Ulaşımdan, bilişime, tarımdan enerji sektörüne yönelik birçok projenin hazırlandığını ve ilgili kurum ve kuruluşlar ile sürekli işbirliği halinde olduklarını belirten Ilıcalı, özellikle yerli imkanlar ile bir şeyler yapabilmenin mücadelesi içerisinde olduğunu belirtti.
Erzurum'u Çağrı Merkezleri üssü yapmayı hedef alan projesini hayata geçirmek için çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Prof.Dr. Mustafa Ilıcalı, "22. Dönem Milletvekilliğim zamanında girişimlerim sonucu kurulan Erzurum Çağrı Merkezini, Hindistan örneğinde olduğu gibi uluslararası alanda hizmet veren bir yapıya kavuşturacağız" dedi.
Erzurum'un iklimsel özellikleri nedeni ile Data Center olmaya müsait bir bölge olduğunu belirten Ilıcalı, Erzurumu'un bilişim sektöründe de ismi anılan bir şehir olması için çalıştığını ifade etti.
Erzurum ve bölgesinin jeotermal altyapısının değerlendirileceğini belirten Ilıcalı; "Enerji konusundaki dışa bağımlılığımızı azaltmayı amaçlayan projelere ağırlık veriyoruz. Her geçen gün büyüyen ve büyüme potansiyeline sahip olan Erzurum'un ulaşım alanında da geliştirilmesine duyulan ihtiyaç dikkate alınarak raylı sistem projelerinin hazırlandığını, yakın zamanda bu projenin hayata geçirilecek." şeklinde konuştu.
Toplum Olarak Üzerimize Düşen Sorumluluğumuzu Yerine Getirmeliyiz
Erzurum'un merkeze bağlı Aziziye İlçesi'nde 13 Ağustos 2015 tarihinde meydana gelen ve bir marketin kasap reyonunda çalışan Ahmet Yavuz'un, düğün tarihi konusunda çıkan münakaşa sonrasında nişanlısı 18 yaşındaki Burcu Şengel'i ve babası Salih Şengel'i bıçaklayarak öldürdüğü olaya dikkat çekmek için olay mağdurlarını TBMM de misafir eden Ilıcalı, Burcu Şengel'in vahşice öldürülmesinin Özgecan ve Münevver Karabulut olayıyla eşdeğer olduğunu ancak gündemde yeterince yer almadığını söyledi.
Erzurum'un merkeze bağlı Aziziye İlçesi'nde 13 Ağustos 2015 tarihinde meydana gelen ve bir marketin kasap reyonunda çalışan Ahmet Yavuz'un, düğün tarihi konusunda çıkan münakaşa sonrasında nişanlısı 18 yaşındaki Burcu Şengel'i ve babası Salih Şengel'i bıçaklayarak öldürdüğü olaya dikkat çekmek için olay mağdurlarını TBMM de misafir eden Ilıcalı, Burcu Şengel'in vahşice öldürülmesinin Özgecan ve Münevver Karabulut olayıyla eşdeğer olduğunu ancak gündemde yeterince yer almadığını söyledi.
Şengel ailesinin zanlı tarafından hâlâ tehdit edildiğini ve olaya şahit olanların geri adım attığını söyleyen Ilıcalı; "Maalesef yeteri kadar gündeme gelmeyen bu hadiseyi kürsüde dile getirerek ailenin acılarının dinmesine bir nebzede olsa katkıda bulunmak istedim. Daha fazla Özgecanlar, Burcular kaybetmememiz için toplum olarak herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir. Ölen baba ve kızını geri getirmemiz olası olmayacak fakat alınacak önlemlerle yaşanacak diğer olumsuzlukların önüne geçmemiz olası olacaktır. Burcu kızımızın başına gelen ileride diğer kişilerin de başına gelebilir. Bu konuya dikkat çekmek istiyorum. Konu yargıda. Yargının gerekli caydırıcı cezayı vereceğine inanıyorum " bu şekilde konuştu.
Kızı ve eşinin öldürüldüğünü gözyaşlarıyla Meclis'te anlatan Songül Şengel, olay zanlısı hakkında istenen cezanın yetersiz olduğunu belirterek "Bizi hala tehdit ediyorlar. Olaya şahitlik edenleri de tehdit ediyorlar. Çok korkuyoruz. 3 dakikanın içinde doğradı. 27 yerinden bıçakladı. Eşimi 4 yerinden bıçakladı. Sonra bana yöneldi ancak elinden kurtuldum. Çıkarken 'Sıra sizde hepinizi doğrayacağım' dedi" ifadelerini kullandı.
Davaya bakan Avukat Bilge Mutlu Bilge, hazırlanan iddianameyi nihai derece yetersiz gördüğünü bildirerek şunları söyledi: "İki adamı öldürmüş bir cani için sadece müebbet hapis istemiyle iddianame düzenlenmiştir. Yargıya güvenimiz mahkeme sürecinde devam ediyor. İnşallah mahkeme sürecinde tasarlayarak insan öldürmeden ötürü bu caninin en ağır şekilde cezalandırılması için savunmamız yapacağız. Bu cani arabasının torpidosundan gazete kağıdına sarılı olarak beklettiği bıçakları alarak geliyor maalesef hayatının baharındaki genç kızımızı şah damarından keserek öldürdükten sonra kana doymayarak 27 defa daha bıçaklıyor. Kızını kurtarmak isteyen babayı öldürüyor. Anneyi yaralıyor. Komşuyu yaralıyor. Vahşetin sebebini hala bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey kasapta öğrenmiş olduğu maharetlerini nişanlısının üzerinde uygulamış bir caniyle karşı karşıyayız. Evlatlar basit yetişmiyor. 18 yaşında hayatının baharında sevdiği nişanlısı tarafından öldürülen bir genç kızın dramı. Bu Özgecan cinayetinden de çok vahim bir cinayet. Ancak yargılama sürecinde sanığın avukatları bunu bir akli denge bozukluğuyla açıklama edip kurtarmaya çalışıyorlar. Bu bir cinnet değil cinayettir. Başbakan ve İnsan Hakları Komisyonuyla da görüştük" dedi.
24.02.2016 19:00:20