Hesabından bilgisi, rızası ve talimatı dışında EFT işlemleri gerçekleştirildiğini, EFT yapıldığına dair bilgi mailini görür görmez hesabını incelediğini, anlayınca bu bankayı aradığını, ancak banka görevlisinin işlemlere başlandığını, durdurulmasının mümkün olmadığını belirterek işlemlere devam ettiği, yalnız bir kısım işlemleri durdurabildiğini dile getirdi. Bankanın ihmalinin çok büyük olduğunu, kendisinin EFT işlemleri için aranmadığını, 9 günlük Ramazan Bayramı tatili öncesi iş yerinde ve işinin başında olması gerekirken işlerinden geri kaldığını, maddi olduğu kadar manevi olarak da yıpranmasına neden olduğunu belirterek banka aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtı. Çekilen 58 bin TL'nin yasal faizden aşağı olmayacak şekilde işlem tarihi olan 29/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile 10.000-TL manevi tazminatın, davalıdan tahsiline dair karar verilmesini talep ve dava etti. Davalı banka avukatı ise davaya konu edilen EFT işlemlerinin internet bankacılığı kullanılarak gerçekleştirildiğini, bu EFT işlemleri hususunda müvekkil bankanın yerine getirilmesi gereken tüm operasyonel ve güvenli işlem adım ve yükümlülüklerini eksiksizce yerine getirdiğini öne sürdü. EFT talimatı verilmesi üzerinde davacı yanın müvekkil banka sistemlerinde kayıtlı güncel telefon numarasından davacı yan ile erişimi sağlayarak EFT işlemleri hususunda teyit aldığını, davacı yanın telefon onayından sonra, gerçekleştirilen EFT işlemleriyle internet dolandırıcılığına maruz olduğunu müvekkil bankaya bildirmesi akabinde EFT gönderimlerinin yapıldığı karşı bankalara ivedilikle bilgi verilerek hesaptaki bedellerin blokeye alınmasının sağlandığını dile getirdi. Mahkeme, bankanın gerekli güvenlik önlemlerini aldığı gerekçesiyle davayı reddetti.
'BANKA DAVACININ MADDİ ZARARINDAN SORUMLUDUR'
Davacı işadamı kararı istinafa götürünce devreye Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Hukuk Dairesi girdi. Daire, kararında şöyle denildi:
“Dava dışı üçüncü kişilerce davacının cep telefonuna uzaktan erişim ile SMS yönlendirmesi yapılarak, bankalar tarafından gönderilen ve içerisinde onay şifresi bulunan dinamik şifre SMS'lerini kendi telefonlarına yönlendirmek suretiyle EFt işlemleri gerçekleştirilmiştir. Gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, bunları önleyici gerekli altyapının sağlayarak güvenlik önlemlerini alınması mevduatın korunabilmesi için bir zorunluluktur. Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. EFT işleminden önce davacının GSM numarasından aranarak teyit alındığını ispatlayamadığı gibi, davacının bankacılık sözleşmesi gereğince şifre ve diğer güvenlik bilgilerini paylaşmamak şeklindeki yükümlülüğün ihlal edildiği hususu da ispatlanabilmiş değildir. Davaya konu para transferlerinin gerçekleşmesinde davacıya atfedilebilecek müterafik kusur bulunmadığından, davalı banka davacının maddi zararından sorumludur. Bu nedenle ilk derece Mahkemesi'nin EFT bedelinin tahsili isteminin reddine ilişkin kararı yerinde görülmemiştir. Mahkemece EFT bedelinin tahsiline ilişkin davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle EFT bedelinin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 11/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline dair davanın kabulüne karar verilmiştir.