Karadayı Şirketler Grubu'nun New City inşaatı bir hışımla başladı ve çok hızlı yükseldi.
Ne olduysa oldu, Erzurum'da Büyükşehir Belediye Başkanı'nın değişmesiyle birlikte bu çok görkemli proje çıkmaza girdi. İnşaat durduruldu; çalışanlar 'nümayiş'* yaptı,
Hak sahipleri dolandırıldıkları 'zehabına'* kapıldı!
Konu bu 'kadim'* şehrin tek gündemi oldu. Hâlâ da gündemdeki sırasını koruyor.
Erzurum ölçeğinde bu büyüklükte bir iş her zaman önemlidir ve çok sayıda insanı doğrudan ve dolaylı ilgilendirir.
Bir gazeteci olarak bizi de ilgilendirdi; çünkü, tarafların karşılıklı açıklamalarını hep biz yayınlıyor, bizler yazıp çiziyoruz...
Bugüne kadar kimse bu devasa sorunu nasıl çözecekleri konusunda ciddi bir öneri getirmedi. Herkes suçun nerede ve kimde olduğunu geveleyip durdu, duruyor...
Kısacası; genç yaşına rağmen babasından aldığı bir güven mirasıyla binlerce konut üreten Ahmet Metin Karadayı, çok genç yaşta Erzurum'un Şehr-i Emin'i* olan Ahmet Küçükler ile birlikte hiç bir zorluk ve sorumluluk duymadan dört nala koşuyordu.
Belediye adeta Karadayı İnşaat'ın reklam işlerinin yürütücüsü gibiydi. Her sokakta, her kavşakta, her direkte kurulmuş olan devasa panolarda Karadayıİnşaat'ın yapacağı işler Büyükşehir Belediyesi'nin kendi hizmetleri içerisinde gösterilerek ahaliye* reklam ediliyordu.
İşin büyüklüğünden korkup yapılamaz gibi şüpheyle bakan insanlarda, bu durumda Karadayı'ya itimat ve güven duyarak elinde, avucunda ne varsa ev almak için yatırıyorlardı.
Tam bir talep patlaması vardı ve herkes halinden ve hayallerinden memnundu.
Ne güzel!
***
Bu rüya çok kısa sürdü...
Pay-i taht* İstanbul'da kurtlarla dans etmiş Mehmet Sekmen,Erzurum'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturunca tüm hesaplar bozuldu!..
Minik bir araştırmayla yapılan ev sayısından çok hak sahibi olduğu ortaya çıkınca bomba patladı... İnşaat mühürlendi, tedirginlik başladı...
Konuşulanlar, yapılan resmi, gayri resmi açıklamalar o kadar çetrefilliydi ki!
Binlerce konut yapılacak olan arsanın bir kısmı belediyeye ait; ama parası verilmeden inşaat başlatılmış...
Temel yokmuş...
Blok sayısı artırılmış...
Kat sayısı yükseltilmiş...
Ruhsat sorunluymuş...
Belediyeye karşı olan taahhütler yerine getirmemişler... Falan filan...
Hal ve hakikat böyle iken Büyük Erzurum'un Başkanı Küçükler Efendi,bu kadar yanlışa ve de noksana rağmen göz yummuş...
Kanunlar gereği müdahale etmemiş,üstelik bu kanunsuzluğu cesaretlendirmiş.
Velhasıl olan olmuş!
Yani gariban vatandaş, hem de çifte kavrulmuş kıvamında yanmış!
Gerçi eski başkan Küçükler ile Karadayıarasındaki yakınlığı ve ilişkilerinin çok özel ve üst düzeyde olduğunu Erzurum'da duymayan kalmamış...
Karadayı,tüm imkânları ile Küçükler'in tekrar aday olmasını ve aday olursa seçilmesini sağlamak için didinip durmuş!..
Ancak; o ata sözünde olduğu gibi ;"Ağamın atı bu kez öyle koşamamış.."
Son bir manevra ile kamuoyuna "Karadayı Gurup AKP'nin yanında"gibi manşetler atılsa da iş işten çoktan geçmiş.
***
Başkan Sekmen'in beyanatlarından açıkça anlaşılan şu:
Kardayı İnşaat belediyeye karşı yükümlülüklerini yerine getirmemiş; bu nedenle kanunları uygulayarak belediye inşaatı durdurmuş ve "Eğer gerekli işlemleri yerine getirirsen inşaatına başlayabilirsin " demiş. Buraya kadar anlattıklarımı da yazdıklarımı da bilmeyen kaldı mı acaba!
Peki, bu yazı bilinenlerden farklı ne anlatıyor, deresiniz!
Durun onu da açıklayayım. Dün sabah Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'ebizzat kendim sordum.
-"Gelinen bu noktada sadece Kardayı mı suçlu? Bugün inşaatı durduran, 'yükümlülükleri yerine getir' diyen belediye, bir önceki başkan Ahmet Küçükler yönetimindeyken,bu prosedürler neden uygulanmıyordu?"
- "Bu kadar insanın mağdur olmasına sebebiyet veren eski Başkan Küçükler'in de dolaylı olarak sorumlu olduğunu siz de defalarca dillendirmediniz mi, bu anlamda hukuki olarak bir süreç başlatıldı mı?"
Başkan Sekmen, gerekenin yapıldığını belirtti. Göreve gelir gelmez konuyla ilgili çalışma başlattığını ve İçişleri Bakanlığı'ndan müfettiş talep ettiğini söyledi. Bu müfettişlerin de geçtiğimiz günlerde raporlarını sunduklarını anlatarak, mevcut durumla ilgili artık hukuki bir süreç başladığını açıkladı. Üstelik Cumhuriyet Savcılığı'na gerekli suç duyurusunda bulunduğunu da üstüne basa basa bildirdi.
Yalnız tüm ısrarlarıma rağmen; 'hiç kimseyi ayırt etmeden' dedi; ama Ahmet Küçükler'in ismini vermedi!
------
Yazının özü; Bu işten anladığımı trafik kazaları sonrası tutulan "Kaza Tespit Tutanağı"diliyle izah edeyim: 8 'de 5, Küçükler suçlu!.. Karadayı 2, Sekmen1
Sekmen'in suçu ne diye sorarsanız, onu da söyleyeyim; kaza raporunu görmüş; ama isimleri açıkça söylemiyor.
-------
Son söz:En büyük suçlu gösterilen Sayın Küçükler!.. Neden susuyorsunuz? Konuşması gereken muhteremlerin susması reva mı?
Avcılığı ve yağcılığı iyi bilenler ötün de görelim!
Aslanlar kükredi de, sözü olanlar nerede!
-------
Dipnot ;Gündem Osmanlıca tartışması olunca duru bir Türkçeci olan ben de;bu yazımda bazı kelimeleri özelikle kullandım. Ancak, ardından da açıklama gereksinimi duydum.
* nümayiş : Gösteri... Eylem...
* Zehab : Vesveselenmek... kuruntuya düşmek..
* Kadim : Doğurgan,üretgen, eski...
* Şehr-i Emin : Belediye Başkanı
* Ahali : Halk
* Pay-i taht : Başkent
10.12.2014 19:10:11