Erzurum’u özledim...
Yanlış anlaşılmasın sakın...
50 bin kişilik stad yerine eski stadı onarıp (düz mantık restore) yeniymişcesine kırmızı halılarla açanları,
Plastik koruma yerine tahta koruma yapıp gencecik kızımızın en güzel çağlarını noktalayanları,
o güzel suyumuzu (‘’ Oh be Buz gibidir Erzurum suyu’’) zehire çevirenleri, bahçelerimizi, parklarımızı beton yığınlarına dönüştürenleri, güzelim fidanlıklarımızın yerine petrol depoları yapanları ve daha nicesi nicesi olanları değil.
Ben; ‘’Hadi oğul eline kuvvet, yüreğine sağlık, verene kurban...’’ diyen Erzurum’u özledim.
Sabah kahvesinde ülkeyi kurtaran, yardıma ihtiyacı olanlara gücü yetmese bile elindeki tek bir ekmeği ikiye bölen, düşeni kaldıran Erzurum’u özledim.
Bugün bir haber okudum. Başlık ‘’ Erzurumlu hayvan severden örnek davranış’’ idi.
Çok şaşırdım... Şaşırdım ama yardıma değil başlığa şaşırdım.
‘’Benim Erzurumum zaten yardım eder, benim Erzurumum zaten örnektir, benim Erzurumum örnek davranış göstermezse bu haber olur’’ diyecektim ki boğazımda düğümlendi, diyemedim.
Düşündüm! Ne oluyor memleketime? Bu kavgalar, bu dövüşler, bu küfürler niye?
Ne oldu bize böyle? Neyi bölemiyoruz da, neyi paylaşamıyoruz da birbirimizi üzüyor, belki de yok ediyoruz?
Bu kadar mı değiştik, bu kadar mı bencilleştik?
Kimdi bizi bu hale getiren, yoksa biz hep mi böyleydik de göremiyor muyduk?
Yo hayır... Biz hiç böyle olmadık! Böyle olsaydık ‘’Nenehatunlar, İbrahim Hakkılar, Cemal Gürseller’’ olur muydu?
O zaman biz bir yerde hata yaptık. Şana şöhrete mi kapıldık, yoksa şanı şöhreti mi yaratmaya çalıştık?
Dadaşlar silkelenmeli! Böyle bir millet, böyle bir ecdat bir daha gelmez bu topraklara.
İçindeyken görmezsin ama dışarıdan Erzurum’un bağrını, Erzurum’un kahrını, Erzurum sevdasını görürsün de, için içini yer birşey yapamazsın.
Alırsın kalemi eline yazarsın benim gibi. Sadece yazarsın. Yazmakla da düzelse herşey ‘’buyrun hep beraber birer kelime yazalım da düzeltelim herşeyi’’ der durursun.
Dadaş ismini taşımalı, Dadaş yüreğini taşımalı, Dadaş sevdasını dilinden, gönlünden, gözünden hiç ayırmamalı.
Çünkü biz Karlar kenti Erzurum’un başı öne eğik ama görülemeyecek kadar da dik Dadaşlarıyız.
Bizler Erzurum evlatlarıyız; soğuk şehrin gerektiğinde buz gibi(Ermeni Soy Kırım Tasarısı), gerektiğinde de çöl gibi insanları olmasını iyi bilenleriyiz.
Akıllıyız, sevdalıyız, ağlarız ama bunları asla belli etmeyiz.
Etme vakti gelmedi mi, gösterme vakti gelmedi, kullanma vakti gelmedi mi?
Biz Dadaşız, Haydi Erzurum sevdaya, çalışkanlığa, yardıma ve dayanışmaya gün bugündür başka gün de yok...
24.01.2012 18:10:54