Ertek...
Kanalizasyonların karıştığı suyu içtik!
Benim gibi otomobili olmayanlar içti o suyu... Damacanaya verecek parası olmayan fukaralar içtiler, içmek zorunda bırakıldılar!..
Kimseden hesabını soramayız artık...
O kudret ki, bilimi, ilim irfan sahiplerini ‘sahtekar’ ilan etti!
Bakın Nuhi hocaya, şimdilerde mahkeme koridorlarında gidip, geliyor...
Ama yıkılmadı, dimdik ayakta... Onuncu köyünü arıyor...
11.02.2010 01:32:00