Erzurumajans-Türkiye Büyük Millet Meclisi, Irak ve Suriye'ye asker gönderilmesine olanak sağlayan Başbakanlık tezkeresinin bir yıl daha uzatılması için toplandı. Saat 16.00'da başlayan Meclis Genel Kurulu'na ilk gelen lider MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu.
KAVASLARIN 'YEŞİL' DETAYLI YENİ KIYAFETLERİ
Meclis Genel Kurulu'nda görev yapan kavaslar yeni kıyafetleriyle ilk kez görüntülendi. Erkek kavasların yakasında yeşil detaylar bulunan siyah ceket ile yeşil şeritli siyah pantolon, beyaz gömlek giydikleri, siyah kravat taktıkları görüldü. Öte yandan erkek kavasların kıyafetleri daha önce frak, gömlek, papyon ile aksesuar olarak halkalardan oluşan ortasında ay yıldız bulunan gümüş zincir yer alıyordu.
NURETTİN CANİKLİ: TÜRKİYE BU TEHLİKEYİ ORTADAN KALKDIRMAK İÇİN SORUMLULUKLARININ GEREĞİNİ YAPACAKTIR
Irak ve Suriye tezkresi görüşmelerinde hükümet adına Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli konuşma yaptı. Canikli Türkiye'nin yaklaşık 40 yıldır terör örgütleriyle mücadele ettiğini kaydetti. Canikli, Bölgesel Kürt Yönetimi'nde yapılması öngörülen referandumdan vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: "Böyle bir adım çok tehlikeli sonuçları beraberine getirebilecek olan bir adımdır. Bölgedeki fay hatlarının yeniden ve güçlü bir şekilde aktive olmasına neden olacaktır. Bu referandum kararı ve uygulaması zincirleme reaksiyonlara yol açabilecek böyle bir sorumsuz adım bölgede önü alınamaz yangına neden olabilecektir. Zaten şu anda Suriye'de küresel güçler arasında tehlikeli yakınlaşmalar odluğunu biliyoruz ve görüyoruz. Böyle bir referandumdan sonra bu tehlike çok daha görünür ve yakın hale gelebilecektir. Böyle bir referandumdan en büyük zarar ve acıyı dost ve kardeşimiz Kuzey Irak Kürt halkı çekecektir. Bugüne kadar hep oradaki kardeşlerimizin yanında olduk. Zulümden kaçarken yanında olduk kapılarımızı açtık. Bugün orada barış ve huzur içinde Kürt kardeşlerimiz hayatlarını idame ettiriyorsa Türkiye'nin verdiği barış ve katkı sayesindedir. Ancak yönetimin aldığı bu yanlış ve sorumsuz karar bölge halkını ateşe atacaktır. Yangına adeta körükle gidilmektedir. BU bölgede hiçbir yerde etnik, demokratik ve siyasal alanda en ufak değişiklik yapılmamalıdır. Hassas dengeler üzerine kurulu yapıda bir tuğlanın dahi oynatılması tüm dengeleri bozacak yeni kin nefret tohumlarının atılmasına neden olacaktır. Referandum hele siyasi sınırların değişmesi sonucunu doğuracak bir adım daha büyük tehlike ve tehditlerin önünü açabilecektir. Küresel boyutlu bir çatışma ortamına karşı aralayacaktır. Ulusal güvenlik açısında da ciddi tehdittir. İsrail hariç dünyanın karşı çıktığı referandumun yapılması akıl tutulmasıdır. Yok hükmündedir bizim açımızdan. Türkiye bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için hak ve sorumluluklarının gereğini yapacaktır. Bütün araç ve yöntemler masadadır. Gerekli tüm tedbirler alınmaktadır ve alınacaktır. Bu maceradan vazgeçilmesi referandumun iptal edilmesi talebinde bulunuyoruz. Türkiye olarak sorunun Irak anayasası temelinde çözümü için her türlü masada varız."
MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ERKAN AKÇAY: "BU PROVOKASYON MİADI DOLMUŞ BARZANİ'NİN HAYRINA OLMAYACAKTIR. RÜZGAR EKEN FIRTINA BİÇECEKTİR. ERBİL ORADAYSA ANKARA BURADADIR"
IRAK ve Suriye tezkeresinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "PKK, PYD, DEAŞ küresel projelerin taşeronu terör örgütleridir. Hepsi Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmektedir. Tehdit doğrudan Türk milletine yöneliktir. Türkiye sınırlarımız boyunca sahnelenen fitne kampanyasına karşı tüm milli güç unsurları ile göğüs germelidir. Sevr hayalini gerçekleştirmek isteyenler Irak'ın kuzeyinde Peşmerge Başı Barzani'yle yüzyıllık oyunu yeniden sahnelemektedir. 25 Eylül'de yapılmak istenen korsan bağımsızlık Referandum kararı emperyalistlerin Sevr rüyasını yeniden hortlatmıştır. Bu aslında yüzyıllık bir hesaplaşmadır. Bu tezkerenin en önemli yanı da budur.. Bu tezkere sadece güney sınırlarımızdaki tehlikeye değil Türkiye düşmanı bütün güçlere karşı yüksek sesle bir karşı duruş olacaktır. Gayri meşru ve kabul edilemez bu korsan referendum iş işten geçmeden iptal edilmelidir. Bu provokasyon miadı dolmuş Barzani'nin hayrına olmayacaktır. Rüzgar eken fırtına biçecektir. Erbil oradaysa Ankara buradadır" dedi.
Irak ve Suriye tezkeresinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Meclis Genel Kurulu olağanüstü toplandı. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay tezkereye ilişkin yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Irak ve Suriye'de PKK, PYD ve DEAŞ'ın varlığının devam etmesinin etnik ayrılıkçı girişimlerin bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine tehdit oluşturduğu ifade edilmektedir. Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya ve gayri meşru oldu bittiler oluşturmaya yönelik milli güvenliğimize tehlike oluşturan her türlü eylemlere karşı uluslararası hukuktan ve ikili anlaşmalardan doğan haklarımız doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması milli güvenliğimiz açısından hayati önem arz etmektedir.
SINIRLARIMIZ BOYUNCA SAHNELENEN FİTNE KAMPANYASINA KARŞI TÜM MİLLİ GÜÇ UNSURLARI İLE GÖĞÜS GERMELİ
Sorunların çözümü için bölge ülkeleri ile birlikte hareket edilmesi gerekir. Bize göre PKK, PYD, DEAŞ küresel projelerin taşeronu terör örgütleridir. Hepsi Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmektedir. Tehdit doğrudan Türk milletine yöneliktir. Türkiye sınırlarımız boyunca sahnelenen fitne kampanyasına karşı tüm milli güç unsurları ile göğüs germelidir.
SURİYE TOPRAKLARI DAEŞ, PKK, PYD, REJİM VE ÖSO TARAFINDAN PAYLAŞILMAKTADIR
Irak'ın işgali sonrasında ülkenin etnik ve mezhep olarak parçalara ayrılma projesinin bir benzeri 2011 yılından bu yana Suriye'de sahnelenmektedir. Bugün, komşumuz olan iki ülke bölünmenin eşiğine gelmiştir. Suriye ve Irak'ta yaşanan bu iç savaşlar sadece kendilerini değil çevresindeki komşu ülkeleri de derinden etkilemiştir. Suriye'de milyonlarca insan yerinden yurdundan olmuş, Türkiye üç milyonu aşkın mülteciyi kabul etmiş, Suriye'nin toprak bütünlüğü ciddi zarar görmüş, Suriye toprakları DAEŞ, PKK, PYD, Rejim ve ÖSO tarafından paylaşılmaktadır. Irak özerk bölgelere ayrılmış, hergün etnik ve mezhebi çatışmaların yaşandığı bir ülke haline gelmiş, Irak neredeyse yok olmanın eşiğine gelmiştir.
