HDP üyeleri hakkında çeşitli mahkemelerdeki iddianameler ve mahkeme kararları, 6-8 Ekim olayları, Hendek operasyonları ile tüm dosya kapsamında ortaya konulan delillerden, HDP'nin daha önce Anayasa Mahkemesince kapatılan partiler gibi tamamen PKK/KCK'nın güdümünde bulunduğu ve PKK'nın legal görünümlü bir yan kuruluşu olduğunun ortaya konulduğuna dikkat çekildi. HDP'nin teşkilat kongreleri ve büyük kongreleri ile tüm gösteri ve toplantılarının Anayasa ve yasalara göre kurulmuş bir siyasi partinin olması gereken parti kongreleri ve toplantıları gibi değil de bölücü terör örgütü PKK ve örgüt elebaşı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atılan alanlar haline getirildiği belirtildi. İddianamede, kongre salonlarının örgüt kampları gibi terörist fotoğrafları ve sözde terör örgütü bayrakları ile donatıldığı ifade edilerek, partinin kongrelerinin bir siyasi partinin kongresinden ziyade terör örgütünün propagandasının yapıldığı, ölen teröristlere saygı duruşlarında bulunulduğu, anayasal düzene ve üniter devlet yapısına yönelik açıkça düşmanlığın sergilendiği adeta “PKK kongreleri” şeklinde cereyan ettiği kaydedildi.
"Terör örgütünün siyasi görünümlü bir uzantısı, organıdır"
HDP'nin terör örgütü PKK-KCK'yı açıkça desteklemekten öteye geçerek onun bir organı gibi faaliyette bulunduğuna dikkat çekilen iddianamede şunlar kaydedildi:
"Aslında HDP ile PKK-KCK arasında bir fark yoktur. HDP silahlı terör örgütü PKK-KCK'nın emir ve talimatları doğrultusunda faaliyet yürüten yaptıkları veya yapmadıkları bakımından halka değil terör örgütü PKK-KCK'ya hesap veren, terör örgütünün siyasi görünümlü bir uzantısı, organıdır. Başka bir deyimle HDP; PKK'nın partisidir. Aslında buna şaşırmak gerekir. Çünkü Partinin Eş Genel Başkanlığını yapmış Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş açıkça HDP'nin terör örgütü lideri Öcalan'ın projesi olduğunu, Öcalan'ın HDP fikriyatında büyük emeği olduğunu belirterek açıkça söylemekten çekinmemişlerdir. Bu hususu örgüt elebaşı da kabul etmektedir".