“İnsanların ayağına kitabı ve okumanın güzelliğini götürüyoruz”
Yılın belirli aylarında eşiyle birlikte karavanı ve kitaplarıyla Anadolu’nun dört bir tarafına gittiklerini belirten Hasan Aktaş, şöyle devam etti:
"İlk hedefimiz kitabı insanlara götürmek oldu. İnsanlar benden sadece kitap almıyor, sohbet etmeye geliyor. Bilginin dolaşıma girmesi gerekiyor, dolaşıma girmesinin tek bir yolu vardır o da kitaptır. Benim karavanım bilinen sade anlamda bir karavan değil, kitap karavanı, kültür ilim karavanı. Türkiye’nin her tarafına gidiyorum ilçelerine de gidiyorum köyle gidiyorum. Geziler esnasında gezmeleri seyahatnameye dönüştürüyorum. Necip Fazıl’ın ‘Kop Dağına dükkân açmak’ diye bir yazısı vardır. Bunun teorisini yazmış üstat, ben de eyleme geçirdim. Kop Dağı'nda zirvede kitap sergisi açtım, imza günü yaptım. 61 kitap sahibiyim ama hala kirada oturuyorum. Bütün kazancımızı kitaba yatırıyorum. Kitap bizim için önemli. Allah bize kitap göndermiş oku diye. Bizim 3 kelimemiz var ‘Okumak, okumak, okumak’ bir cümle hayat kurtarır.”
“Genç kardeşlerim için fiş dağıtıyoruz”
Kitabın yanında özellikle gençlere ulaşmak için farklı bir metot uyguladıklarını ifade eden Hasan Aktaş, “Öğrenci fişleri yapıyorum. Bilgi dolaşıma girsin diye. Bayburt’ta 5 bin tane dağıttım, Gümüşhane’de 3 bin tane dağıttım. Aynı şekilde Erzurum’da da dağıttım. Yani insanlar bu kelimelerden birini öğrenirse 5 bin tane kelime dolaşıma girmiş demektir. Bu şekilde farklılık oluşuyor. Bu öğrenci fişlerini her gün dağıtıyorum” şeklinde konuştu.
Bedriye Aktaş, eşiyle birlikte belirli bir zaman hayatlarının kitap karavanda geçtiğini ve ihtiyaçlarının tamamını burada karşıladıklarını anlatarak, “Ben de edebiyatçıyım. Eşimin editörlüğünü yapıyorum. Öyküler yazıyorum. 2 tane öykü kitabım var, çalışmalarım var. Ne biliyorsak insanlara ulaştırıyoruz, biz de onlardan bir şeyler alıyoruz” dedi. İHA