SURİYE'DE DAEŞ'LA MÜCADELE ETTİĞİNİ SÖYLEYEN KOALİSYON GÜÇLERİ PYD İLE MÜTTEFİK OLMUŞ
Irak'ın kuzeyi Barzani tarafından yönetilirken Musul, Kerkük ve Tuzhurmatu'da yaşayan Türkmenler adeta yok edilme sürecine girmiştir. Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PYD/YPG'ye açılan kulvar sınırlarımız açısından büyük bir güvenlik ve beka tehdidi haline gelmiştir. Suriye'deki iç savaş büyük bir hızla etnik ve mezhebi çatışmalara dönüşmüştür. Suriye, PYD DAEŞ gibi terör örgütleriyle Rejim arasındaki kavgada yine olan masum Suriye halkına ve Humus'ta Halep'te Türkmendağındaki Türkmenlere olmuştur. Suriye'de DAEŞ'la mücadele ettiğini söyleyen koalisyon güçleri PYD ile müttefik olmuş, her türlü silah yardımı yaparak PYD'nin bölgede palazlanmasına yol açmıştır. Perde önünde kendilerini bizimle müttefik gibi gösteren bazı ülkeler güneyimizdeki terör örgütlerinin hamisi, tedarikçisi konumundadır.
ABD'NİN YPG'YE, YANİ PKK'YA VERMİŞ OLDUĞU SİLAH VE MÜHİMMAT DESTEĞİ MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELMİŞTİR
Türkiye'ye parasıyla silah vermeyen sözde dost ve müttefiklerimiz teröristlere son teknoloji silahları hibe etmektedir. ABD'nin YPG'ye, yani PKK'ya vermiş olduğu silah ve mühimmat desteği milli güvenlik sorunu haline gelmiştir.
ORTADOĞU'DA KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİ ELİMİZLE KESMEMİZ GEREKECEKTİR
İşte bu tezkere sadece terör örgütlerine karşı değil terör örgütlerini destekleyen, onları besleyen, semirten ülkelere karşı da Türk milletinin Gazi Meclisten yüksek uyarısı olacaktır. Yaşanlar gösteriyor ki, Ortadoğu'da kendi göbeğimizi kendi elimizle kesmemiz gerekecektir. İşte bu tezkerenin bir boyutu da budur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak yıllardır ısrarla üzerine basarak yaptığımız uyarılar Ortadoğu'daki bu kirli ilişkilere yöneliktir.
TSK FIRAT KALKANI OPERASYONUNU BAŞLATMIŞTIR
6 Ağustos 2012 tarihinde Ortadoğu'da yeni devletler kurmak isteyen çevrelere, silah ve terör baronlarına karşı uyarılarda bulunarak 'Ülkemize yönelen tehditleri en aza indirmek amacıyla batı ucu Afrin'i doğu ucu Kandil'i içine alacak biçimde tesis edilecek hilal şeklindeki güvenlik kuşağı bir an önce sağlanmalı ve icra edilmelidir.ö önerisinde bulunmuştuk. 26 Şubat 2013 tarihinde' Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki gayri meşru yapılanmanın devlet statüsüne kavuşması içinö emperyal güçlerin durmaksızın çalıştıklarını ifade etmiştik. Bu görüşlerimiz ve Hükümetin aldığı kararlar doğrultusunda 24 Ağustos 2016'da TSK Fırat Kalkanı Operasyonunu başlatmıştır. Suriye sınırımıza yönelik bu operasyon 30 Mart 2017 tarihinde başarıyla tamamlanmış, ülkemize Suriye'nin kuzeyinden gelecek saldırılara yönelik önlemler bir nebze olsun alınmıştır.
BU ASLINDA YÜZYILLIK BİR HESAPLAŞMADIR
Ancak bilindiği üzere Türkiye'nin güney sınırı güvenliği ve bekasına yönelik tehdit sadece Suriye'nin kuzeyinden gelmemektedir. Sevr hayalini gerçekleştirmek isteyenler Irak'ın kuzeyinde Peşmerge Başı Barzani'yle yüzyıllık oyunu yeniden sahnelemektedir. 25 Eylül'de yapılmak istenen korsan bağımsızlık Referandum kararı emperyalistlerin Sevr rüyasını yeniden hortlatmıştır. Bu aslında yüzyıllık bir hesaplaşmadır. Bu tezkerenin en önemli yanı da budur.. Bu tezkere sadece güney sınırlarımızdaki tehlikeye değil Türkiye düşmanı bütün güçlere karşı yüksek sesle bir karşı duruş olacaktır.
