Erzurumajans-19. Milli Eğitim Şurası'nda alınan 'Osmanlı Türkçesi'nin liselerde ders
olarak okutulması kararının Şura'da önergesini veren ve Şura alt
komisyonu ile genel kurulunda savunmasını yapan DES Genel Başkanı Gürkan
Avcı, bir haftadır yaşanan sert tartışmalardan ve kararın pedagojik
değil ideolojik zeminde münakaşa edilmesinden üzüntü duyduğunu söyledi.
OSMANLICA SİYASİ POLEMİĞE DÖNÜŞTÜ
Şura'da öneriyi tamamen
pedagojik düzlemde çocuk ve gençlerimizin dil, yazı, kültür, sanat,
estetik ve duyuşsal gelişimi ile tarihlerini daha nitelikli öğrenmeleri
kaygısıyla verdiğini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel
Başkanı Gürkan Avcı, konunun siyasi polemiğe dönüşmesinden rahatsızlık
hissettiğini kaydetti.
OSMANLICA ARAP ALFABESİ DEĞİL
Osmanlı
Türkçesi dersi önerilerine sırf siyasi ve ideolojik mülahazalarla karşı
çıkanlar kadar destekleyenleri de samimi görmemekle birlikte sağlıklı
bulmadıklarını ifade eden Gürkan Avcı, "Osmanlıca denilen aslında
Türkçedir. Osmanlı Türkçesi demek daha doğrudur. İçinde bugünkü Türkçede
batı dillerinden kelimeler olduğu gibi Osmanlı Türkçesinde de Arapça,
Farsça, İtalyanca, Fransızca ve eski Yunanca gibi dillerden geçen birçok
kelime vardır. Alfabesi de aslında Arap alfabesi değildir. 28 harfli
Arap alfabesi Türk fonetiğine uygun hale geliştirilmiş 36 harfli özgün
bir Türk alfabesine dönüştürülmüştür. Okunması dahi farklı kurallara
göre evriltilmiştir" diye konuştu.
İDEOLOJİK DEĞİL PEDAGOJİK BAKIN!
Türkiye'de çocuk ve gençlerin genellikle batı kaynaklı kültür, sanat
ve edebi ürünlerle büyüdüğünü, bununda kültürel yabancılaşma ve yozlaşma
sorununu beraberinde getirdiğini kaydeden Gürkan Avcı, "Balkanlardan
Mezopotamya'ya, Afrika'dan Kafkaslara, Uygurlara kadar geniş bir
coğrafyada hüküm sürmüş bin yılı aşkın bir dil ve kültür birikiminin
gençlerimizin aracısız kullanımına açılması önemli bir eğitim reformu
olacaktır. İlgili ve istekli gençlerimiz bu derin ve renkli dili,
kültürü barış ve kardeşlik içinde yazmalı, okumalı ve
içselleştirebilmelidir. Eğitimde atılacak böylesi adımlar çok derin
siyasal sorunların çözümüne de katkı sunacaktır" dedi.
OSMANLICA MEDENİYET LİSANI
36 harfli Osmanlı Türkçesinin bir 'Medeniyet Lisanı' olduğunu ve gerek
telaffuz gerekse şekil itirabiyle zirveye ulaşmış segmentleri
bulunduğunu söyleyen Gürkan Avcı, "Osmanlıcayı bilmeyen bir nesil ile
tarihimizden uzaklaştırılır iken, aslında ana dilimizden de bir hayli
uzaklaştık. Türk edebiyatına milyonlarca eser kazandıran, milyonlarca
arşiv belgesinin oluşturulduğu tarihî bir yazı dili olan Osmanlıca,
dilimizin incelik ve zenginliği, sanatımızın ve sanatçılarımızın estetik
zirvesini, milletimizin duyuş ve düşünüş keyfiyetini, yaklaşık bin
yıllık siyasî, sosyal, ekonomik, askerî ve kültürel tarihini okuma,
anlama ve tarihinden ders alarak geleceğe o büyük vizyondan bakma imkânı
sağlayacaktır" dedi.
ALEVİLERİN SESİ DE BİZ OLDUK!
Şura'da
'Aleviliğin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders müfredatında gözden
geçirilerek nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesi' yönünde de önerge
sunduklarını fakat önergelerinin reddedildiğini hatırlatan Gürkan Avcı,
şunları söyledi;
KÜRTLERİN SESİ DE BİZ OLDUK!
Şura'da
Türkiye'nin sorunlarının çözümüne katkı sunmaya çalıştık. Şura'da 'Çift
Dilli Eğitim'i de biz önerdik, savunduk. Şura'da tamamen pedagojik ve
bilimsel bir vizyonla hareket ettik. Bütün çocuklarımızın ve
velilerimizin sesi olmaya, tüm eğitimcilerimizin temsilcisi olmaya
gayret ettik. 78 milyon vatandaşımızın vicdanı, özgür, bağımsız ve
demokrat sendikası olma sorumluluğuyla hareket ettik. 38 ortak ve
müstakil önergemizden 23'ü kabul gördü.
ÖNERGELERİMİZİN BİRÇOK BOYUTU BULUNUYOR!
Alevilik ve Çift dilli eğitim önergelirimiz ile Osmanlı Türkçesi
önergemizin de akadimesyenler, MEB uzmanları, dilbilimciler, pedagoglar,STK' lar ve aynı zamanda çocukların bir araya geldiği çalıştaylar
maharetiyle masaya yatırılması gerekiyor. Bu önergelerimizin sadece
siyasal değil, pedagojik, sosyal -psikolojik olmak üzere birçok boyutu
bulunuyor. Eğitimde farklı inançlara yeterli ve nitelikli bir şekilde
yer verilmemesi ve yine eğitimde resmi dilin yanında yerel dillerin
kullanılmamasının olumsuz pedagojik sonuçları dışında birçok sosyal,
siyasal, psikolojik hatta iktisadi sorun doğurduğu da bir vakadır. Dil
ve inanç bir iletişim aracı olmanın yanında aynı zamanda akademik
gelişimde önemli bir araçtır. Dil ile bilim ve eğitim arasında sıkı bir
ilişki bulunmaktadır. Eğitim dili insanın kimlik kazanmasında, inanç
ise kültürel değerleri içselleştirmesinde, düşünsel yaratıcılığında
önemli bir işleve sahiptir.
13.12.2014 17:56:30
Milli Eğitim Şurasında Osmanlıca önergesini niçin verdik
DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, bir haftadır yaşanan sert tartışmalardan ve kararın pedagojik değil ideolojik zeminde münakaşa edilmesinden üzüntü duyduğunu söyledi.