Erzurumajans-Virüs sonrası hayatımızda belki de en büyük değişiklik sosyal ilişkilerimizde olacak. Büyüklerimizi ziyaret etmeyi ertelemeyeceğiz. Daha çok gönül alacağız.
SORU: Son zamanlarda yeni normal diye bir cümleyi çok sık duyar hâle geldik. Sözü edilen bu yeni normalin nasıl olması planlanıyor? Virüsten sonra nasıl yaşayacağız?
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Faruk Yağcı
CEVAP: Burada söyleyeceklerim tamamen kendi fikirlerimdir. Herhangi bir objektif dayanağa sahip değildir. Sahanın içinden ve hastalığı geçirmiş uzun sayılabilecek süre hastanede yatmış birisi olarak duygularım da mutlaka işin içine karışmıştır.
Öncelikle hayatın normale dönmesinin bir zaman alacağını ancak asla yıllar sürmeyeceğini söyleyebilirim. Bu şekilde kısıtlı yaşamak yaradılışa aykırı. Bir süre tahammül edilebilir ancak devamında insanlar eski hayatlarını isteyecekler ve ona ulaşmanın yollarını bulacaklardır.
Bir süre bedensel olarak birbirimizden uzak dursak da belli zaman sonrasında mutlaka bir araya geleceğiz, sohbetler edeceğiz, sportif aktivitelerde bulunacağız. Aksi takdirde bir vürüsün kontrolüne girmiş oluruz ki, bu tarihî olarak da tıbbi olarak da mümkün değil.
Virüs sonrası hayatımızda belki de en büyük değişiklik sosyal ilişkilerimizde olacak. Büyüklerimizi ziyaret etmeyi ertelemeyeceğiz. Daha çok gönül alacağız.
Hayatımızdaki insanların kıymetini bileceğiz. Yeterince yakın davranmadığımız insanların eksik olması hâlinde ne kadar zorlanacağımızı öğrenmiş olacağız.
Sağlığımıza daha fazla dikkat edeceğiz, hekimle bağlantımızı ihmal etmeyeceğiz. Maddiyattan çok daha önemlisinin sağlık ve yardımlaşılabilecek insanlarla birlikte yaşamak olduğunu anlayacağız. Özellikle yaşlılar olmak üzere ihtiyaç sahiplerinin varlığını akıldan çıkarmayacağız.
ÖNCE DUYGULAR DEĞİŞECEK
Yeni normal diye bir şey olacak mı bilemiyorum. Ancak bütün dünyada insanların duygularının değişeceği bir gerçek. Yeni normal, öncelikle duygularımızda olacak. Acımasızca çalışmak, uzayan mesai saatleri muhtemelen olmayacak. Evden çalışma diye bir şeyin olduğunu anladık.
Ofislerde çalışanların belki yarısı evden, yarısı ofisten çalışacak. Bütün dünyada yardımlaşma ve diğer insanların aç kalmaması için çalışma ön plana çıkacak. Belki temel vatandaşlık maaşı gündeme gelecek. Siyaset önemsizleşirken gündelik hayatımız için çalışmak daha önemli hâle gelecek.
Ben, yeni normali tanımlarken artık kimseye sarılmayacak, öpüşmeyeceğiz diyenlere katılmıyorum. Bu, insani değil ancak biraz zaman alacak.
KİREÇLENMENİN ÇÖZÜMÜ DİZ PROTEZİNDE
SORU: Güzel annem 81 yaşında sadece dizinde ağrı var. NİMES combo jel sürse ağrı geçer mi? İlginize şimdiden teşekkür eder hayırlı ramazanlar dileriz.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Atilla Parmaksızoğlu:
CEVAP: İleri yaşlarda diz ağrılarının en önemli sebeplerinin başında kireçlenme (kullanmaya bağlı yıpranma) gelir. Şişlik ve ağrı varsa ilk yapılacak tedavi istirahat ve buz uygulamasıdır. Diz önü ve arkası kasların kuvvetlenmesi için egzersiz yapılmalıdır. İlave olarak hekim tavsiyesi ile İlaçlar kullanılmalıdır. Çekilecek röntgenlerde yıpranma ileri düzeyde ise ve hastanın durumu müsaitse diz protezi yapmak gerekir. Birçok kişi diz protezinden korkabilir ama korkmaya gerek yok. Hasta, dengeli ve iyi yapılmış bir diz protezinden sonra kendi dizi gibi ağrısız ve hiçbir hareket sınırlaması olmadan uzun seneler boyunca hayatını konforlu bir şekilde sürdürebilir.