GAYRİ MEŞRU VE KABUL EDİLEMEZ BU KORSAN REFERENDUM İŞ İŞTEN GEÇMEDEN İPTAL EDİLMELİDİR
Bugün buradan ülkemizin bekasını ve bütünlüğünü tehdit eden 25 Eylül 2017 tarihli korsan referandum girişimine karşı güçlü ve kararlı bir ses çıkacaktır. Gayri meşru ve kabul edilemez bu korsan referendum iş işten geçmeden iptal edilmelidir. Değerli milletvekilleri,
ANKARA'DAN ERBİL'E 'ATEŞLE OYNAMA, YANARSIN' MESAJI EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE VERİLECEKTİR
Barzani'nin 7 Haziran'da 'Bağımsızlığa giden yolun önünü açacak 25 Eylül'de Referandum yapacağız,' dediği andan itibaren Milliyetçi Hareket Partisi tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 'Referanduma izin verilemeyeceğini, Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasının en ağır yankısının Türkiye'de hissedileceğini, referandum ateşiyle oynayanların kendilerinin yanacağını' ifade etmiştik. İşte bugün TBMM'de bu tezkereyle Ankara'dan Erbil'e 'ateşle oynama, yanarsın' mesajı en güçlü şekilde verilecektir.
TÜRKMEN VARLIĞI HİÇBİR ŞEKİLDE OLDU BİTTİYE GETİRİLEREK BASTIRILAMAZ, HORLANAMAZ
Bu tezkere Türk Milletinin milli gücünü sonuna kadar kullanacağının kararlılık ifadesidir. Biz bu tezkereyle bir gece ansızın görünebileceğimiz hususunda şaka yapmadığımızı, oyun oynamadığımızı Türkiye'nin bekası için her şeyi göze alabileceğimizi kesin bir şekilde söylüyoruz. Açıkça ifade ediyoruz ki, Irak ve Suriye'de yaşayan Türkmen varlığı hiçbir şekilde oldu bittiye getirilerek bastırılamaz, horlanamaz, topraklarından yurtlarından sökülüp atılamaz. Soydaşlarımızın hayat alanlarına göz diken, referandum yoluyla daha önce başlattıkları etnik tasfiyenin çıtasını yükseltmeyi amaçlayanlar Türk milletinin sabrını daha fazla zorlamaktan vazgeçmelidir.
ERBİL ORADAYSA ANKARA BURADADIR
Bu provokasyon miadı dolmuş Barzani'nin hayrına olmayacaktır. Rüzgâr eken fırtına biçecektir. Erbil oradaysa Ankara buradadır. Irak ve Suriye'nin kuzeyinde gayri meşru ve düşmanca her hamleyi Türkiye korkusuzca kesmeli, sınırlarımız tüm imkânlarımız kullanılarak emniyete alınmalıdır. Artık başka yol kalmamıştır.
TÜRKİYE'NİN TEZLERİNDEKİ HAKLILIĞINI ORTAYA KOYAN HUKUKİ ALT YAPIYI KUVVETLENDİRMEKTEDİR
Biz biliyoruz ki, Eğer ki, milli bekamıza yönelmiş tehditler odağında yok edilmezse, yurdumuzu savunma güçlükleri peyderpey karşımıza çıkacaktır. Ankara güvende olacaksa, Diyarbakır huzurlu kalacaksa; Kerkük'ün, Musul'un, Halep'in dirlik içinde olması tarih ve jeopolitiğin bize uyarısıdır. Misak-ı Milli sınırları içinde kalan Kerkük ve Musul'un statüsü , Türkiye-Irak sınırının nasıl belirleneceği Lozan Barış Andlaşması'nın 3'üncü maddesiyle düzenlenmiştir. Bu madde hükmünün gereği olarak yapılan ve Lozan'ın tamamlayıcısı niteliğinde bir belge olan 5 Haziran 1926 tarihli İyi Komşuluk Andlaşması ile Irak'ın statüsü tespit edilmiştir. Aynı anlaşmada bu topraklar üzerinde ilhak, istiklal veya herhangi bir idare şekli hakkında esas kabul edilen veya edilecek olan bütün kararlar konusunda, Türkiye'nin söz hakkına sahip olacağı saklı tutulmuştur. Ayrıca, Irak ile 1946 yılında yapılan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması ve 1983 yılındaki Sınır Güvenliği Antlaşması ile BM'nin üye ülkelerin sınırlarının bölünemezliği ilkesi Türkiye'nin tezlerindeki haklılığını ortaya koyan hukuki alt yapıyı kuvvetlendirmektedir.
