Kurşuna, süngüye, bombaya karşı duran cesur yüreği ne yazık ki Erzurum'un soğuğuyla savaşamamış, yaşlı ciğerleri zatürreye yenik düşerek bundan elli yedi yıl önce toprağa teslim olmuştu!
Ve Mustafa Kemal'in yanına yaklaşan peçeli bir kadın, peçesini kaldırarak Kurtuluş Savaşı'na önderlik etmeye hazırlanan mavi gözlere gözlerini dikip, kendini tanıttıktan sonra, kısaca "ben de vatan için savaşacağım," kararını içeren konuşmasının ardından emperyalizme başkaldıran bir kadın suretine bürünmüştü...
Bu kadının adı da Fatma Seher...
Mustafa Kemal'in tanımlamasıyla "Kara Fatma"
Kara Fatma da Erzurum kadını... Erzurum'da doğmuş, vatanı için vatanın dört bir yanında vuruşmuş biri. O da elli yedi yıl önce, son bir yılda devletin bağladığı 'bir kırtik' maaşla yoksulluğa yenilerek uğuruna kavga verdiği toprağa gömüldü.
Her milletin kahramanı da vardır, haini de!
Kahramanların cinsiyeti olmaz, vatan sevdası olur, diyerek ve de "Dünya Kadınlar Günü"nde birçok kahraman kadınlarımızla birlikte bu iki unutulmaz ismi de anarak yazımızın yolunu değiştirelim.
YAKUTiYE KENT MEYDANI
Geçenlerde bir yazımda Yakutiye Kent Meydanı'ndaki kardan heykellerin eridiğini ve her geçen gün bir ucubeye dönüştüğünü söyleyerek, onların artık kaldırılmasını ima etmeye çalışmıştım.
Satır arasında fısıldadığım sözler, fısıldamamdan olsa gerek duyulmadı galiba.
Şimdi yüksek sesle söyleyelim.
Kaldırın artık şu ucubeleri!
Temizleyin şehrin göbeğindeki kirli pamukçuklar gibi duran kar tümseklerini!
Sadece onları değil, Yakutiye Kent Meydanı, diye anılan yerdeki kar yığınlarını bir kamyonla atmak o kadar zor mu?
Meclis kararı mı gerekiyor yoksa!
Ayıp mı olur, Güzel Sanatlar'ın Heykel Bölümüne!
İlk günlerde gerçekten sanatçının hayalini ve emeğini yansıtarak beğeni ve alkış alan şekillere bürünen kar kütleleri, şimdi kar kirliliğinden başka bir şey değil!
Bunları ilk görenlerin, bu ucubelerin karşısına geçip bir şeye benzetmeye çalışırken çektikleri eziyete yazık!
Fazla zorlamayın isterseniz milletin hayal gücünü!
Bir an önce kaldırın gitsin.