HAREKETSİZLİK BACAK DAMARLARININ TIKANMASINA YOL AÇIYOR
SORU: Yaklaşık iki aydır evde olan 85 yaşındaki babamın ayağı dizden ayak parmaklarına kadar şişkin durumda. Ne yapabilirim? Sevgi ve muhabbetlerimle
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Atilla Parmaksızoğlu:
CEVAP: Covid- 19 sebebi ile 65 yaş üstü kişilerin uzun süre evde kalmaları hareketsizlikleri de beraberinde getirmektedir. Hareketsizlik özellikle alt ekstremitelerde ( bacaklar) kan dolaşımının yavaşlamasına sebep oluyor. Bacaklara giden temiz kanın venöz ( kirli kan taşıyan damar) sistem aracılığı ile geri dönüşümündeki gecikme bacaklarda şişlik, hatta hareketsizlik uzarsa damar içinde pıhtı oluşmasına sebep olabilir. Bu durumda ev içinde bile olsa her gün belli aralıklarla yürüme egzersizleri yapmak, istirahat sırasında ise ayak parmakları ve ayak bileğini her yöne hareket ettirmek gerekir. Ayrıca tromboemboli çoraplarını kullanmak da fayda sağlar. Şayet şişlikle birlikte ağrı varsa İleri tetkik ve tedavi için hastaneye müracaat edilmelidir.
OTOSKLEROZ AMELİYATINDAN SONRA TAT KAYBI GÖRÜLEBİLİR
SORU: Merhaba
Ben üç ay önce kulağımdan otoskleroz ameliyatı oldum. Fakat ameliyat olduğum hastane pandemi hastanesi ilan edildiği için gidemiyorum. Doktorum, ameliyat bölgesinde zar arkasına konulan tamponların bir süre genizden akıntı oluşturacağını söylemişti. Şu anda hâlâ bu geniz akıntısı devam ediyor. Bu normal midir, yoksa Covid-19 etkilerinden olan tat kaybının bir yansıması mıdır?
Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İrfan Devranoğlu:
CEVAP: Tat ve koku kaybı Covid-19 da görülebilmektedir. Ancak size uygulanan otoskleroz ameliyatından sonra da yalnız tat kaybı görülebilir. Bu da yaklaşık üç-altı ay sürebilir.
Geniz akıntısının yapılan operasyonla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bunun için KBB muayenesi uygun olacaktır. Gerekirse filmleri çekilebilir.
SİGARAYI BIRAKINCA ŞİKÂYETLER HEMEN GEÇMEZ
SORU: Sevgili doktor arkadaşlar, sigaradan dolayı göğüs hastalıkları doktoru bana KOAH başlangıcın var, dedi ve o gün sigarayı bıraktım. Tam bir sene oldu. O gün bugündür sigara içmiyorum. Bende bir de mevsimsel alerjik reaksiyon varmış. Bu aralar nefesimi çok sıkıştırıyor. Sigara içmememe rağmen nefes darlığı hissediyorum. Ne yapmalıyım?
Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Recep Aydilek:
CEVAP: Uzun süre sigara kullananlarda kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gelişmeye başlar. Bu durumda öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, balgam çıkartma şikâyetleri olabilir. Zaman zaman da KOAH atakları gelişebilir. Sigarayı bırakmak, problemin çözümüne kısmen yardımcı olur ancak uzun yıllar sigara içmenin akciğerlerde yaptığı hasar kısa sürede tamir olmaz maalesef. Ayrıca alerjik hastalıklar da varsa şikâyetler daha da artabilir. Bunun için KOAH'a yönelik nefes açıcı ilaçları düzenli kullanmak, sigaralı ve kokulu ortamlardan uzak durmak, aşırı efordan kaçınmak, dengeli beslenmek, uyku düzenine dikkat etmek, mevsimle ilgili alerjik rahatsızlıkları da varsa bunlara yönelik ilaç kullanmak gerekir. Bütün bu tedbirlere rağmen şikâyetleriniz devam ediyorsa tedavi olduğunuz doktorunuza veya hastanemize başvurmanız daha iyi olur kanaatindeyim.
Türkiye Gazetesi
05.05.2020 01:15:00