BU KORSAN REFERANDUM GAYRİ MEŞRUDUR, KABUL EDİLEMEZ, VAHİM SONUÇLARA GEBE BİR GİRİŞİMDİR
Bu nedenle Barzani'nin, Türkmen kentlerini de kapsayan korsan referandum hazırlığının tarihten ve hukuktan gelen haklarımız doğrultusunda sonuna kadar karşısındayız. Bu referandum sinsi bir ön çalışma, karanlık bir öncü hamledir. Bu referandum Türkmenlerin, Türkiye'nin, bölge ülkelerinin ve bu coğrafyanın tamamen aleyhinedir. Bu korsan referandum gayri meşrudur, kabul edilemez, vahim sonuçlara gebe bir girişimdir. Türkiye'ye doğrudan bir tehdittir.
BİZE PARMAK SALLAYANLARIN PARMAĞINI KIRARIZ
Türkiye'nin uluslararası ve ikili anlaşmalardan doğan hakları güçlüdür. Bu nedenledir ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti, bekasını yakından tehdit eden, egemenlik haklarını doğrudan hedef alan, varlık ve birliğini riske sokan her türlü eylem, hazırlık, kurgu, tertip, teşebbüs ve mütecaviz emellere karşı meşru müdafaa ve müdahale hakkını kullanmakla mükelleftir. Türkiye'ye hiçbir güç yön tayin edemez. Türkiye Cumhuriyeti'ne kimse parmak sallayamaz. Bize parmak sallayanların parmağını kırarız.
TÜM İMKÂNLARIMIZLA BUNA KARŞI KOYMAK HERŞEYDEN ÖNCE BİR VATAN SAVUNMASIDIR, MİLLİ BİR GÖREVDİR
Ne zaman devletimizin egemenliği, milletimizin geleceği tehdit ve tehlike altına girme riskiyle karşı karşıya kalmışsa Milliyetçi Hareket Partisi bu mücadeleyi yapacak devlet kurumlarına desteğini vermiştir, vermeye de devam edecektir. Çünkü ülkemize bir saldırı ihtimali varsa, terör örgütleri tarafından milli güvenliğimiz tehdit altındaysa tüm imkânlarımızla buna karşı koymak herşeyden önce bir vatan savunmasıdır, milli bir görevdir. Bu duygu ve düşüncelerle MHP Grubu olarak Hükümet Tezkeresine kabul oyu vereceğimizi ifade ediyor, muhterem heyetinizi saygılarımı sunuyorum."
