Bu konuda onlarca yazı yazmama rağmen, son yağan kar sebebiyle, bu konuya dokunmadan geçemeyişim hoşgörüyle karşılanmalı.
Zira bir dayanılmazlık kaplıyor kar yağarken yüreğimi. Onu yazmam konusunda bir kışkırtıcılığı var sanki... Bir acı, bir hüzün ve tariften aciz kaldığım daha nice duygu ve düşünce sarıyor içimi... Her birinden bir tutam yazmak istesem; herhalde ne sizin bunu okumaya tahammülünüz kalır, ne de benim yazmaya gücüm...
Ama hemen şunu belirtmeliyim ki, beni geçmişime çağıran en kuvvetli ses budur; yani karın yağışı... Bir özlemle birlikte, mihnet zamanları ve çileler sökün eder kar eşliğinde...
Kar uzatırken ak gövdesini, geçmişi onunla hatırlanan serhat şehrine, hem hayatı hem ölümü hatırlatır. Yeri gelince bir muhabbet aracı olup, toplar ehli dili kahvelere, köy odalarına... Kiminin gözünde “Koç Köroğlu”, kiminde “Kan Kalesi Cengi” canlanır. Kar bir hicran düşürür aşktan anlayan kalplere... Kar bir hüzün getirir kendi gerçeğini düşünenlere... Kurtarmaya gider masal kahramanları geceyi keşfe çıkanları... Bir sonsuzluğa dönüşür zaman... Ve kar, üşüyen gövdelere yeni hayaller düşürür.
Kar, her yağışta aynı şarkıyı mı söyler? Bir vefa gösterisi midir ki bu yaptığı, her terkedildiğimizi düşündüğümüzde, eski ve aşina dostluğunu, bembeyaz bir mektupla yeniden gönderir.
Kimine fi tarihinde yaşanmış sevdaları, kimine kahırlara bulanmış eski bir sitemi hatırlatır. Kaldırılmaz bir yük gibi çöktüğü çileli bedenler de vardır.
Hürriyeti bağlar bazen, yolları keser. Korkuları artırır. Bazen de dünyanın üstünde bir beyaz bayrak gibi sallanır.
“Kar yağarken sıcacık minderlerin üzerinde çok romantik kar şiirleri yazılır.” Ama karın çilesinde kavrulanların yorumu farklıdır.
“Bazen kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşunî bir gökyüzünden ağlamaklı” der şair... Kar bazen mi hazin yağar? Halbuki onun neşeli neşeli yağdığı çok az vâkîdir. Her bir taneciğinde başka başka hüzünler gizlidir karın... Her biri başka başka insanlara ait olan ve başkalarınca yaşanan...
Ve şairlere bakarsanız, sadece gökyüzünden de yağmaz kar... Gözlerden de yağabilir. Yalnızca yeryüzüne yağacaktır diye bir kayıtta yoktur. Gözlerden ellere de yağabilir. Ayrıca yüreklere, en güzele, en korkunca ve " tekmil bir geceye " de yağabilir kar...
Karın yağışını seyrederken ortaya çıkan yazının sonunda İsmet Özel’den iki mısra bırakıyorum ellerinize...
“neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.”