OSMAN BAYDEMİR'İN KONUŞMASI, MECLİS'TE TARTIŞMA YARATTI
HDP grubu adına kürsüye gelen Osman Baydemir'in, tezkereye ilişkin konuşması sırasında HDP'liler, Meclis Başkanı İsmail Kahraman ve AK Parti'li milletvekilleri arasında sözlü tartışma yaşandı. Meclis Başkanı Kahraman, Baydemir'den konuşması nedeniyle 'özür dilemesi' gerektiğini söyledi. Osman Baydemir tezkereye ilişkin şunları söyledi:
"AKP- MHP ittifakı ve diğer şer odaklarıyla yaptıkları ittifak Türkiye'yi kötü bir noktaya getirmiştir. Neden bugün bu tezkere milletin önüne konuluyor. Çükü hükümet kutuplaştırmayla, çatıştırmayla, kan dökerek hükümet etme sürecinin aracı haline dönüştürülmüş durumda. BU tezkere açık ve net şekilde 40 milyon Kürt halkının düşmanlığının ilanıdır. BU coğrafyada Kürt halkının haklı özgürlük, bir arada yaşam talebi karşılanmadığı müddetçe Ortadoğu emperyal oyunlarının tahtası olmaya devam edecektir. Bir halkın referanduma gitmesi, yani milletin iradesine başvurması neden gayrimeşru olsun. Sizler için meşru olan bir hak, Kürt halkı için neden gayrimeşru olsun. Güney Kürdistan halkı Irak Anayasasının 140'ıncı maddesine dayalı kimi haklarının karşılanmaması nedeniyle merkezi yönetimle kriz yaşıyordu. Kimsenin bir milletin iradesini tehdit etmeye hakkı yoktur. Siz İbadiy'le kriz yaşarken Kürdistan bizim meşru muhatabımız diye tweetler attınız. Ateşe benzin dökmeye kalkıyorsunuz. Bu çözüm değildir. BU çözümsüzlüktür. Bugüne kadar tezkerelerle ne başarıldı ki bugünden sonra başarılsın. BU tezkerenin kendisi bu ülke için bir beka sorunudur. Gelin bu savaş tezkeresine hayır diyelim."
Osman Baydemir'in konuşmasını eleştiren Meclis Başkanı İsmail Kahraman ise "Baştan aşağı tarafgit ve töhmet altında bırakan konuşmalar yaptınız. Burada şer odağı yok. Bu çatı TBMM çatısıdır. Burada bölme böldürme konuşulamaz. Hürriyet milli ve manevi değerlerini çiğneme değildir. Konuşma tutanaklarını isteyeceğim. İç tüzüğün verdiği yetkiyle sizden özür bekleyeceğim."
Osman Baydemir'in sözlerinde sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı şu ifadeleri kullandı: "İnsanlar konuşurken boylarını aşan sözleri söylememeleri meşru dil kullanmaları önemlidir. Burada Kürtlerin o emperyal vizyonun aracı olarak kullanılmaya çalışıldığını görmüyor musunuz? Kürt düşmanı, kim Kürt düşmanı? PKK Kürt düşmanıdır. Kürtlerin hamisi için konuşuyorsunuz bir kez bile Kürtleri öldüren PKK'yı kınadınız mı, eleştirdiniz mi?"
CHP ARDAHAN MİLLETVEKİLİ ÖZTÜRK YILMAZ: "BU YÜZYILLIK PROJE İSE BARZANİ'NİN AYAĞININ ALTINA KIRMIZI HALI SERİP NEDEN KARŞILADINIZ? BAYRAĞINI GÖNDERE NEDEN ÇEKTİNİZ? DİYARBAKIR MEYDANINDA MEGRİ, MEGRİ DEYİP HALKIN HUZURUNA ÇIKIP NEDEN ALKIŞLATTINIZ? AYRICA AKP KURULTAYINA ÇAĞIRIP TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR NİYE DEDİRTTİNİZ?"
Irak ve Suriye tezkeresinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin CHP adına konuşan CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz şu ifadeleri kullandı: "Barzani'nin kaçak petrolü Bölgesel Kürt Yönetimi'nde çıkan yaklaşık 200 bin varil kaçak petrolü Kerkük'te çıkan 300 bin varil KYB'nin elindeki günlük yaklaşık 1 milyon varil petrol kaçak anlaşmalar ile Bölgesel Kürt Yönetimi Türkiye üzerinden uluslararası piyasaya sundu. Aldığı parayı cebine indirdi. Bunu AKP sağladı. İkincisi Habur'daki, ticaret. Buradan da neredeyse günlük, aylık 1 milyar, 2 milyar dolar oradan para götürüyor.
BARZANİ'NİN AYAĞININ ALTINA KIRMIZI HALI SERİP NEDEN KARŞILADINIZ? BAYRAĞINI GÖNDERE NEDEN ÇEKTİNİZ?
AKP Barzani'yi siyasi olarak da güçlendirdi. Bu yüzyıllık proje ise Barzani'nin ayağının altına kırmızı halı serip neden karşıladınız? Bayrağını göndere neden çektiniz? Diyarbakır meydanında megri, megri deyip halkın huzuruna çıkıp neden alkışlattınız? Ayrıca AKP kurultayına çağırıp Türkiye seninle gurur duyuyor niye dedirttiniz?
AÇTIĞINIZ KAMP BUGÜN PEŞMERGEYE FAYDA SAĞLIYOR NEDEN YAPTINIZ?
Bu tarihi siyasi proje madem bu hatayı neden yaptınız? Barzani'yi ikinci olarak güçlendiren konu; 2014 yılından sonra IŞİD belası ile başlıyor. O dönemde biz Başika'da kamp kuruyoruz. Bizim eğittiğimiz peşmergeler ilçeleri tek tek alıp Bölgesel Kürt yönetimine katıyor. Açtığınız kamp bugün peşmergeye fayda sağlıyor neden yaptınız?"
"ORADA TATBİKAT YAPIYORSUNUZ HABUR'DAN TIRLAR VIZIR VIZIR GEÇİYOR. BU NASIL BİR ÇELİŞKİ"
IRAK ve Suriye tezkeresinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin CHP adına konuşan CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz şu ifadeleri kullandı: "Bu sürece nasıl gelindi Barzani güçlendi. Barzani'nin kaçak petrolü Bölgesel Kürt Yönetimi'nde çıkan yaklaşık 200 bin varil kaçak petrolü Kerkük'te çıkan 300 bin varil KYB'nin elindeki günlük yaklaşık 1 milyon varil petrol kaçak anlaşmalar ile Bölgesel Kürt Yönetimi Türkiye üzerinden uluslararası piyasaya sundu. Aldığı parayı cebine indirdi. Bunu AKP sağladı. İkincisi Habur'daki, ticaret. Buradan da neredeyse günlük, aylık 1 milyar, 2 milyar dolar oradan para götürüyor.
BARZANİ'NİN AYAĞININ ALTINA KIRMIZI HALI SERİP NEDEN KARŞILADINIZ? BAYRAĞINI GÖNDERE NEDEN ÇEKTİNİZ?
AKP Barzani'yi siyasi olarak da güçlendirdi. Bu yüzyıllık proje ise Barzani'nin ayağının altına kırmızı halı serip neden karşıladınız? Bayrağını göndere neden çektiniz? Diyarbakır meydanında megri, megri deyip halkın huzuruna çıkıp neden alkışlattınız? Ayrıca AKP kurultayına çağırıp Türkiye seninle gurur duyuyor niye dedirttiniz?
AÇTIĞINIZ KAMP BUGÜN PEŞMERGEYE FAYDA SAĞLIYOR NEDEN YAPTINIZ?
Bu tarihi siyasi proje madem bu hatayı neden yaptınız? Barzani'yi ikinci olarak güçlendiren konu; 2014 yılından sonra IŞİD belası ile başlıyor. O dönemde biz Başika'da kamp kuruyoruz. Bizim eğittiğimiz peşmergeler ilçeleri tek tek alıp Bölgesel Kürt yönetimine katıyor. Açtığınız kamp bugün peşmergeye fayda sağlıyor neden yaptınız?
BU REFERANDUM GİRİŞİMİ IRAK ANAYASASINA DA AYKIRI
Bu referandum 3 açıdan sorunlu. Uluslararası hukuka ve meşruiyete uymuyor. Bu referandum girişimi Irak anayasasına da aykırı. Bölgesel Kürt Yönetimi'nin kendi yazdığı anayasaya da aykırı. İç anayasa da aykırı.
AMERİKA'DAKİ YENİ YÖNETİM NÜKLEER ANLAŞMAYI İRAN'A BİR TEHDİT OLARAK KULLANARAK ELİNİ KOLUNU BAĞLADI
Demek ki Barzani güçlendi Bağdat zayıfladı. Türkiye ve Tahran da zayıfladı. Dış politikada bir iflas durumudur sözünüzü dinlettiremiyorsunuz. Barzani'yi burada yedirip içiriyorsunuz dediğiniz azman dinlemiyorlar. Demek ki uluslararası alanda sözünüzün gücü zayıflatmış. Fren koyacak İran da zayıfladı. Bütün fiyaskolarla kuşatıldınız. Amerika'daki yeni yönetim nükleer anlaşmayı İran'a bir tehdit olarak kullanmakta ve İran'ın elini kolunu bağladı.
ORADA TATBİKAT YAPIYORSUNUZ HABUR'DAN TIRLAR VIZIR VIZIR GEÇİYOR. BU NASIL BİR ÇELİŞKİ
Ne kadar samimi olabilirsiniz? Orada tatbikat yapıyorsunuz Habur'dan tırlar vızır vızır geçiyor. Bu nasıl bir çelişki. Irak'ın toprak bütünlüğünü savunduğunuzu söylüyorsunuz, hem de Barzani'n Ankara'da ofisi duruyor. Oyalarız, gündem yaratırız diye mi yapıyorsunuz? Net olmak lazım. Dış politikada söylediğiniz her şeyi yapmak zorundasınız.
BÖLGEMİZDE SAVAŞ OLMASINI ELBETTE İSTEMEYİZ
Bölgesel Kürt Yönetimi'nin, Irak'ın toprak bütünlüğü içerisinde kalmak kaydıyla ilişkileri en üst düzeyde geliştirebiliriz buna karşı değiliz. Irak'taki diğer halkların da kendi geleceklerini belirleyecek Irak anayasası içerisinde mekanizma vardır. O mekanizma bölge olma mekanizmadır bağımsız olma değil. Bölgemizde savaş olmasını elbette istemeyiz. Bölgenin taşeronlaşmasının baş sebebi sizsiziniz.
SURİYE'DE ŞAM REJİMİ DEVİRMEK İÇİN UĞRAŞTINIZ. IRAK'TA DA MALİK'İYİ DEVİRMEK İÇİN UĞRAŞTINIZ. SİZ MEZHEPÇİSİNİZ
Suriye'de Şam rejimi devirmek için uğraştınız. Irak'ta da Malik'iyi devirmek için uğraştınız. Siz mezhepçisiniz. Burada bir kırılma var. Biz Barzani üzerinden AKP'nin yaptığı gibi Kürtler ile bir ilişki kurmak istemiyoruz. Kürtler bizim kardeşimiz. Herhangi bir tek şahıs üzerinden burada şikayet ederken bir kişi yönetimi derken bir kişi yönetimi ile sadece irtibat kurmak istemiyoruz. Bölgenin mukadderatının bir kişinin elinde olmasına da karşıyız. Orada sadece Barzani yaşamıyor.
ŞÖYLE BİR YOL OLSAYDI, BAĞDAT İLE ERBİL ANLAŞMIŞ OLSALARDI, AYRILIYORUZ DESELERDİ SİZE NE OLUYOR DENİRDİ?
Şöyle bir yol olsaydı, Bağdat ile Erbil anlaşmış olsalardı, ayrılıyoruz deselerdi size ne oluyor denirdi? Böyle bir anlaşma yok. Bağdat, Tahran, Türkiye, Ortadoğu Arapların hiç biri istemiyor. Bir tek İsrail istiyor. AKP'nin yaptığı ene büyük hata Suriye dosyasıydı."
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (AYSEL TUĞLUK'UN ANNESİNİN CENAZESİNİN DEFNİ SIRASINDA YAŞANANLARA İLİŞKİN) : "HUKUK İŞLEDİ DEVLET GEREĞİNİ YERİNE GETİRDİ. SANKİ BİZ BUNUN KOORDİNATÖRÜYÜZ, YAPANIYIZ. EL İNSAF. İNSANİ VE HUKUKİ OLARAK ELİMİZDEN GELEN HER ŞEYİ YAPTIK"
Irak ve Suriye tezkeresinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkere görüşmeleri sırasında HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesinin defni sırasında yaşananlara ilişkin konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Hukuk işledi devlet gereğini yerine getirdi. Şimdi bunun üzerinden Hatun Tuğluk'un cenazesinde şöyle böyle bir şey oldu. Sanki biz bunun koordinatörüyüz, yapanıyız. El insaf. İnsani ve hukuki olarak elimizden gelen her şeyi yaptık" dedi.
DHA
23.09.2017 20:00:10